Edebiyatçının hayal gücünün gerçek hayatı nasıl önceden tahmin edebildiğine dair çok sayıda örnekten biri, George Orwell’in ünlü romanı 1984’teki Gerçek Bakanlığı.
Orwell bu bakanlığı hayal ederken o zamanki Sovyetler Birliği’ne, SSCK Komünist Partisi’nin kendi tarihini sürekli ve sürekli “revize” etmesine bakmıştı. Romandaki bakanlık, geçmiş gazeteleri bile günün gerçeğine göre yeniden düzeltiyordu.
Bu aşırı revizyonizm roman sayfasında kalmadı. Bugün gündelik hayatımızın sıradan bir gerçeği, geçmişin, hatta çok yakın geçmişin sürekli yeniden yazılması, eski kayıtların bile değiştirilmesi vs.
Bakın dün Türkiye’nin Emniyet Genel Müdürlüğü üstüne hiç vazife olmadığı halde bu revizyonist tarihçiliğe kalkıştı ve Büyük Taarruz’dan Mustafa Kemal Atatürk’ün adını silmeye yeltendi.
Bu imkansız bir çaba; çünkü 26 Ağustos’ta Afyon’da Kocatepe’de başlayan, 30 Ağustos’ta Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin kazanılmasına ve oradan 9 Eylül’de İzmir’in kurtarılmasına kadar geçen iki haftayı Atatürk olmadan anlatmak olacak şey değil; çünkü bu büyük saldırıyı aylardır planlayan, en ufak ayrıntısına kadar uğraşan, komutanlarını tek tek seçen isim Mustafa Kemal Atatürk’tü. Sonra da savaşı bizzat yönetmişti.
Türk Emniyet Teşkilatı umarım bu amatör ve beceriksiz revizyonisti yakalamış, ona gereken cezayı da vermiştir.