Adam Gvili, günde 20 kez tuvalete gitmek zorundaydı, sık sık kabızlık çekiyordu ve bağırsak hareketleri sırasında ağrı duyuyordu. Hayatı kabusa dönem adam doktor doktor gezdi ama hastalığına teşhis konması altı yıl sürdü. Yanlış teşhisler, pahalı ve etkisiz tedavilerle geçen altı yılın sonunda sorunun neden kaynaklandığı anlaşıldı.
Günde 20 kez tuvalete gitmek zorunda olduğunuzu bir hayal edin. İş yerinde, otobüste, trende, hatta bir toplantı ortasında sürekli bir tuvalet arayışı içinde olmak yaşam kalitesini oldukça bozan bir durumdur.
İşte Adam Gvili tam da böyle bir kâbusu altı yıl boyunca yaşadı. Sürekli kabızlık, bağırsak hareketleri sırasında dayanılmaz ağrılar ve bitmek bilmeyen tuvalet ihtiyacı nedeniyle sayısız doktora başvurdu, türlü tetkiklerden geçti, ancak gerçek teşhis yıllar sonra konabildi. O zamana kadar yaşadığı sıkıntılar hem sosyal yaşamını hem de ruhsal sağlığını derinden etkiledi.
Şu anda 35 yaşında New York’ta erkek pelvik sağlığı üzerine uzmanlaşmış bir fizyoterapist olan Adam Business Insider’a verdiği röportajda, sık sık idrara çıkma ihtiyacının en rahatsız edici semptom olduğunu, yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilediğini söyledi ve yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
“Bu çok kötüydü, çünkü hayatımı sürekli buna göre yeniden düzenliyordum. Mesela arabaya biniyorum, kahve alacakken ‘bekle, belki de şimdi kahve içmemeliyim, bu beni etkileyebilir. Kahve idrar söktürücüdür. Tamam, işe gidene kadar bekleyeceğim’ diyordum. Sonra toplantıya gidiyorum. Ya tuvalete gitmem gerekirse, belki de şimdi tuvalete gitmeliyim’ diye düşünüyordum.”
Manuel terapi ve egzersizleri içeren altı ila sekiz aylık tedavinin ardından Adam’ın yaşadığı semptomlar ortadan kalktı.
Şimdi bu yolculuğun bir parçası olarak “Halka pelvik tabanın ne olduğunu öğretmek” istediğini söyleyen Adam, insanların destek gördüklerini hissetmeleri ve bu problemin geçici olduğunu, doğru tedaviyi bulduklarında iyileşeceklerini bilmelerinin çok önemli olduğunu, ayrıca birçok erkeğin pelvik tabanının varlığından habersiz olduğu ve cinsel sorunlarından utanç duyduğunu söyledi.
Pelvik taban kasları mesane, bağırsak ve cinsel organları destekleyen kas grubudur. Bu kaslar idrar kontrolü, bağırsak hareketleri ve cinsel işlevlerde rol oynar. Erkeklerde de kadınlar gibi pelvik taban disfonksiyonu görülebilir.
Araştırmalar 50 yaşın altındaki Amerikalı erkeklerin %16’sının pelvik taban disfonksiyonu yaşadığını gösteriyor. Bu durumda, pelvis içinde bulunan ve idrar yapmamıza, dışkılamamıza ve cinsel ilişkiye girmemize yardımcı olan kaslar düzgün çalışmıyor. Kadınlarda bu oran yaklaşık %40’tır.
Kadınlarda pelvik taban kaslarının gevşek olması daha yaygın olup, idrar veya dışkı kaçırma gibi semptomlara neden olurken, erkeklerde pelvik taban aşırı aktif ve gergin olma eğilimindedir.
Sıkı pelvik tabanın birçok nedeni vardır, bunlar arasında stres, idrar veya dışkıyı alışkanlık olarak tutma, uzun süre oturmaktan kaynaklanan kas hasarı, anormal duruş veya yürüyüş, cinsel travma veya ameliyat ya da doğum sırasında pelvik kasların yaralanması sayılabilir.
Adam, sık sık idrara çıkma ihtiyacının yanı sıra, kabızlık, tuvalete gittikten sonra penis ve rektum bölgesinde ağrı ve cinsel problemler yaşıyordu. Bazı erkekler ayrıca penis, rektum, kasık veya testislerinde ağrı ve erektil disfonksiyon hissedebilirler.
Trump’un üroloğuna bile gitti
Adam’a hastalığı teşhis edilmeden önce antibiyotik ve antidepresan reçete edildi, ancak bunlar işe yaramadı. Adam, birçok uzmana göründüğünü, çeşitli ilaçlar denediğini hatta “Trump’ın üroloğuna bile gittiğini” söyledi.
Onu çıldırtan şey olan sık idrara çıkma sorununun normal olmadığını biliyordu. Aile hekimine danıştı ve o da onu bir üroloğa yönlendirdi. Orada, iltihap veya enfeksiyon olup olmadığını kontrol etmek için “tüm testlerden” (fizik muayene, kan tahlilleri, idrar ve sperm kültürleri) geçti. Her şey normal çıktı, bu yüzden doktorlar semptomlarını anksiyete veya strese bağladılar.
“Her şey yolunda, iyisin. Rahat ol” dediler
Başka bir doktor, prostat veya çevresindeki kas ve dokuların iltihaplandığı, ancak bunun bir enfeksiyon nedeniyle olmadığı kronik bakteriyel olmayan prostatit teşhisi koydu. İdrarında bakteri testi negatif çıkmasına rağmen, bakteriyel enfeksiyonlar için kullanılan bir antibiyotik verildi, ancak bunun da faydası olmadı, dedi.
Adam’a ayrıca ile ilişkili semptomları tedavi etmek için kullanılan bir ilaç ve antidepresan reçete edildi, ancak bunların da hiçbir etkisi olmadı.
Yaşadığı deneyimi doğrulamak için internette araştırma yaptı, sosyal medya ve forum sitelerinde sağlığı için takviye alması ve oruç gibi moda olan yöntemleri denemesi konusunda bombardımana tutuldu.
“Meyve suyu oruçları, detokslar, kısıtlayıcı diyetler, yardımcı olabilecek her şeyi yapıyorsun. Ama geriye dönüp baktığında, bunların çoğunun gerçekten mantıklı olmadığını anlıyorsun” diyen Adam o dönemde kendini inanılmaz derecede yalnız, izole ve gerçekten desteklenmediğini hissetti. Oldukça karamsar ve karanlık günleri oldu. Kendini çöküyormuşum gibi hissediyordu.
Ve haftada iki kez pelvik taban terapisine başladı
Haftada iki kez pelvik taban terapisine başladı. Dördüncü seansta terapisti Adam’a pelvik tabanının gergin olduğunu teşhis etti ve bunu tedavi edebildi.
Haftada iki kez fizik tedavi gördü ve 2-3 ay sonra idrara çıkma sıklığının azalması ve kas gerginliğinin azalması gibi iyileşmeler görmeye başladı. Altı ay sonra tamamen iyileştiğini söyledi. Şimdi, eğitimli bir pelvik taban terapisti olarak, diğer erkeklerin onun yaşadıklarını yaşamaması için halkı bilinçlendirmek istiyor.
Peki bu problem ne kadar yaygın? Pelvik tabanı gerginliği nasıl teşhis edilir? Bu sorun başka hangi problemlerle karıştırılabiliyor? Günde kaç kez idrara çıkmak normal kaçtan fazlası bir sorunun işareti olabilir?
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği’nden Doç. Dr. Selçuk Sarıkaya ile konuştuk.
Pelvik tabanın leğen kemiği (pelvis) içinde yer alan ve alt kısmını kaplayan bir grup kas ve bağ dokusundan oluşan yapı olduğunu söyleyen Sarıkaya, bu yapının hem erkeklerde hem de kadınlarda çeşitli organları destekleyen bir “hamak” gibi çalıştığını, mesanede idrarın depolanması ve atılması ile cinsel fonksiyonlar üzerinde oldukça etkili olduğunu söyledi.
Pelvik taban gerginliğinin ise pelvik taban kaslarının normalden fazla kasılı durumda ortaya çıktığını, pelvik taban gerginliğinin; kasıkta baskı hissi, idrar yaparken zorlanma veya sık idrara çıkma hissi, alt karın veya pelvik bölgede kronik ağrı, aşırı aktif mesane(ani idrar hissi), rektal ağrı veya dışkılama sırasında zorluk ve ağrılı cinsel ilişki (disparoni) gibi semptomlara yol açabileceğini ifade eden Sarıkaya, tanı ve tedavisi hakkında şunları söyledi:
“Pelvik taban gerginliği tanısında; ayrıntılı hasta hikayesi, hastalığın tanısında kullanılabilen sorgu formları, fizik muayene, laboratuvar tetkikleri, ürodinami ve biyofeedback tetkikleri ile radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılır.
Tedavisinde; fizyoterapi ve egzersizler, biyofeedback tedavisi, kullanılabilecek ilaçlar, eşlik eden idrara çıkma sorunları ile cinsel sorunların tedavisi, psikolojik destek ile sıcak uygulamaları tercih edilebilir. Kişiye özel tanı ve tedavi planı oldukça önemlidir.”
Pelvik taban gerginliği bazen başka hastalıklarla karıştırabiliyor. Doç. Dr. Selçuk Sarıkaya, erkeklerde kronik bakteriyel prostatit, kadınlarda endometriyozis ve vajinismus, mesane ağrı sendromu, kronik pelvik ağrı ve barsak hastalıkları gibi bazı sorunlarla karıştırabileceğini söyledi:
“Sağlıklı bireyler günde 4 – 8 kez idrara çıkabilir.” diyen Sarıkaya, günlük tüketilen sıvı miktarı, kafein ve alkol tüketimi, yaş, kullanılan ilaçlar, hava sıcaklığı, gebelik, idrar yolları sağlığı ve eşlik eden hastalıkların idrara çıkma sıklığını etkileyebildiğini sözlerine ekledi.
Pelvik taban gerginliğinin, ürolojik, jinekolojik, gastrointestinal ve cinsel problemlerin yanı sıra kronik pelvik ağrı ile ilişkili olduğunu ve yapılan araştırmalarda %50’lere varan oranlarda yaygınlığının saptandığını belirten Sarıkaya, özellikle işeme sorunu ve cinsel sorunu olan hastaların yanı sıra barsak hastalıkları ile başvuran hastalarda pelvik taban fonksiyonlarının ayrıntılı incelenmesi gerektiğini, pelvik taban sağlığının pek çok fonksiyon ve kalitesi açısından önemli olduğunu vurguladı.