Malatya Avrupa’nın karaciğer nakil merkezi
15 Ağustos 2025

İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü’nün müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, bölümün dünyada öncü olduğunu belirttiği çapraz karaciğer nakli uygulamalarını anlattı. Yılmaz Avrupa’da en fazla karaciğer nakli yapan merkez olduklarını söyledi.

Malatya’nın Arguvan ilçesinde doğan Prof. Dr. Sezai Yılmaz, çocukluğunu Malatya’da geçirdi. Tıp eğitimine Diyarbakır’da başladı, genel cerrahi ihtisasını Ankara Numune Hastanesi’nde, gastroenteroloji cerrahisi yan dal ihtisasını ise Yüksek İhtisas Hastanesi’nde tamamladı. Yılmaz, Amerika Pittsburgh Üniversitesi’nde karaciğer nakli, Güney Kore Seul’de ise canlı vericili karaciğer nakli üzerine eğitim aldı. 1998’de İnönü Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı ve halen Karaciğer Nakli Enstitüsü müdürlüğünü yürütüyor.

Türkiye ve Avrupa’da en fazla karaciğer nakli yapan merkez olduklarının altını çizen Yılmaz, çapraz karaciğer naklinde dünyada öncü, lider merkez olduklarını belirtti. Prof. Dr. Sezai Yılmaz, İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü hakkında şu bilgileri verdi:

“Hazırlıklar, İnönü Üniversitesi’nde karaciğer nakline yönelik 1998 yılında başladı. İlk karaciğer nakli ameliyatını 2002 yılında yaptık Malatya’da. 2005 yılında canlı vericili karaciğer nakli programını başlattık. 2011 yılında Karaciğer Nakli Enstitüsü kuruldu. 2016 yılında Karaciğer Nakli Enstitüsü hastanesine geçtik. Çok fazla karaciğer nakli yapan bir bölümümüz. Volüm olarak çok yüksek bir bölüm. Yılda yaklaşık 300 karaciğer nakli yapan bir enstitüyüz. Şu andaki sayı olarak da 4.100’ün üzerinde karaciğer nakli yaptık. Bunların da yaklaşık yüzde 90 kadarı canlı vericili karaciğer nakli şeklinde. Türkiye’de karaciğer nakilleri 1988’de başladı. Birer ikişer tane yılda yapılıyordu. 2000’li yıllara doğru sayılar artmaya başladı. Yaklaşık yılda 100-150 karaciğer nakli yapılıyordu. 2000’li yıllardan sonra artmaya başladı.

2002 yılında başladık ama 2002 yılından 2007 yılına kadar 5 yılda 22 tane karaciğer nakli yapmışız. Son derece azdı. Daha sonra canlı vericili karaciğer nakli programı ile volümümüzü gittikçe genişletmeye başladık. 2008 yılından itibaren de ‘de ve Avrupa’da en fazla karaciğer nakli yapan merkeziz. Dolayısıyla başlangıçta ülkemizdeki karaciğer nakli sayıları da azdı. Biz de tabi o dönemde devreye girdik, yapmaya başladık. Ama 2008 yılından sonra dediğim gibi İnönü Üniversitesi, ülkemizde ve Avrupa’da en fazla karaciğer nakli yapan merkez oldu ve böyle de devam ediyor. Tabi sıralama yapmak çok zor ama Türkiye’de ve Avrupa’da en fazla karaciğer nakli yapan merkeziz. O yönde herhangi bir tartışma yok. Ama dünyada tabi Hindistan’da, Çin’de çok anlayamadığımız veya çok iyi veri alamadığımız birtakım merkezler var. Ama kayıtlı olarak veya bilimsel anlamda yayınlardan, yani dünyadaki ilk birkaç merkezden bir tanesi olduğumuzu söyleyebilirim.

Yüzde 85 ile yüzde 90 arası bu ameliyatlar başarılı. Tabi hastalığının ağırlığı arttıkça başarı oranları da daha düşük oluyor. Daha iyi koşullarda; örneğin böbreği hala bozulmamış, hastalığı çok ilerlememiş, bunlar birtakım skorlarla ifade ediliyor. Bu tarz hastaların riski yüzde 10’dur karaciğer nakli ameliyatlarında. Ama risk arttıkça hastaların ameliyattaki başarı şansı da düşüyor doğal olarak. Ama dediğim gibi bizim şu andaki başarı şansımız yüzde 85 ile yüzde 90 arasında gidiyor. Bu dünya veya Avrupa şartlarında son derece iyi bir oran.

Şimdi şöyle açıklamak isterim; insanlar ülkemizde veya bize benzeyen ülkelerde, yani organ bağışının son derece yetersiz olduğu ülkelerde, çözümü canlı vericili karaciğer nakli ile çözmüş durumda. Yani bir insan rahatsız olduğu zaman, karaciğeri hasta olduğu zaman ve karaciğer nakline ihtiyaç gösterdiği zaman ancak bir yakınını getirerek, donör olarak yakınını getirerek, ondan karaciğerin bir kısmını alıp hayatını idam ettirebiliyor. Biz buna canlı vericili karaciğer nakli diyoruz. Fakat gelen donörlerin, hastaların akrabalarının ancak üçte biri uyumlu oluyor. Üçte ikisi maalesef uyumsuz. Yani kan grubu tutmuyor, karaciğerin büyüklüğü veya küçüklüğü tutmuyor, kendine kalan tutmuyor, anatomik yapılar tutmuyor, uygun olmuyor. Yani dolayısıyla kişinin sağlıklı bir donörü olduğu halde ve o donör karaciğer vermeye uygun olduğu halde fakat kendi hastasına veremiyor. Fakat bu donör başka bir hastaya uygun hale gelebiliyor. Örneğin, kan grubu ötekine tutuyor ama kendi hastasına tutmuyor. İşte bu şekilde uyumsuz canlı donörleri takas etmek suretiyle, yani çaprazlamak suretiyle, bu hastaların karaciğer nakline olanak sağlayan son derece yenilikçi bir yöntem var. Bu dünyada da çok kabul gördü. Ta 1986’larda böbrek naklinde geliştirilmiş bir yöntem. Hatta 2012 yılında bu çapraz böbrek naklinde birtakım formulasyonlar üreten kişi, Alvin Roth diye bir kişi ki, Türk bizim kendi arkadaşlarımızla şu anda beraber çalıştığımız arkadaşlarımızla beraber geliştirdikleri formül sayesinde, 2012’de Nobel Ekonomi Ödülü’nü aldı bu kişi. Dolayısıyla çapraz böbrek nakilleri, daha sonradan da çapraz karaciğer nakillerinin önünü açtı.

Lider merkezi İnönü Üniversitesi

Çapraz karaciğer naklinde dünyada şu anda öncü, lider merkez İnönü Üniversitesi. Tabii karaciğer nakilleri çok kompleks, çok daha zor bir işlem. Şu kadarını söyleyebilirim; çapraz karaciğer naklinde dünyada şu anda öncü, lider merkez İnönü Üniversitesi, tartışmasız…. Çünkü dünyada ikili çaprazlar yapılıyor, çok az üçlü çapraz yapılmış. Örneğin, dünyada 30 tane üçlü çapraz yapılmış, bunun 25 tanesi Malatya’da yapılmış. Dörtlü çaprazlar var; 12 tane yapılmış. Beşli çaprazlar şimdiye kadar dört tane yapılmış. Altılı çaprazlar altı kez yapılmış. Yedili çaprazlar iki kez yapılmış. Dörtlüden itibaren dünyada sadece Malatya’da yapılıyor. Başka bir yerde bunu yapabilecek ne transplantasyon ekibi ne fiziki olanaklar, ameliyathane vs. veya yoğun bakım gibi imkanlar sadece ve sadece Malatya’da söz konusu. Dolayısıyla donörü olan ama uyumsuz çıkan hastaların çözüm yeri şu anda Malatya. Ve bu hastaları ve bu donörleri ben Malatya’ya davet ediyorum. 290’ın üzerinde çapraz karaciğer nakliyle insanlara bu karaciğer nakli şansı sunduk.

Şöyle söyleyebilirim; bu sayede yüzde 42-43 oranında hasta bu çapraz karaciğer nakilleri sayesinde karaciğer nakline ulaştı. Aksi halde yapılan karaciğer nakillerinde son 3 yılda, son 1 yılda diyebilirim, yüzde 42’si karaciğer nakline ulaşamayacaktı çapraz nakil yöntemi olmasaydı.

Tabii biz bunu cerrahlar olarak ameliyatını yapıyoruz, birtakım seçenekleri biz tercih ediyoruz ama esas bu algoritmayı yapan veya eşleşmeyi yapan kişiler, iki Türk profesörü: birisi Tayfun Sönmez, birisi Utku Ünver. İkisi de Boston Üniversitesi’nde görev yapıyorlar. İkisi ekonomist. Bütün çalışmalarımız şu anda onlarla beraber. Bu, beraberce çalıştığımız için bu iş bu kadar başarılı oldu. Şimdi şöyle söyleyeyim; bir havuz var. Bir sürü uyumsuz donör var. Biz havuza, yani bu çapraz nakil havuzu dediğimiz havuza, bu hastaları kaydediyoruz. Bu kayıtlarımız işte Boston’daki arkadaşlarımız tarafından eşleştiriliyor.

Tabii zaman zaman üçlü çıkıyor, beşli çapraz çıkıyor, dörtlü çıkıyor. Örneğin, üç tane dörtlü çıkıyor. Biz bunların içerisinden bir tanesini seçiyoruz, en uygunluğu. Daha fazla olabilir mi? Bizim amacımız çok fazla, yani yedili, sekizli, 10’lu çapraz karaciğer nakli yapmak değil; daha fazla hastaya karaciğer nakli şansı sunabilmek. Bizim amacımız o. Mesela yedili çaprazda mecbur kaldık. Bir küçük çocuk hasta vardı ve bu çocuk hasta kanserliydi. Yeterince kemoterapi almıştı. Transplantasyona ihtiyaç duyuyordu, bekleme şansı yoktu. Sadece yedili de çıktı. Biz belki o yedili çaprazı bir gün beşli, bir gün ikili yaparak ikiye ayırabilirdik. Mecburiyet karşısında bu çoklu çaprazlar yapılabilir, yedili de yapılabilir. Bizim merkezimizde sekizli ve dokuzluyu yapabilecek bir transplantasyon ekibi, ameliyathane veya yoğun bakım ve yardımcı ekibimiz, hemşireler mevcut.

COVİD-19’dan sonra bağışlar düştü

Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda son derece iyi niyetle, olumlu çalışmalarını yapıldığını yıllarca bu işin içinde biri olarak görüyorum. Fakat kovid öncesinde bu oran milyon nüfus başına yedilerin üzerine çıkmıştı. Fakat kovidden sonra bu biraz geriledi. Maalesef şu anda dört civarında milyon nüfus başına dört civarında bir organ bağış oranımız var.

Bilim her zaman gelişmeye açıktır. Biz de Malatya’da İnönü Üniversitesi’nde karaciğer nakli enstitülümüzde olabildiğince insanlara en iyi sağlık hizmeti ve bilimsel olarak da birtakım yeniliklerin peşindeyiz. Çapraz karaciğer nakli bana göre dünyada Malatya İnönü Üniversitesi’nin önüne açtığı bir alan gibi görünüyor. Yani bir takım öğrenilecek dersler varsa bizim yaptığımız yayınlardan öğrenilecek. Bütün dünya bunun peşinde şu anda zaten. Bunun dışında ne yapılabilir? Dediğim gibi başka bir türden insana karaciğer nakli bu yönde neler yapılabilir? Bunun peşindeyiz. Bununla ilgili birtakım gelişmeler sunmak istiyoruz. Bilim dünyasına, insanlık dünyasına. Başka yönde arkadaşlarımız örneğin kök hücreyle alakalı bir takım ciddi çalışmalar yapıyor. Buna yönelik karaciğer nakline nasıl katkı da sağlanabiliriz? Yani çalışmalar devam ediyor. Bilim her zaman bize daha iyiyi, daha doğruyu bulmaya yöneltiyor. Ümit ediyorum önümüzdeki günlerde daha güzel şeyler paylaşacağız diye düşünüyorum.”

ÇOK OKUNANLAR