Makam Biter, Maskeler Düşer
09 Ağustos 2025

Rue de la Muette, Paris’in sakin ve zarif köşelerinden biri. Küçük bir kafede, yıllarını Hazine’de, İstanbul Borsası Başkanlığı’nda ve özel sektörde geçirmiş, neşesi ve kıvrak zekasıyla tanınan, OECD’de beraber görev yaptığımız nev-i şahsına münhasır dostum Osman Birsen’le oturuyoruz.
Osman Bey’in eşi, Mulkiye’den İngilizce hocam Deniz Hanım’a büyük sevgi ve saygım vardır.

Konu dönüp dolaşıp, insanların makamlara ve koltuklara gösterdiği o yapay saygıya geliyor.

“Yeni bir bürokrat ya da siyasi göreve atandığında tebrik ziyaretlerinin ardı arkası kesilmez,” diyor. “Ben bu dönemde genellikle uzak dururum. İlk ziyaretimi, görevden alınan ya da kendi isteğiyle ayrılan kişiye yaparım. Çünkü ona kimse uğramaz.”

İş dünyasında, siyasette, hatta sivil toplumda bile aynı manzarayla karşılaşırız: Görevde olduğunuz, yetki kullandığınız, imza attığınız sürece herkes yanınızdadır. Telefonunuz hiç susmaz, davetler ardı ardına gelir, sosyal medyada adınız övgü dolu paylaşımlarda geçer. Size gösterilen saygının, ilginin, dostluğun şahsınıza olduğunu zannetmek kolaydır.

Oysa çoğu zaman bu saygı, sizin değil, oturduğunuz koltuğun saygınlığıdır. Ve o koltuk bir gün elinizden gittiğinde –ki mutlaka gidecektir– gerçek yüzler ortaya çıkar. Dün sürekli etrafınızda dönenler, bugün sizi tanımazdan gelir. Davetler azalır, telefonlar susar, mesajlar cevaplanmaz. Çünkü o ilişkilerin temeli, sizin vizyonunuza veya karakterinize değil; yetkilerinize, kaynaklarınıza, sağladığınız fırsatlara dayanıyordu.

Kariyer yolculuğunda kalıcı itibarı belirleyen, görev süresince edindiğiniz bağlantıların sayısı değil, görevden sonra hâlâ devam eden ilişkilerin niteliğidir. İnsanlar, kriz zamanında, yetki elinizde değilken, çıkar ilişkisi kalmadığında hâlâ yanınızdaysa; işte o zaman gerçek değeriniz ortaya çıkar. Siyasi, dini, ekonomik konumuna bakmadan şahsına saygı duyduğum her partiden iyi dostlarım var.

Nick Clegg… Liberal Demokrat Parti liderliğine kadar yükselmiş, öncesinde Avrupa Komisyonu’nda Sir Leon Brittan’ın yanında çalışmış, Avrupa Parlamentosu’nda ülkesini temsil etmiş, ardından Birleşik Krallık’ta milletvekilliği yapmış, David Cameron hükümetinde koalisyonun en önemli ortağı olarak Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenmiş güçlü bir siyasi figür. Aynı zamanda College of Europe’dan sınıf arkadaşımdı.

Başbakan Yardımcılığı döneminde bir gün bile ofisine gitmedim. Çünkü görevdeyken ziyaret ettiğimde, belki bir beklentim olabileceğini düşünebilirdi. Tebrik mesajı gönderdim ve bekledim. Görevden ayrıldıktan sonra aradım ve şahsi ofisine gittim. Gerçek dostluğumu, bunun görevle hiçbir alakası olmadığını göstermek için.

Orada uzun uzun sohbet ettik. O an çok duygulandı. Ve ben de gördüm ki; Türkiye’deki makam olgusuyla aynı gerçek orada da geçerliydi: Görevdeyken makam ve etrafında mahşeri bir kalabalık, görevden sonra ise dostluk kalıyor.

Bu yüzden makamdayken, koltuğun gücüne değil, kendi duruşunuza yatırım yapın. İnsanlara çıkar ilişkisi dışında değer katın, ilham verin, güven inşa edin. Çünkü koltuklar değişir, unvanlar unutulur ama vizyon ve karakter kalıcıdır.

ÇOK OKUNANLAR