Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, dün akşam partisinin İstanbul Tuzla’da düzenlediği mitingde çok vahim bazı iddiaları dile getirdi. Özel, bazı savcılarla bağlantılı avukatların ‘İBB davası borsası’ oluşturduğunu öne sürdü. Özel, “Bazı avukatların gidip kişilerle görüşüp ‘Beni savcı bey yolladı. Avukatlığını yapacağım. Şu ifadeyi vereceksin. Şunları söyleyeceksin. Şu kadar da para vereceksin’ diyerek bir çetenin ‘İBB davası Borsası’ oluşturduğuna dair kanıtlarının elimizde olduğunu Türkiye’ye ilan ediyorum. Milyonlarca dolarlık bir dosyayı deşifre etmek samimi çağrımdır. HSK’ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz, HSK’ya avukatın telefon WhatsApp kaydının dökümünü vereceğim!” dedi.
CHP, Cumhurbaşkanı adayı ve görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlatılan ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinglerine devam ediyor. Mitinglerin dünkü ayağı İstanbul’un Tuzla ilçesi oldu. Sıcağa rağmen oldukça kalabalık mitingde önce, her zaman olduğu gibi Silivri’de tutuklu olan Ekrem İmamoğlu’nun mesajı okundu.
İmamoğlu mesajında “Devletimizi sahte diploma çeteleri karşısında aciz hale düşürenler, benim usule, hukuka uygun diplomamı iptal ettirmek için üniversiteye, yargıya baskı yapıyorlar, hakimleri değiştirip duruyorlar. Diplomam hızla iptal edilsin, diye üniversiteye yazılar yazıp, baskı yapan savcılık, benim ve arkadaşlarım hakkında, Ekim 2024’te başlattığı soruşturmayı sonuçlandırıp iddianameyi hala hazırlayamadı. Tam 9 aydır aradıklarını bulamadıkları için, ortada iddianame yok. O iddianame önümüze gelecek ve bütün iftiraları, kumpasları, yalanları bir bir yüzlerine vuracağız” dedi.
İmamoğlu’nun mesajının tamamı şöyleydi:
“Aziz şehir İstanbul’un bir ucundan bir ucuna, Silivri’den Tuzla’ya selam olsun. İstanbul’umuzun kendine has, güzel ilçesi Tuzla’nın güzel insanları, kıymetli hemşerilerim… Güler yüzlü hanımefendilerimiz, kıymetli beyefendilerimiz, sevgili gençler ve güzel çocuklar; merhaba! Tuzla, tam 32 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal belediyeciliğine kavuştu, icraatçı ve halkçı kimliğiyle tanıştı. Tuzlalılar, İstanbul’un en genç belediye başkanlarından Eren Ali Başkanımıza yürekten güvendi. Onun enerjisiyle, azmiyle Tuzla’ya canla başla hizmet edeceğine inandı. O da sağ olsun sizlerin güvenini hiç boşa çıkarmadı, çıkarmayacak.
‘2019’dan bu yana Tuzla’da çok şey değiştirdik’
Biz, 2019’dan bu yana Tuzla’da çok şey değiştirdik. Bu değişimi en çok ve en derinden sizler yaşadınız, sizler hissettiniz. Tuzla’ya kreşler açtık ve okul öncesi eğitim imkanlarına ulaşmada yaşanan büyük adaletsizliği bitirmeye çalıştık. Kreş çağında çocuğu olan annelere iş bulup, çalışabilmeleri için fırsat sunduk. Kent Lokantası açtık ve ağır ekonomik koşullar yüzünden yeterince beslenemeyen, sağlıklı, kaliteli gıdaya bütçesi yetmeyen vatandaşlarımızın yanında olduk. Bölgesel İstihdam Ofisimizi hizmete sunduk. Başta gençler, kadınlar olmak üzere, Tuzlalı hemşerilerimizin işe yerleşmelerine aracılık ettik. KİPTAŞ sosyal konutlarımızla, çok değerli bir konut edinme modelini hayata geçirmeye başladık. Hem de iktidarın bütün engellemelerine rağmen. Tuzla için yaptıklarımızın listesi çok uzun. Çünkü milletin parasını millete verirseniz, bir avuç azınlığa değil, milletin tamamına hizmet ederseniz, daha önce görülmemiş kadar çok icraat yaparsınız, iş üretir, hizmet sunarsınız.
‘Karşılarında, onları her seçimde sandığa gömmüş bir aday olunca, çareyi iftiralara dayalı soruşturmalarda arıyorlar’
Bizimle icraatta, hizmette yarışamadıkları için, sandıkta karşımıza çıkmaya korkuyorlar. O korkuyla bizleri tutsak edip, koltuklarını korumaya uğraşıyorlar. Karşılarında, onları her seçimde sandığa gömmüş bir aday olunca, çareyi diploma iptalinde, yalanlara, iftiralara dayalı soruşturmalarda arıyorlar. Devletimizi sahte diploma çeteleri karşısında aciz hale düşürenler, benim usule, hukuka uygun diplomamı iptal ettirmek için üniversiteye, yargıya baskı yapıyorlar, hakimleri değiştirip duruyorlar. Diplomam hızla iptal edilsin diye üniversiteye yazılar yazıp, baskı yapan savcılık, benim ve arkadaşlarım hakkında, Ekim 2024’te başlattığı soruşturmayı sonuçlandırıp iddianameyi hala hazırlayamadı. Tam 9 aydır aradıklarını bulamadıkları için, ortada iddianame yok. O iddianame önümüze gelecek ve bütün iftiraları, kumpasları, yalanları bir bir yüzlerine vuracağız.
‘Milli irade hükmünü verecek ve hak yerini bulacak’
Ne yapsalar boş. Bu iktidar için çareler tükendi. Gerçeklerden kaçamayacaklar. Sandığı milletten kaçıramayacaklar. Milli irade hükmünü verecek ve hak yerini bulacak. Hiç tükenmeyen umudumuz ve cesaretimizle… Herkesi bir ve eşit gören, iyilik dolu kalplerimizle… Herkes için her yerde adalet ve hürriyet isteyen tertemiz vicdanımızla biz kazanacağız. Durmayacağız, haykıracağız: Herkes için, her yerde; önce adalet, önce hürriyet! Hak yemeyen, hakkını da yedirmeyen milyonlar kazanacak. 86 milyonun birliği, kardeşliği kazanacak. Tek bir fani kişi kaybedecek, ilelebet yaşayacak olan bu aziz millet kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”
“Milletin karşısına çıkamayan Erdoğan, 2 Kasım’da sandığı getir, millet versin kararı!”
Bu mesajın okunmasının ardından kürsüye Özgür Özel geldi ve konuşmasını yaptı. Özel’in konuşmasından önemli satır başları da şöyleydi:
“İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısı Tuzla’dayız. Bu meydanları dolduranlar, Ekrem Başkan’a sahip çıkmak için, kendi yaşadığında yalnız kalmayıp yanında bir diğerini gördüğü için. Emekli işçi için, esnaflar çiftçiler için hep birlikte mücadele için buradayız! İnsanımız yüreklidir korkutamazsınız, bizi yolumuzdan çeviremezsiniz!
Ekrem Başkan masumdur. Karşımızda bir iftira çetesi vardır! Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. İnsan içine çıkamayacaksın dedin, ben 140 gün sonra, Yozgat’tayım, Konya’dayım, Mersin’deyim, Van’dayım Tuzla’dayım. Sen neredesin Erdoğan? Artık o salon adamı Erdoğan, serin salonlarda oturan ama milletin karşısına çıkamayan Erdoğan, 2 Kasım’da sandığı getir, millet versin kararı!
“Elbette iktidarımızda refahı getireceğiz, ama bu ülkeyi kolay ölümler ülkesi olmaktan çıkaracağız”
Milletin yanında duran bütün kardeş partilere yürekten teşekkür ediyorum. Tuzla hep emek kokar ancak hep iş cinayetleriyle gündeme gelir. Bu bir yüzükle siyasete gelip evlatlarının gemicikleri olan birisi, o bir yüzükle gemiler, servetler olurken, Tuzla’daki vatan evları o gemileri yaparken can veriyor. Her gün ölümü soluyor, kanser oluyorlar.
Can veriyorlar. Erdoğan 23 yılda 30 bin 200 işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetlerinin olduğu bu ülkede yılın ilk yarısında 961 işçi iş cinayetlerine kurban giderken, yani ilk altı ayda 3 tane Soma faciasını bu ülkede yaşamışken, hala sermayenin üretim hırsını baskılamamak için gerekli tedbirleri almayanlara karşı Tuzla Meyda’nından sesleniyoruz. Elbette iktidarımızda refahı getireceğiz. İşsizliği bitireceğiz, elbette ki ülke kazanacak, patronlar daha çok kazanacak ama hem adil bölüceşeğiz hem de bu ülkeyi ucuz ölümler, kolay ölümler ülkesi olmaktan çıkaracağız.
Kadının cumhuriyet ile kazandığı haklarına göz dikenler birinci dereceden sorumludur
Dünyanın pek çok ülkesinde iş cinayetleri tarihe karışırken, işçinin emeğinin, hayatının bu kadar değersiz olduğu bir ülkeyi kabul etmiyoruz. Bu ülkede ayrıcalıklı bir zümre dışında kimse güvenli değil, tersanedeki, madendeki, tezgahın başındaki işçi güvende değil, pazar yerinde katledilen çocuklar, para için çocuk öldüren yenidoğan çetesi, metan gazından ya da güneş altında Mehmetçiğin ölümüne sebebiyet veren iş bilmezlikler, ormanda yanan ağaçlar, canlar, ormanı kurtarayım derken hayatını kaybeden canlar var bu ülkede.
Ne ormana, ne işçiye ne çocuğa iyi gelemeyen bu kara düzen şimdi de yine durduramadığı, kadın cinayetlerinden bir tanesini daha bugün yaşadık. TBMM’de bizim de grubumuza hizmet eden Saliha Akbaş katledildi. Şunu ifade etmek isterim ki kadın cinayetleri politiktir. İstanbul Sözleşmesinden çıkanlar, nafaka hakkına bile göz dikenler, kadının cumhuriyet ile kazandığı haklarına göz dikenler birinci dereceden sorumludur. Hesap soracağız!
“AKP’nin pislik paçasından akmaktadır”
Devlete ait hiçbir şey güvende değil. Yıllarca sınav sorularını FETÖ’cülere çaldıranlar, son LGS sınavına şaibe düşürenler, eldeki her şeyin çalındığı günlere geldik. Sahte diplomalar düzenlemişler, sahte ehliyet belgeleri düzenlemişler. Maalesef bu ülkede çalışan, sınavı kazanan 1 milyon öğretmen atanmazken, 300 atanmamış öğretmen intihar etmişken, bazı uyanıklara sınava bile girmeden diplomalar veren 250 bin liraya diploma satan bir sistem 2025 yılında Türkiye’de olmuştur. Maalesef aylar sonra haber olunca bakanlık tarafından doğrulanmıştır.
İnsan çıldıracak gibi değil diyor. 7 Ocak’ta 23 ilde, 23 Mayıs’ta 12 ilde toplam 35 ilde 197 şüpheliden 150 adli kontrol ile serbest bırakıldı. 30 yaşında 9 aylık belediye başkanını, kasasında mühür çıkan belediye başkanını gözaltına alanlar, 9 aydır bu skandalı örtüyorlar. Öbür tarafta sabah 6’da yaz, burada 9 aydır gizle. AKP’nin pislik paçasından akmaktadır. Bunu nasıl gizliyorsun? Çünkü bunun içinde Osmanlı torunuyum diyen şarlatan burada. Bakan yardımcın burada. Övünerek yazdığı 6 belgeyi özgeçmişinden kaldırmış.
Nereye gitsen AKP var. Torbacıyı narkotik şube müdürü yapmış bu namussuzlar! Sarayda oturan biri diyor ki; ‘Millet aç, ne diye diploma konuşuyorsunuz’ diyor. Milleti aç bırakan da sensin, işsiz bırakan da sensin. İşin merkezindeki adam, 400 akademiyenin sahte sınav sonuçlarıyla doçent ya da profesör yaptığı söylüyor.
“Meclis’te komisyon kurulsun demiş, Hatay Milletvekilimiz Mehmet Güzelmansur”
Bunların tamamı bu rejimin başıma musallat ettiği liyakatsiz, partizan adamlardır. Bu listelerin tamamını ortaya çıkarana kadar peşini bırakmayacağız. Bazen diyorlar ya CHP ne yapıyor. elimdeki önerge, TBMM Başkanlığına, üniversite mezunu işsiz genç sayısı milyonları bulurken, özellikle kamuda liyakatin yok edilmesi, sahte diploma ile istihadamı yaygınlaştırmaktadır. Üniversiteye sahte diplomalarının akademisyen olarak giriyor olması dolandırıcıların cesaretini arttırmaktadır. Hepsini saymış. Meclis’te komisyon kurulsun demiş. Hatay Milletvekilimiz Mehmet Güzelmansur. Bunu dün değil, 1 Aralık 2022 yılında söylemiş.
Sonuç, AKP oyları ile reddedilmiş. Şimdi çıkmış 7 aydır biliyorduk, diyorsun. Marifet sanki.
Şu kadar kalabalık bulsa ‘Büyük İstanbul Mitingi’ yapar. Murat Çalık’ın annesini ağlatarak, yine hapishaneye koydular. Gözümüz kulağımız Adli Tıp’ın üzerinde. Çalık hükümlü değil. Ceza almamış, suçsuzluk esas, yargılama başlasa suçsuzluğu ispat olacak. Dikkatle takip ediyoruz.
“Tiktok’çu Hakan, Kurtlar Vadisi müzikleri ile kendini Erdoğan sonrasına hazırlanıyor”
TÜGVA’yı stada doldurmuş, ‘Özgür Özel benin Filistin hassasiyetimi sorgulayamaz’ diyor. Sen de Trump hassasiyeti var. TÜGVA’lı çocuklar pankartı açmış; ‘Mescidi Aksa bir gün gelecek, bir gün kalacak.’
Netanyahu Mescid-i Aksa’yı işgal etti. Açıklama yok. Tiktok’çu Hakan var. Amerika’ya tık yok, akşama TikTok. Kurtlar Vadisi müzikleri ile kendini Erdoğan sonrasına hazırlanıyor. İsrail’in Gazze’yi işgal planını kınıyormuş. Trump’ın planı, ondur anlatıyor. Bir kere bir şey diyor mu? Biz durduğumuz yerdeyiz. Ecevit nasıl Yasser Arafat’ın yanındaysa, Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin davasındaysa biz de oradayız. Açıkça söyleyelim bütün meseleler düşmüştür. Necmettin Erbakan’ın oğlu ile de Saadet Partisi ile de miting yaptık. O milli görüş gömleğini çıkarıp attı.
“Bu avukatı Türkiye Barolar Birliği’ne şikâyet edeceğiz, bu savcıyı HSK’ya şikâyet edeceğiz”
Milyonlarca dolar, hani 1 lira rüşveti, 560 milyar dolar rüşvet var deyip 1 kuruşu ispat edemediler ya, milyonlarca dolarlık bir dosyayı deşifre etmek samimi çağrımdır. HSK’ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz, HSK’ya avukatın telefon WhatsApp kaydının dökümünü vereceğim! O döküme göre işlem başlatır ve kanıta ulaşmak isterse ses kaydı HSK’nın emrindedir. Bu işi şu şekle döndürmüşler, elde sarı bir zarf, senden şu ifadeyi istiyorum bu sarı sarı zarfı rüşvet olarak verdim de şirketini kurtar. FETÖ’cülerin önceden yaptığını şimdi yapmaya çalışanlara teslim olursak namertiz.
Bu avukatı Türkiye Barolar Birliği’ne şikâyet edeceğiz. Bu savcıyı HSK’ya şikâyet edeceğiz. Bir soruşturma açılırsa, bu AK Toroslar çetesi dağıtılırsa millet doğruları görecek!
AK Parti’de bu pisliğe sessiz kalmayacak namuslu insanlara sesleniyorum. Örneğin eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül talep etsin, bilgileri, belgeleri verelim. Mevcut Adalet Bakanı bu çeteden rahatsız, cesaret göstersin, bu çeteyi hep beraber dağıtalım. Biz yargıdan değil çeteden bıktık.
Buradan Devlet Bey’e sesleniyorum, buna sessiz kalmaması gerektiğini, AKP’li temiz siyasetçilere sesleniyorum gelin bu çeteyi dağıtın.”