10Haber dün İngiliz yazar Daisy Dunn’ın yeni yayınlanan “The Missing Thread” adlı kitabıyla ilgili BBC’nin yaptığı haberi işledi.

Kitaba göre Antik Yunanlı şair Semonides, M.Ö. 7. yüzyılda oturmuş kadın tiplerini kategorize etmiş. “Kadın çeşitleri” diye skandal bir liste yapmış ki, okurken şaşırdım kaldım.

Mesela domuz kadın — yemek yemeyi ev temizliğine tercih eden. Tilki kadın — gözlemci. Köpek kadın — söz dinlemez. Ve işte asıl olaylı kategori: “Eşek kadın” — cinsel olarak fazla hevesli. Onun dışında hırsız gelincik kadın, fırtınalı deniz kadın, tembel at kadın, çirkin maymun kadın, bir de tek iyi olarak seçtiği arı kadın: çalışkan, verimli, uslu.

Erkekler anlaşılan yüzyıllar öncesinden beri “ideal kadın”ın tanımını yapmaya çalışmış… Bütün bu “çeşitlerden” sadece biri makbul: Arı kadın — çalışkan, verimli, uslu.

Yani “ideal kadın” yüzyıllar önce de… en kolay kontrol edilebilendi.

Ama işin ironisi şu: O dönemler Yunan dünyasında kadınlar bu kadar “tip”e indirgenirken, Hindistan medeniyeti bedenin her hali kutsaldır demiş ve koskoca tapınakları seksin sadece yatak odasında değil, tapınak duvarlarında da yeri olduğunu söylemiş. Koskoca tapınaklara Kamasutra’nın bütün pozisyonları adeta mermerle nakış gibi işlenmiş.

2000’li yılların başlarında bir Güney Hindistan seyahatimin en şaşırtıcı ziyaret noktası Khajuraho Tapınakları oldu. O vakitler Avrupa Cinsel Sağlık Birliği ilk ve tek kadın Başkanı idim. Uluslararası platformlarda cinsel sorunların nasıl ele alındığını yakından takip ediyordum. Ama böylesini ilk defa görüyordum.

Gittiğimde taş oymaların detayına bakarken Hintli seyahat rehberimiz şöyle anlatmıştı: Burada bir çiftin birleşmesi, sadece bedensel değil, ruhani ve kutsal bir bağın da simgesi.

Yunanlı şairin “eşek kadın” diye ayıpladığı şey, Hindistan’da “tanrısal birleşme” olarak kutsanıyormuş.

Bir tarafta “fazla istekli” diye damgalama, öbür tarafta “bu istek seni ilahi olana yaklaştırır” diye yüceltme.

Ve geldik bugüne… İnternette 0.8 saniyede istediğin pozisyonun videosuna ulaşabiliyorsun ama hâlâ bir kadının cinsel arzusu konuşulunca ortalık geriliyor.

Seksin ruhani tarafını kaybettik, ama utanma tarafı dimdik ayakta.

Belki de asıl mesele pozisyonlarda değil, bakış açısında. Çünkü tarihte “eşek kadın” da vardır, “tanrıça kadın” da… Biz kadınlar hep aynıydık, değişen sadece bizi tarif edenlerin niyeti oldu.

Çünkü hala eşek erkek çok!