Bilim saptadı: 100 yaşına kadar yaşayanlar ‘insanüstü’ yeteneğe sahip
14 Ağustos 2025

İsveç’te yaşlı yetişkinler üzerinde yapılan iki büyük araştırma, 100 yaşını aşanların daha az hastalığa yakalandığını, hastalıkların daha yavaş biriktiğini ve çoğu durumda en ölümcül yaşa bağlı hastalıklardan tamamen kaçındığını ortaya koydu. Bu bulgular, uzun bir ömrün kaçınılmaz olarak daha fazla sağlık sorunuyla birlikte geldiği yönündeki yaygın inanışa meydan okuyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi tarafından yayımlanan çalışma, istisnai uzun ömrün, hastalıkların ertelendiği veya tamamen önlendiği belirgin bir yaşlanma paternine bağlı olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar, on yıllar süren sağlık kayıtlarını inceleyerek 100 yaşına ulaşan kişileri, aynı yıllarda doğup daha erken vefat edenlerle karşılaştırdı. İnme ve kalp krizinden kanser ve nörolojik hastalıklara kadar geniş bir yelpazedeki koşulların teşhis zamanlamasını ve sayısını incelediler.

İlk çalışma, 1912-1922 yılları arasında Stockholm Bölgesi’nde doğan 170.787 kişinin sağlık kayıtlarını analiz etti. 60 yaşından itibaren 40 yıla kadar takip edilen katılımcılar ya ölümlerine kadar ya da 100 yaşına gelene kadar gözlemlendi. Analiz, yüz yaşını aşanların sadece orta yaşlarının sonlarında daha düşük hastalık oranlarına sahip olmakla kalmayıp, bu avantajı hayatları boyunca koruduklarını gösterdi.

Örneğin, 85 yaşında, yüz yaşına kadar yaşayacak olanların sadece yüzde 4’ü inme geçirmişti. 90-99 yaşları arasında ölenlerde ise bu rakam yüzde 10 civarındaydı.

Benzer şekilde, 100 yaşına geldiklerinde, yüz yaşını aşanların sadece yüzde 12.5’i kalp krizi geçirmişti, oysa 80’li yaşlarında ölenlerin yüzde 24’ünden fazlası kalp krizi geçirmişti.

Bu durum, yüz yaşını aşanların ciddi hastalıklardan sadece daha iyi hayatta kalmadığını, aynı zamanda bu hastalıklardan çok daha uzun süre kaçındığını ve bazen de hiç yakalanmadığını düşündürüyor.

İlk çalışma daha ciddi teşhislere odaklanırken, ekip bu ay yayımlanan ikinci bir çalışmayla daha az ciddi koşulları da inceledi. Bu analiz, hipertansiyon, kalp yetmezliği, diyabet ve kalp krizi gibi 40 farklı tıbbi sorunu kapsıyordu.

1920-1922 yılları arasında doğan 274.108 kişinin kayıtları incelendi. Sadece 4.330 katılımcı (yüzde 1,5) 100 yaşına ulaştı. Bulgular tutarlıydı: Yüz yaşını aşanlar genel olarak daha az hastalığa yakalanıyordu ve hastalıkların birikme hızı yaşamları boyunca daha yavaştı.

Kardiyovasküler hastalıklar, tüm yaş gruplarında en yaygın teşhis olmasına rağmen, yüz yaşını aşanlar arasında önemli ölçüde daha azdı.

Bu kişiler ayrıca hayatları boyunca depresyon ve demans gibi nöropsikiyatrik durumlara karşı daha fazla direnç gösterdi.

100 yaşını aşanların çoğu birden fazla sağlık sorununa yakalansa da bu durum genellikle hayatlarının çok daha geç bir döneminde (yaklaşık 89 yaşlarında) meydana geldi ve diğerlerinin son yıllarında görülen keskin sağlık düşüşü gözlenmedi. 100 yaşını aşanların sağlıklarındaki gerileme, 90’lı yaşlarına kadar daha yavaş ve kademeli oldu.

Uzun yaşamanın sırrı ne?

Karolinska Enstitüsü’nden epidemiyolog Profesör Karin Modig, yazdığı makalede, “Araştırma ekibim, 100 yaşına kadar yaşayanların hastalıklardan kaçınmak için süper insan yeteneğine sahip olduğunu buldu. 100 yaşını aşanlar, daha uzun ve daha sağlıklı yaşamanın anahtarını anlamamız için bilim insanları için büyük ilgi çekiyor” dedi.

Öte yandan bu direncin nedenleri henüz net değil. Genetik avantajlar, sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, çevresel faktörler veya hepsinin birleşimi olabilir. Ekip şimdi, hangi faktörlerin en önemli olduğunu ve bunların yaşam boyunca sağlığı nasıl etkilediğini araştırmayı planlıyor.

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:BAKMADAN GEÇME!

ÇOK OKUNANLAR