Hiç sevmem başkalarının hayatından devşirilmiş, klişe “başarı formülleri”, felsefeler ya da tavsiyeler… Nasıl zengin olunur, nasıl başarılı olunur, insanları nasıl etkilersiniz… Raflar bu tür kitaplarla dolu. Oysa herkesin hikâyesi, algısı ve deneyimi farklıdır.
Burada anlattıklarım farklı: Kendi evliliklerim ve ilişkilerimden süzülen bazı prensipler… Bir yandan kendime bundan sonrası için hatırlatmak, diğer yandan da okuyanların belki küçük bir kısmına ilham vermek için. Çoğunu zaten bilirsiniz; mesele, hayatın içinde bunları istikrarlı biçimde uygulayabilmek.
Hayatta herkesin tek bir amacı olmalı: mutluluk.
İşinizde başarılı olabilir, servet sahibi olabilir, güçlü bir çevre edinebilirsiniz… Ama kalbinizde huzur yoksa, geceleri yanınızdaki insanın gözlerine baktığınızda içiniz ısınmıyorsa, bunların hiçbiri gerçek anlamda kazanç değildir. Mutluluk varsa, geri kalan her şey bir şekilde yoluna girer.
Bu dersi ikinci evliliğimde ve geride bıraktığım on beş ilişkide öğrendim. Hatalar da yaptım, dersler de aldım. Şimdi dönüp baktığımda evlilik, bana göre bir ortaklık gibidir: sermayesi sevgi, sözleşmesi sadakat, getirisi ise huzur. Ve tıpkı iş dünyasında olduğu gibi, doğru stratejiyle yürütülmeyen ortaklıklar batmaya mahkûmdur.
İşte kendi hayatımın bilançosundan süzülen mutlu evliliğin 12 altın kuralı:
1. Her gün konuşun — her şey hakkında.
Tıpkı bir şirketin günlük durum raporu gibi… Sessizlik iletişimi aşındırır. Sabah “Nasılsın?” ile başlayan, gece “İyi geceler” ile biten diyaloglar, aranızdaki köprüyü sağlam tutar.
2. Sorunu tartışın, birbirinizi değil.
Unutmayın, aynı takımdasınız. Krizde “sen” ve “ben” yoktur, “biz” vardır. İş dünyasında kriz yönetimi şirketi kurtarır; evlilikte de sevgiyi kurtarır.
3. Sır saklamayın.
Şeffaflık yalnızca mali tablolar için değil, kalpler için de şarttır. Dürüstlük güveni, güven de aşkı besler.
4. Aldığınızdan fazlasını verin.
Aşk bir kâr-zarar defteri değildir. Gerçek sevgi, karşılıksız hizmettir. Tıpkı bir sosyal sorumluluk projesi gibi, dönüşünü bambaşka bir ölçekte alırsınız.
5. Takdirinizi yüksek sesle, eleştiriyi yumuşakça dile getirin.
Liderler ekiplerini böyle motive eder. Hayat arkadaşınız için de aynısı geçerli: Kelimeler ya yaralar ya da iyileştirir.
6. Egoya teslim olmayın.
Zor olsa da özür dileyin. Tıpkı piyasalar gibi, bazen geri adım atmak uzun vadede kazandırır.
7. Kişiliğinizi ve özerkliğinizi koruyun.
Mutlak teslimiyet romantik görünebilir ama uzun vadede yıpratır. Nerede bireysel kalacağınızı, nerede tam ortak olacağınızı bilin.
8. Parasal dengeleri doğru kurun.
Tek hesapta boğulmayın; herkesin kendi hesabı olsun. Ortak gelir ve giderleri şeffaf yönetin. Ne cimrilik yapın ne de savurganlık. Finansal uyum, evlilikte sessiz ama güçlü bir temeldir.
9. Aileleri ilişkiye karıştırmayın.
Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, aile tavsiyeleri çoğu zaman tarafsız olmaz. Sorunlarınızı onlara yansıtmayın, taraf seçmek zorunda bırakmayın.
10. Kıskançlığı dozunda yaşayın.
Azı ilgiyi gösterir, fazlası güveni boğar. Sevgi özgürlükle büyür.
11. Sıklıkla dokunun.
Sarılmak, el ele tutmak, küçük bir öpücük… Bunlar sevgiyi tazeleyen mikro yatırımlar gibidir. Küçük ama etkisi büyüktür.
12. Sevgiyi her gün yeniden seçin.
Borsada her sabah ekran açar, pozisyon alırsınız. Evlilikte de her gün “Ben bu ilişkiye yatırım yapmaya devam ediyorum” demek gerekir. Özellikle zor günlerde.
Son Söz:
Evlilik, duygusal bir yatırım fonudur. Düzenli olarak sevgi yatırımı yaparsanız bileşik faiz etkisi devreye girer, yıllar geçtikçe ilişkinizin değeri katlanır. Ama ilgisiz bırakır, iletişimi keserseniz, tıpkı bakımsız bir portföy gibi erir ve değer kaybeder.
Aşk, sadece romantik bir his değil; akılla, emekle ve stratejiyle yönetilmesi gereken en değerli sermayenizdir. Doğru yönetildiğinde getirisi ömür boyu sürer.
Ve şunu fark ettim: İnsanlar başkalarının servetine, kariyerine, evine ya da arabasına bakar ama asıl olarak mutluluğunu kıskanır. Çünkü derinlerde, o huzurun, o gülümsemenin, o içten bakışın kendi hayatlarında da olmasını isterler.
Bu yüzden, hayatınızın en büyük yatırımını borsaya, gayrimenkule ya da altına değil, mutluluğunuza yapın. Çünkü kazançların en değerlisi, ömür boyu süren huzurdur.