Amerikan medyasının sık aralıklarla Türkiye’nin geliştirdiği Kaan savaş uçağını merceğine alması boşuna değil.
Kaan şu anda 4,5 nesil denebilecek yeteneklere sahip olmaya çalışan bir savaş uçağı. Henüz seri üretimi başlamış değil, uçağın motoru başta olmak üzere bir sürü şeyi geliştirme aşamasında.
Ama bugüne kadar kat edilen mesafe, Kaan’ın geri kalan geliştirmeleri de zamanında yapacağını ortaya koyuyor. Zaten bu sebeple Endonezya hükümeti 48 adet Kaan almak için anlaşmayı imzaladı bile. Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan sadece bu uçağı almak değil uçağın üretim programına ortak olmak için temas yürütüyor. Benzer şekilde Mısır da bu arzusunu belli etti.
Kaan’ın beşinci nesil, yani kendi başına bir savaş yönetimi platformu olma özelliğini kazanacağından da neredeyse kimse kuşku duymuyor.
Net fiyatı henüz bilinmemekle birlikte Kaan’ın Rusya ve Çin dışında kalan savaş uçağı üretim sanayileri içinde bilinen en ucuz alternatif olduğu görülüyor. Fiyatı Amerikan F-35’ten çok ama çok daha ucuz.
Üstelik Türkiye Rusya veya Çin değil. Sonuç olarak NATO’nun ve Batı askeri sisteminin bir parçası. Böyle olduğu için beşinci nesil bir uçağı Türkiye’den satın almanın siyasi maliyeti pek çok ülke açısından Rusya veya Çin’den almaya göre çok daha düşük, hatta yok gibi bir şey.
İşte bu siyasi maliyetsizlik hali esas olarak Amerikan medyasının ilgisini çeken şey. Çünkü bu haliyle Kaan, Amerika’nın dev savaş uçağı sanayisine bir tehdit olmasa da ciddiye alınması gereken bir rakip.
Bölgesel güç olmak isteyen aktörlerin tamamının Kaan’la ilgilenmesi de boşuna değil. Nasıl Baykar üretimi TB2’ler pazarda fiyat avantajlarıyla çok büyük bir yeri kapmayı başardıysa Kaan da benzer bir başarı yakalayabilir.