Özel’in ‘İBB davası borsası’ kurmakla suçladığı avukat adli kontrolle serbest
09 Ağustos 2025

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘İBB davası borsası’ kurulduğuna dair iddialarında adını verdiği avukat Mehmet Yıldırım adli kontrolle serbest bırakıldı.

Özel, 6 Ağustos’taki Tuzla mitinginde bir çetenin ‘İBB davası borsası’ oluşturduğuna dair elinde kanıtların olduğunu ve bunları ertesi gün Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) vereceğini belirtmişti:

Bir avukatın da ismini veren CHP lideri, özetle :

* Bir avukatın, adı M.Y. Tam mı söyleyeyim? Mustafa Yıldırım. (Mustafa Yıldırım ismi daha sonra CHP’nin resmi  hesabından Mehmet Yıldırım şeklinde değiştirildi) Bir avukatın şirketleri gezip, “Sana da şu gelebilir, bu gelebilir. Şöyle yaparsan seni kurtarırım” dediğini, bazı tutukluların aileleriyle temas kurduklarını, hatta bugün içeride olan bir tutuklunun geçmişte bunlarla görüştüğünü, bu avukatın dediği parayı bankadan çektiğini, dekont elde, bu avukatın yolladığı kişilere banka şubesinde teslim ettiğini -tarih belli, saat belli, dekont belli, kamera kayıtları orada- ve bu kişilerin parayı alıp avukata götürdüklerini, avukatın bir savcının ismini açıkça söyleyerek “Bu kişi gelip şu ifadeyi verecek” dediğini, bu dediğinin gerçekten de o dediği gün olduğunu, bu ispatla diğerlerine bir şeyler yaptırdığını, yetmez bu kişileri telefonda kısa da olsa savcıyla görüştürdüğünü, elimde kanıtım var, yarın HSK’ya veriyorum.

Yıldırım, Özel’in açıklamalarından yaklaşık 24 saat sonra İstanbul Başsavcılığı’nın re’sen açtığı soruşturmada ‘nüfuz ticareti’ suçlamasıyla gözaltına alındı.

Adliyeye sevk edilen Yıldırım’ın savcı tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talep edildi. Yıldırım, çıkarıldığı hakimlikçe ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.

Yıldırım savcılık ifadesinde şunları söyledi:

‘Müvekkilim suçsuzdur, etkin pişmanlıktan yararlanmıştır’

* Benim avukat olduğum ve mesleğimi icra ettiğim doğrudur, ben hayatım boyunca mesleğim haricinde para almadım. Kimsenin ismini, adını kullanmadım. Bahsi geçen İBB dosyasından benim kesinlikle bir bilgim yoktur. Bu dosyaya ilk dahil oluşum 27 Nisan 2025 tarihinde (30 Nisan’da tutuklanan eski İBB Bilgi İşlem Daire başkanı) Naim Erol Özgüner’in gözaltına alınmasıyla başlamıştır. Bahse konu dosya için benim vekaletimin olduğu kişi Naim Erol Özgüner’dir.

* Bu kişiyle üç yıldır vekalet ilişkimiz vardır. Kendisinin bu dosyalardan önce de avukatıydım. İBB operasyonu kapsamında kendisi alınmıştır ve tutuklanmıştır. Kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi suç kapsamında soruşturuluyordu. Herhangi bir ilgisi, alakası kesinlikle yoktur, kendisi suçsuzdur. Kendisinin suçsuz olduğuna inanıyorum etkin pişmanlıktan faydalanmıştır. Naim Erol Özgüner’den avukatlık ücreti olarak 2 Milyon lira + KDV aldım. Onu da faturalarını ve makbuzlarını kestim.

*  (Tuce firmasının yetkilisi) Cem Çelik’in yeğeni bende avukat olarak çalışıyordu. Bu vesileyle bir gün yanıma geldi. Hakkında yakalama kararı olduğunu duyduğunu, Naim’in avukatlığını yaptığını, kendisinin de avukatı olmamı istedi. Kendisine hukuki yardımda bulunabileceğimi, ancak İBB dosyası kapsamında konumunu bilmediğimi ve eylemlerle hangi şekilde bağlantılı olduğunu anlatmasını istedik. Kendisinin (firari işadamı) Murat Gülibrahimoğlu ve (tutuklu İBB Spor Kulübü Başkanı) Fatih Keleş’in şirketlerinin mali müşaviri olduğunu, Fatih Keleş’e devredecekleri şirketlerin ve 125 milyon lira para transferini içeren dekontları sunabileceğini söyledi. Ben de İstanbul Adliyesine gelerek ilgili dosya savcısına makamında Cem Çelik’in bana anlattıklarını vekalet ilişkisi içerisinde hukuki çerçevede anlattım. İlgili dosya savcısı bir gün belirledi. Bende belirlediği günde Cem Çelik’i getirdik. İlgili dekontları dosyasına sundum. Birkaç ay sonra eksik ve yanıltıcı bilgiler beyan ettiği için tutuklandı. Cem Çelik ilk aşamada tanık olduğu için herhangi bir vekalet sunmadık.

‘Cem Çelik’ten 150 bin dolar para aldım’

* Cem Çelik, Murat Gülibrahimoğlu’nun mali müşaviri olması hasebiyle Yağmur, Adem, Volkan, Yener isimli şahısların beyan vermek üzere getirdi. Ben bu süreçlerde ilgili dosya savcısıyla mecbur makamda görüşmek zorundaydım. İşim gereği bu görüşmeleri kanunen gerçekleştirmek zorundayım. Bunların dekontları ve makbuzları kesilmiştir. Yağmur ve Adem’in ifadesine Cem Çelik’in yeğeni olan ve bizim de sigortalı çalışanımız olan Berfin Çelik Doğan girmiştir. Volkan’ın avukatlığına eski stajyerimiz Hayrettin Ersoy girmiştir. Yener’in ifadesine ben girdim. Yener ifade sürecinden sonra tutuklanmıştır ve halen tutukludur. Cem Çelik’ten bu hukuki işlemler için avukatlık ücreti kapsamında 150 bin ABD doları para aldım. Ayrıca Yener’den bir lira para talep etmedim. Benim Cem, Yener ve Naim Erol dışında İBB dosyasında hiç kimseyle cezaevine gidip görüşmüşlüğüm yoktur. Zaten cezaevinde kayıtlar altına alınmaktadır, ben bu kayıtların getirilmesini talep ediyorum. Naim Erol hariç diğer yukarıda bahsettiğim kişiler bir şirketin çalışanı olması ve Cem Çelik tarafından getirilmesi hasebiyle avukatlığını yaptığım kişilerdir.

‘Savcılardan bir talimat almam mümkün değildir’

* Bu kapsamda benim vekaletini aldığım ya da haricen görüştüğüm hiç kimse ve şirket olmamıştır. Basında bahsedilen 70’den fazla etkin pişmanlıkta bulunan kişi vardır. Ben yukarıda görüştüğüm kişiler haricinde kimseyle görüşmedim. Kimsenin avukatlığını yapmadım. Kimsenin ailesiyle görüşmedim. Para karşılığı kimseye böyle bir vaat vermedim. Benim mesleğim gereği müvekkillerimin menfaatini korumak amacıyla hakimler ve savcılarla makamlarında hukuki çerçevede müvekkillerimin hukuki durumunu görüşmem zorunludur. Meslek hayatım boyunca benim hiçbir savcıyla da dışarıda görüşmem olmamıştır. Soruşturma savcılarından bir talimat almam mümkün dahi değildir. Bu tamamen yargı camiasına aleni hakarettir. Avukatlık kanunu bunu emreder. Aksi halde soruşturma geçiririm.

‘Ses kayıtlarında para, menfaat geçiyorsa istifamı veririm’

* Gkn kargo sahibi olan Gökhan Akyürek ile müvekkillerimin akrabası olması hasebiyle yaklaşık 2,5 ay önce yemekte tanıştım. Öncesine ilişkin herhangi bir görüşmem kesinlikle olmamıştır. Bahse konu ses kaydını Yener Torunların oğlu Doğukan’ın aldığını tahmin ediyoruz. Basında bahsedilen ses kaydı Doğukan’la aramda geçen konuşmaya ilişkin konuşmayı kayıt altına aldığını düşünüyorum. Kesinlikle benim hukuk dışı bir konuşmam yoktur. Bahse konu konuşmada en hatırladığım kadarıyla firar olan Murat Gülibrahimoğlu’nun gelmesi halinde babası olan Yener Torunların tahliye olabileceğini hukuken mümkün gördüğümden bahsetmiştim. Bu şekilde tavsiye ve vermemin sebebi Yener Torunların Murat Gülibrahimoğlu’nun koruma ya da idari müdürğ olması sebebiyledir. Aramızda kesinlikle para konuşması geçmedi.

* Murat Gülibrahimoğlu hala firardadır. Benim müvekkillerimle görüşmelerim ses kaydına alınmış olabilir. Ben kaydedilenlerin ne olduğunu bilmemekle birlikte kesinlikle arkasındayım. Bahsedilen ses kayıtlarında bir TL veya herhangi bir para, menfaat ya da aklına gelecek herhangi bir şey geçiyorsa istifamı veririm. Benim kesinlikle müvekkil ilişkisi içerisinde usulsüz bir şekilde basında yer alan konuşmaları yapma ihtimalim yoktur. Ben böyle konuşmalar yapmadım. Bu hususta tarafıma iftira atan herkese gerekli şikayet işlemlerini başlatacağım. Benim kimseyle para konuşmuşluğum yoktur. Avukatlık ücretim bellidir. Kimseyi yönlendirmedim. Bana gelen kişiler yukarıda anlattığım gibidir. Suçsuzum.

ÇOK OKUNANLAR