Cumhuriyet Halk Partisi lideri Özgür Özel, ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitingi için gittiği Tokat’tan vatandaşlara seslendi. Özgür Özel, ikinci oturumunda gizlilik kararı alınan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin olarak, “Bu toplantıyı sanki komisyonun bütün toplantıları gizli olacakmış gibi gösterenler var. Açıkça ifade ediyorum. CHP’nin olduğu yerde kimse milletten bir şey gizleyemez! Yarından sonra Türkiye’deki gazi dernekleriyle bir kez daha beraber olacağız. Herkes bisin ki Cumhuriyet’e ihanet beklemesin. CHP buradadır, Atatürk’ün partisi buradadır” dedi.

Özel, Azerbaycan ve Ermenistan’ın yaptığı Zengezur koridoru üzerinden yapılan anlaşmaya ilişkin olarak iktidarı eleştirdi. Özel, “Azerbaycan ve Ermenistan ile anlaşmasından memnunuz. Ama oradaki anlaşma Zengezur koridoru üzerinden Türkiye’yi kafkaslara bağlayan, yumuşak güç performansı yaratacakken masaya Trump’ın oturması, Türkiye’nin seyirci olması kabul edilemez! Erdoğan’ın TikTokçu Hakan’ın dış politikadaki fiyaskolarından Türkiye bıkmıştır!” dedi. Kamuoyunda ve siyaset kulislerinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kendini Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası liderliğe hazıladığına dair iddiaları hatırlatan Özel, “Tiktokçu Hakan’a sesleniyorum, Erdoğan’dan sonra sen yoksun, milletin iktidarı var, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı var!” dedi.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklanmasının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının bu haftadaki durağı Tokat oldu.

İmamoğlu’nun mesajı

Ciddi bir kalabalığın toplandığı miting alanına her zaman olduğu gibi önce İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun Silivri cezaevinden yolladığı mesaj okundu.

İmamoğlu’nun Silivri’deki hücresinden Gaziosmanpaşa Bulvarı’na yolladığı mektubu, CHP Tokat İl Başkanı Çağdaş Kurtgöz okudu.

“Bugün ne yazık ki sizlerle aynı meydanda değilim”

İmamoğlu, mesajında şunları söyledi:

“Sevgili Tokatlı hemşerilerim, bu güzel memleketin güzel insanları, adalete inanan, hürriyetin kıymetini iyi bilen, benim güzel vatandaşlarım, haksızlıklara karşı dimdik duran, millet iradesinin üstünde güç tanımayan, güzel hemşerilerim… Bugün ne yazık ki sizlerle aynı meydanda değilim, ama sizinle berabermişim gibi hissediyorum. Çünkü sizlerle aynı duyguda, aynı sevgide, aynı beraberlik hissinde buluşabiliyorum. Bu da bana güç veriyor, umudumu tazeliyor. Türkiye’nin her köşesinde adaletin, eşitliğin ve hürriyetin yeniden yeşereceğine olan inancımı daha da pekiştiriyor.

“Sadece Tokat için değil, Türkiye için de bir adalet çağrısıdır”

Kıymetli kardeşlerim; sizler, bu ülkenin alın teriyle geçinen, kendi emeğinden başka hiçbir şeye, hiç kimseye güvenemeden ayakta kalabilen ama yıllardır ihmal edilen, sesi duyulmayan sessiz çoğunluğusunuz. Ülkemizin dört bir yanındaki vatandaşlarımızın ortaklaştığı meselemiz şudur: Millet bıkmış! Gençler umutsuz! Kadınlar dışlanmış! Çiftçiler kırgın! Tokatlılar da öyle! Bakın; bu güzel şehir, tarihin yükünü, toprağın bereketini, kültürün zenginliğini yüzyıllardır taşıyor. Bu yüzden bugün Tokat’ta yükselen her ses, sadece Tokat için değil, Türkiye için de bir adalet çağrısıdır. Bugün ülkenin dört bir yanında olduğu gibi, Tokat’ta da adalet yerini bulsun, herkes hak ettiğini alsın, gençler memleketini terk etmek, göç etmek zorunda kalmasın, kadınlar dışlanmasın, çiftçiler ürettiğinin karşılığını alabilsin istiyoruz.

“Çiftçiler neden toprağını ekemiyor?”

Ama ne yazık ki, görüyoruz ki iktidar sahipleri milletin derdiyle değil, koltuklarının derdiyle meşgul. Eğer dertleri millet olsaydı, bu güzel memleketten 15 yılda 600 binden fazla insanın neden göç ettiğine kulak verirlerdi. Eğer dertleri bu güzel ülkenin toprakları olsaydı, Tokatlı çiftçimizin neden her sabah borçla uyandığına bakarlardı. Eğer dertleri adalet olsaydı, ben ve çalışma arkadaşlarım bugün Silivri zindanında değil, sizlerle birlikte, bu meydanda olurduk. Tokatlı gençler neden gidiyor? Çünkü onların buraya dair umutlarını soldurdular. Çiftçiler neden toprağını ekemiyor? Kadınlar neden iş bulamıyor? Çünkü eşitlik sadece lafta kaldı.

“Tokat’ın insanlarını değil, yalnızca rantı görüyorlar”

Tokat gibi bir şehirde tarım neden bu kadar zorda? Neden sanayi büyümüyor, neden gençler işsiz? Neden Tokatlılar İstanbul’un çeper ilçelerinde ağır şartlarda çalışmak zorunda kalıyor? Çünkü bugünün iktidarı ne Tokat’ın sesini duyuyor ne Türkiye’nin derdini biliyor. Vergiyi sizden alıyorlar ama hizmeti başkasına veriyorlar. Adalet diye bağıranları duymuyorlar, sadece bir avuç azınlık için çalışıyorlar. Tokat’ın insanlarını değil, yalnızca rantı görüyorlar. Çünkü onların gözünde Tokat sadece bir oy deposu! Ama biz biliyoruz: Tokat bir hazine! Tokat bir cevher! Tokat bu ülkenin kalbi! Tokat bugün tarımı, doğal güzellikleriyle herkes tarafından bilinmeyi hak ediyor.

“İstanbul’da ne yaptıysak, Tokat’ta da aynısını yapacağız”

Biz, Tokat’ın potansiyelini gerçekleştirmesini istiyoruz; Tokat’ın kültürünün, doğal güzelliklerinin taşının toprağının değerini biliyoruz. Bu yüzden biz, bu düzeni değiştirmeye geliyoruz. Biz; kimseyi dışlamadan, kimsenin kimliğine, inancına, kökenine bakmadan; herkese eşit davranan bir devlet hayal ediyoruz. Bizim derdimiz belli: Adaleti sadece mahkeme salonlarında değil, hayatın her alanında sağlamak. Vergisini ödeyen her yurttaşın, hakkıyla hizmet alacağı, eşit muamele göreceği bir düzen kurmak. Biz, farklı bir Türkiye hayal ediyoruz. Yerelden, çiftçiden, köylü çocuğundan, Tokat’ta bir gelecek hayal eden gençlerden, anne babalardan başlayacağız. Tokat gibi bereketli, kadim şehirlerimizi hak ettiği yere getireceğiz. İstanbul’da ne yaptıysak, Tokat’ta da aynısını yapacağız. Ayrımcılık olmadan, adaletsizliğe geçit vermeden, herkes için çalışacağız.

“Herkes için her yerde önce adaleti, önce hürriyeti tesis edeceğiz”

Ve şunu çok iyi biliyorum: Hiç kimse doğduğu topraklardan gitmek zorunda kalmamalı. Hiç kimse geleceğini başka şehirlerde aramak zorunda bırakılmamalı. Bu bizim Tokat’a sözümüzdür. Biz, bu yolu birlikte yürümek istiyoruz. Çünkü, inanıyoruz ki Tokat’ın geleceğini birlikte inşa edeceğiz. Çünkü bu ülkeyi de Tokat’ı da birlikte kalkındıracak ve ayağa kaldıracağız. Ve göreceksiniz sevgili hemşerilerim; bu karanlık dağılacak, bu adaletsizlik bitecek. Herkes için her yerde önce adaleti, önce hürriyeti tesis edeceğiz. Sonra ülkece, birliğin ve kardeşliğin gücüyle gelişeceğiz, büyüyeceğiz. Hep birlikte refaha, huzura kavuşacağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı.”

“Ekrem Başkan’ın beyaz gömleğine, kolları sıvamasına hazır mısınız?”

Niksar yolunun yapılmaması, Türk-İslam Medeniyetinin ilk medreselerinden tutun da Sepastapolis’e kadar turizmle bacasız sanayi ile buraya dünya kadar döviz gelecekken Tokat’ı bundan mahrum bırakan yönetime hep birlikte son vermeye hazır mısınız? Ekrem Başkan’ın beyaz gömleğine, kolları sıvamasına hazır mısınız? Ekrem Başkan için, belediye başkanlarımız için, Murat Çalık için, evlatlarından ayrı anneler için… Bütün telefon ışıklarını Filistin’de açlık öeln insanlar için yakmanızı bekliyoruz. Onlar da Silivri’deki hücrelerinden sizi izliyorlar.

“Erdoğan’ın TikTokçu Hakan’ın dış politikadaki fiyaskolarından Türkiye bıkmıştır!”

Kimin babası Trump’tan korkuyorsa, ülkenin menfaatleriyle Trump’ın menfaatleri arasında sıkışıp kalıyorsa, Netanyahu ile kayıkçı kavgası yapıp günlerdir açlıktan ölen çocuklar için esaslı bir tavır koymuyorsa o da yanlış yapıyordur. Filistin için en sert tavrın gösterilmesini bekliyoruz. CHP’nin Filistin için duruşu, Yaser Arafat’ın yanında Ecevit’in duruşudur. Deniz Gezmiş’in duruşudur. Elbette Azerbaycan için iyi bir şey varsa biz memnunuz.

Azerbaycan ve Ermenistan ile anlaşmasından memnunuz. Ama oradaki anlaşma Zengezur koridoru üzerinden Türkiye’yi kafkaslara bağlayan, yumuşak güç performansı yaratacakken masaya Trump’ın oturması, Türkiye’nin seyirci olması kabul edilemez! Erdoğan’ın TikTokçu Hakan’ın dış politikadaki fiyaskolarından Türkiye bıkmıştır!

“Tiktokçu Hakan’a sesleniyorum, Erdoğan’dan sonra sen yoksun, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı var!”

Karşımızdakiler o kadar beceriksiz ki MSB’nin, MİT’in bile verilerini 2 tane hackera çaldırdılar. Erdoğan, milletin devlete emanet verilerini bile korumaktan acziyet içindedir. Erdoğan, Türki Cumhuriyetlerin Güney Kıbrıs’ı tanımalarına engel olamamıştır. TikTokçu Hakan, Trump’tan korkmakta, Netanyahu’ya sessiz kalmakta ama Erdoğan sonrası için hayal kurmaktadır. Tiktokçu Hakan’a sesleniyorum, Erdoğan’dan sonra sen yoksun, milletin iktidarı var, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı var!

Geçtiğimiz günlerde bize belediyelere 1’er tane Kürt kökenli vatandaş girdi diye ‘DEM’leniyorsun diyenler, terör örgütü lideriyle birlikte pazarlığa oturdular. 2 yıl sürdürdükleri müzakerelerin sonuçları ortaya çıktı. CHP olarak her zaman olduğu gibi kapalı kapalı arkasında pazarlığı değil, ama silah susacaksa, şehit aileleri, gaziler rıza verecekse, terör bitecekse o zaman adres Meclis’tir dedik. Aklı evvel birileri diyor ki Komisyonda olmayın. Kimse CHP’nin içinde olduğu komisyondan korkmayın, olmadığı yerden korkun!

“CHP buradadır, Atatürk’ün partisi buradadır”

MİT bize sunum yaptı. MİT mensubu gizlidir. Bu toplantıyı sanki komisyonun bütün toplantıları gizli olacakmış gibi gösterenler var. Açıkça ifade ediyorum. CHP’nin olduğu yerde kimse milletten bir şey gizleyemez! Yarından sonra Türkiye’deki gazi dernekleriyle bir kez daha beraber olacağız. Herkes bisin ki Cumhuriyet’e ihanet beklemesin. CHP buradadır, Atatürk’ün partisi buradadır.

Öyle işler oldu ki, bir uyuşturucu satıcısı sahte diplomayla emniyette narkotik komiseri oldu. Halı satıcından psikolog yaptılar. Milletin geleceğini satanlara ilk seçimde hesap sormaya hazır mıyız! Ekrem Başkan’ın alnının teriyle aldığı diplomayı iptal edenler, olmayan diplomaları var etmeye çalışıyor. 86 puan alıp da mülakatta elenip intihar eden Emine Sarıaydın’ın hesabı yerde kalmayacak and olsun!

Mehmet Yıldırım isimli avukat tutuklulara gidip, ailelerine gidip para isteyip, onlara nasıl ‘ifade vereceklerini’ söylemiştir. Bu konuda kayıtlar mevcuttur. HSK’ya verdiğimiz şikayet dilekçesinde vardır. Ancak öyle bir HSK vardır ki bu savcılara işten el çektirmek yerine dönüp ahmak davasında Ekrem Başkan’a ceza verilirken karşı oy yazan hakimi Samsun’a sürmektedir. İhale davasında 4 kez mütalaa vermeyin savcıyı uyaran hakimi Diyarbakır’a sürmektedir. Buradan Adalet Bakanı’na sesleniyorum. Millet senden adalet beklerken, tutuksuz yargılama esastır diyen hakimlerin sürülmesine sessiz kalıyorsun. Milletten para isteyen ‘savcı çetesine’ susuyorsun. Gün gelir bunların hepsi sizden sorulur.

“Ak Toroslar çetesini dağıtmazsanız o çetenin üyesisiniz”

Geçenlerde Tuzla’da söylediğimiz avukat, yurtdışına kaçacakken yakalandı. En günahsız makam şöförünü 4 gün tutup sonra sorguya çağıranlar bu avukatı direkt sorguya aldılar. Suçunun türü nüfus ticareti. Ona ev hapsi verdiler. Çünkü burada tutuklama yasağı var. Mehmet Pehlivan tutuklu. Ama o avukatı alıp tutuklayamazlar, tüm sistem çöker. Daha bugün bir başka mağdur dedi ki avukatlar geliyor, para verirsen seni çıkaracağız diyor. Bunlar Segbis kayıtlarına geçtiler. Kadınları avukatsız çıkaranlar var. Tutukluları hasta çocuğuyla tehdit edenler var. Bunu HSK’ya tek tek anlattık.

Birisi rakibinden kurtulacak diye insanlar haksızlığa uğrayacaksa… O avukat  kaçıyordu yakalandı. Sen bu avukatla bu savcı Whatsapptan kaç kere görüşmüş kayda aldın mı? Bu kadar haksızlığın olduğu yerde iki elimiz yakanızda. Bak Erdoğan ya bu çeteyi dağıt ya da bütün sorumluluk sendedir. Adalet Bakanı yanındakilere ben de rahatsızım diyorsun Akın Gürlek’e güç yetiremiyorsun. Ak Toroslar çetesini dağıtmazsanız o çetenin üyesisiniz. Hesabını vereceksiniz!”