İstanbul Balat’ta yer alan 127 yıllık tarihi hastane kapanma kararı aldı. Hastane Birinci Dünya Savaşı, Balkan Savaşları, İstanbul’un işgali gibi kritik dönemlerdeki faaliyetleri ile ödüle değer görüldü.
İstanbul’un en eski sağlık kurumlarından biri olan Özel Balat Or-Ahayim Musevi Hastanesi, 127 yılı aşkın süredir sürdürdüğü sağlık hizmetlerine son vermeye hazırlanıyor. Yönetim kurulu tarafından 18 Temmuz 2025 tarihinde alınan kararla birlikte, hastanenin kalıcı olarak kapatılmasına karar verildi.
Balat semtinde bulunan ve geçmişi Osmanlı dönemine kadar uzanan hastanenin, yönetim kurulunca alınan kararla tüm sağlık hizmetlerine kalıcı olarak son verileceği açıklandı. Personellere gönderilen resmi bildirimde, hastanenin faaliyetlerinin tamamen durdurulacağı belirtildi.
08 Mart 2023 tarihinden bu yana kurumda görev yapan çalışanlara iletilen fesih yazısında, iş sözleşmelerinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi kapsamında sona erdirileceği ifade edildi. Çalışanlara tanınan 42 günlük ihbar süresi 30 Eylül 2025 tarihinde dolacak.
Yönetim ayrıca, kapanış sonrası personelin tüm kıdem tazminatlarının ödeneceğini, talep eden çalışanların iş arama izinlerini toplu olarak kullanabileceğini bildirdi.
1898 yılında, İstanbul’daki Musevi cemaati tarafından hayata geçirilen Or-Ahayim Hastanesi, yalnızca Musevi toplumuna değil, tüm halkına sağlık hizmeti sundu. Kurum, başta salgın hastalık dönemleri olmak üzere pek çok zor süreçte önemli görevler üstlendi.
Zaman içinde Cumhuriyet döneminde de hizmet vermeye devam eden hastane, Türk tıp tarihinde önemli bir yere sahip oldu. Atatürk’ün doktorlarından bazılarının da burada görev yapmış olması, hastaneye ayrı bir tarihi değer kazandırdı.
İbranice’de “Hayat Işığı” anlamına gelen “Or-Ahayim” adıyla kurulan hastane, ilk olarak küçük bir sağlık ocağı olarak hizmet vermeye başladı. II. Abdülhamid’in fermanıyla kurulan hastanenin temelleri, dönemin Musevi liderlerinin çabalarıyla atıldı.
Kurucu kadroda Dr. Yüzbaşı Rafael Dalmediko başta olmak üzere Dr. Avramino de Kastro, Abraham Gerson, Amiral Dr. İzak Molho Paşa, Jakob Habib, Jozef Halfon ve Robert Levi gibi önemli isimler yer aldı.
Hastanenin kuruluşu için gereken finansman, evlerde kullanılan bağış kumbaraları, yurt dışına yapılan yardım çağrıları, çeşitli etkinlikler, rozet satışları ve balolar sayesinde toplandı. Elde edilen 11 bin altınlık bağışla, yapım süreci mimar Gabriel Tedesçi tarafından tamamlandı.
1920’li yıllarda, Bağdatlı iş insanı Sir Ellie Kadoorie’nin yaptığı büyük bağış sayesinde hastaneye üç yeni bina kazandırıldı. Bu yatırımlar, kurumun modern hastaneciliğe geçişinde önemli rol oynadı. Bu binalardan ikisi hâlâ aktif olarak kullanılmakta.
Or-Ahayim Hastanesi, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve İstanbul’un işgal yıllarında aktif olarak görev aldı. 1914 yılında, Hilal-i Ahmer’e devredilen 30 ve ardından 40 yataklı karantina pavyonlarında yaralı askerlere hizmet verdi. Bu dönemdeki üstün gayretlerinden dolayı çalışanları çeşitli ödüllerle onurlandırıldı.
Hastane ayrıca, 1921’de Rusya’dan ve 1934’te Polonya’dan gelen göçmenlere de kapılarını açtı.
Cumhuriyet döneminin önemli isimlerinden Dr. Samuel Abravaya Marmaralı, 40 yıl boyunca Or-Ahayim Hastanesi’nde görev yaptı. Aynı zamanda milletvekilliği görevini de üstlenen Marmaralı, Atatürk’ün doktorlarından biri olarak biliniyor.
2004 yılında hastanenin eski bir binası yıkılarak yerine yeni bir yapı inşa edildi. 2005 yılında açılan bu bölüm, Alegra Torel Geriatri Pavyonu adıyla hizmete başladı. 52 yataklı, 31 odalı bu modern yapı; poliklinikler, acil servis ve laboratuvar birimleriyle donatılarak ileri düzey sağlık hizmeti sunmaya başladı.
Aynı yıl, hastane “Yılın Hastanesi” ödülleri arasında yer alarak büyük takdir topladı.
Balat’ın simgelerinden biri haline gelen ve hem mimarisi hem de geçmişiyle kente değer katan Or-Ahayim Hastanesi’nin kapanma kararı ile aynı zamanda bir dönem de kapanmış oldu.