Ünlülerle moda oldu: ‘Doğal’ diye plasenta yiyorlar ama çok tehlikeli
10 Ağustos 2025

Tom Cruise, Kim Kardashian, Kourtney Kardashian, January Jones, Blac Chyna gibi isimlerin ardından DJ Calvin Harris’in eşi Vick Hope, doğum sonrası plasentasını kapsül halinde tüketeceğini açıklayan en son ünlü oldu. Peki plasenta yemek sanıldığı gibi sağlıklı bir şey mi? Türkiye’de böyle bir talep var mı? Bilimsel çalışmalar bu konuda neler söylüyor? Uzman isim tek tek anlattı.

Sağlık çevrelerinde plasentanın dondurularak kurutulmuş kapsül, pişirilmiş veya çiğ olarak smoothie şeklinde tüketilmesinin doğum sonrası demir seviyelerini yenilediğine ve lohusalık depresyonu semptomlarını hafiflettiğine inanılıyor.

Ancak, bu iddiaları destekleyen hiçbir tıbbi kanıt bulunmuyor. Birçok doktor, bu trendin en iyi ihtimalle sonuçsuz kalacağını, en kötü ihtimalle ise anne ve bebek için tehlikeli enfeksiyonlara yol açabileceğini belirtiyor.

Ne kadar yaygın?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Kağan Kocatepe, “Plasenta tüketimi bazı popüler ve ünlü kişiler arasında adeta bir trend haline gelmiş olup, ABD’de doğum yapan kadınların %1 ila %3’ünün plasentalarını yedikleri tahmin ediliyor. Türkiye’de ise plasenta oldukça nadir, hatta istisnai bir durumdur” dedi.

Rahim içindeki bebeğin beslenmesinden sorumlu olan plasenta (halk arasında bebeğin ‘eşi’ denir) bebek ile sizin aranızdaki bir ‘gümrük’ gibi çalışır. Bu ‘gümrükten’ sizin kanınızla gelen maddeler arasından oksijen ve besin maddeleri içeri alınır ve zararlı olabilecek maddelerin önemli bir kısmı ‘kapıdan geri döner’ veya plasentada hapsedilir. Bebeğinizin vücudunda oluşan atık maddelerin çoğu ve karbondioksit de bu gümrükten karşı tarafa verilerek annenin vücudunca atılır.

Bilimsel çalışmalar ne diyor?

“Amerikan Kadın Doğum Derneği (ACOG) ve Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), plasenta yemenin faydalarının kanıtlanmadığı ve riskli olabileceği uyarısında bulunmuştur” diyen Kocatepe şu bilgileri verdi:

— 2017’de UNLV (Las vegas Üniversitesi) tarafından yapılan bir araştırmada, kapsül hâline getirilmiş plasenta tüketen kadınlarla plasebo alanlar karşılaştırılmış ve doğum sonrası depresyonu azaltmadığı gösterilmiştir.

— Journal of Obstetrics and Gynaecology Canada dergisi, 2020’de yayınladığı bir makalede, plasenta tüketiminin doğum sonrası enerjide artış, ağrıda azalma ya da iyileşmede hızlanma üzerine etkisi olmadığını belirtmiştir.

— American Journal of Obstetrics and Gynecology’de yayımlanan araştırmalarda da, emzirme üzerine olumlu etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır.

2018 yılında yapılan bir araştırma, plasebo veya plasenta hapları verilen kadınların ruh hali, enerji seviyeleri veya bebekleriyle kurdukları duygusal bağda önemli bir değişiklik yaşamadığını ortaya koydu. Nevada’daki araştırmacılar da plasenta kapsüllerinin demir için yeterli bir kaynak olmadığını vurguladı. Ancak, bir çalışmada plasentadaki hormon miktarının, tüketildiğinde fizyolojik bir etki yaratabilecek seviyeye ulaşabileceği belirtildi. Yine de plasentanın işlenmesi, kurutulması ve hap haline getirilmesinden sonra bu hormonların biyolojik olarak varlığını koruyup korumadığı belirsizliğini koruyor.

Plasentanın işlenmesi ve kapsül haline getirilmesi süreçlerindeki riskler nelerdir? diye sorduğumuz Kağan Kocatepe, “Plasenta tüketimi savunucuları, bizim de bir memeli olduğumuzdan hareketle diğer memelilerde görülen yararlı etkilerin doğum sonrası bizlerde de oluşacağını belirtiyor, plasenta dokusunun ‘doğal’, ‘bedenimize ait’, ‘iyileştirici etkilere sahip’ olduğunu düşünüyorlar” ifadelerine yer verdi.

“Plasenta, anne ile bebek arasındaki atık, toksin ve zararlı maddelerin temizlendiği bir bariyer görevi görür ve içinde ağır metaller (kurşun, cıva), ilaç kalıntıları, enfeksiyon etkenleri gibi maddeler birikebilir. Plasenta yenmesi hem anne hem de bakteri ve virüsleri yok edemeyebilir. emzirilen bebeği bu etkenlere maruz bırakarak risk oluşturur” diyen Kocatepe ekledi:

“Yenmek için pazarlanan plasentalar, genellikle ev ortamında veya hijyenik olmayan koşullarda kurutulur, buharda pişirilir, lakin bu işlem bakteri ve virüsleri yok edemeyebilir. Plasenta kapsülleri genellikle lisanssız bireyler ya da “doğal doğum danışmanları” tarafından hazırlanır. Tıbbi laboratuvar standartları, sterilizasyon kontrolü veya mikrobiyolojik testler yapılmaz.”

Bulunabilecek zararlı maddeler

Dr. Kocatepe, plasentada birikebilecek zararlı maddeleri şöyle sıraladı:

– Boyalar, sigara dumanı gibi kaynaklarla alınabilen, sinir sistemine toksik etkiler yaparak, uzun vadede hafıza ve konsantrasyon sorunlarına neden olabilen kurşun,

– Özellikle deniz ürünlerinden alınarak nörotoksisite ve tiroid fonksiyonlarını bozucu etkiler yapabilen civa,

– Sigara dumanı, tarım ilaçları ve fosfatlı gübrelerle bulaşabilen ve böbrek ve kemik sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olabilen kadmiyum,

– Kontamine su kaynakları veya tarımsal pestisitler aracılığıyla alınan ve kanserojen etkileri olan arsenik gibi ağır metaller,

– Hormon sistemini bozabilen fitalatlar, BPA (plastik katkı maddeleri),

– Karaciğer, bağışıklık sistemi ve nörolojik gelişimi etkileyebilen poliklorlu bifeniller (PCB),

– DDT kalıntıları gibi endüstriyel kimyasallar ve çevresel toksinler,

– Plasentada annenin kullandığı reçeteli ilaçlar, antidepresanlar, ağrı kesicilerin kalıntıları ve daha çok sayıda zararlı maddeler plasentada birikmiş olarak bulunabilir.

Plasenta oval bir disk şeklindedir; 15-20 santimetre çapında, 2-5 santimetre kalınlığında ve yaklaşık 500 gram bir yapıdır. Memelilerin (deniz memelileri hariç) çok büyük bir kısmı doğumdan sonra plasentalarını yer. Bu içgüdüsel davranış biyolojide ‘plasentofaji’ (placentophagy) adını alır. Plasenta, kanla dolu ve özel kokusuyla yeni doğmuş yavruya zarar verebilecek yırtıcıları adeta çağıran, doğum alanına toplanmasına neden olan özelliklere sahiptir. Yavruyu yırtıcılardan korumak, çevrede iz bırakmamak ve gizlenmek için etkili bir strateji olarak memeliler doğum sonrası plasentalarını yerler. Bu davranışın diğer teorik bir nedeni de yeni annenin doğum sonrası toparlanmasını hızlandırması, oksitosin salgısını artırarak kanamasını azaltması ve emzirmenin başlatılmasını sağlamasıdır.

İşte riskler

Kağan Kocatepe, “Plasentayı ister çiğ ister pişmiş ister toz haline getirilmiş ister kurutulup kapsül haline getirilmiş şekilde yemek, sağlık açısından tehlikelidir. ‘Doğal’ olarak lanse edilse de plasenta steril değildir ve yenmesi birçok sağlık riski taşır. Plasenta canlı bir organdır; kan, dokular ve mikroorganizmalar içerir. Çiğ tüketimle birlikte bakteriyel (E. coli, GBS), viral (Hepatit, HIV), parazitik enfeksiyonlar bulaşabilir. Plasentada biriken toksik maddeler doğrudan kana karışabilir” dedi.

2017 yılında CDC, bir annenin plasenta hapları tüketmesinin ardından bebeğinin strep enfeksiyonu teşhisi alması üzerine bu uygulamaya karşı bir uyarı yayınladı. Birleşik Krallık’ta haftada bir bebeğin ölümüne, dünya genelinde ise yılda 50.000 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Strep B bakterisi, annenin plasenta kapsüllerini almasıyla anne sütü aracılığıyla bebeğe geçti.

CDC bu olgu sonrasında şöyle bir uyarıda bulundu: “Plasenta kapsüllerinin yetersiz şekilde işlenmesi, enfeksiyon riskine yol açabilir. Bu nedenle, yenidoğan enfeksiyonuna neden olabilecek bir bakteri kaynağı olarak değerlendirilmelidir.”

Kocatepe, “Plasenta kapsülleri bakteriyel enfeksiyonlar için taşıyıcı olabilir (ör. GBS, E. coli). Kapsül hâline getirilmiş olsa da steril olmayabilir. Anne üzerinden dolaylı olarak bebeğe bulaşma riski taşır. Bu nedenle, özellikle bağışıklığı henüz zayıf olan yenidoğanlar açısından tehlikeli olabilir” dedi.

ABD, İngiltere, Çin ve Vietnam’da yaygın bir şekilde, kadınlar doğum sonrası enerji kazanımı, süt üretimini artırmak gibi, memelilerde oluşan etkilerin kendilerinde de oluşabileceği inancından hareketle plasentalarını ya doğrudan ya da işlenmiş halde yemektedirler. Lakin insanlarda plasenta yeme davranışı içgüdüsel bir davranış olmamakla birlikte, diğer memelilerdeki olumlu etkiler de gösterilememiştir.

Türkiye’de eve götürmeye izin veriliyor mu?

Kağan Kocatepe, “Birleşik Krallık’ta annelerin plasentalarını hastaneden eve götürmelerine izin verilirken Türkiye’de doğum sonrası plasenta mevzuat gereği ‘tıbbi atık’ statüsündedir.

Bu nedenle, hastane otomatik olarak imha sürecine alır (yakılarak ya da özel atık tesislerinde bertaraf edilerek). Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre plasenta, bulaşıcı ve biyolojik risk taşıyan bir materyal olarak değerlendirilir. Lakin özellikle özel hastanelerde, talep halinde resmi bir dilekçe yazılarak risklerin kabul edilmesi koşuluyla, plasenta aileye teslim edilebilir” diye konuştu.‘

‘Bir hastam toz haline getireceğini söyledi’

Birebir şahit olduğu ‘ yeme isteği’ hikayesini de anlatan Kocatepe şunları söyledi:

“Çapa’da 1991-1997 yıllarında asistanken bu tür talepler çok ender de olsa gelirdi, lakin geçen yıl ABD’li bir hanım plasentasını imza karşılığı teslim aldı ve onu bir şirkete kargolayarak toz haline getirteceğini, bunu kendisine, eşine ve evdeki köpeğine yedireceğini söyledi. Artık hiçbir şeye şaşırmadığımız bir dünyanın bireyi olarak yine de ailelere yukarıdaki nedenlerle plasentalarını yememelerini tavsiye ediyorum. Bizim bir memeli olduğumuz doğru, lakin doğadan uzaklaşmış, bakteri, virüs ve zehirli maddelerle sarılmış bir dünyada yaşadığımızı ve bu maddelerin çoğunlukla bebeğe geçmeden süzülerek plasentada biriktiğini unutmamalı ve bilimden ayrılmamalıyız.”

ÇOK OKUNANLAR