İstanbul Barosu’nu komisyona ‘telefon’la çağırdılar, Kaboğlu reddetti
27 Ağustos 2025

İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 6. toplantısında kendilerine davetin resmi olarak değil sadece telefonla geldiğini vurgulayarak “Ülkenin bugünü ve geleceği için kurulmuş komisyona baro davet edilecekse durumun ciddiyetiyle bağdaşır bir biçimde olması beklenirdi. Toplantıya bir gün kala yapılan davete uymak İstanbul Barosu’nun büyüklüğü, ağırlığı ve durumun ciddiyetiyle bağdaşmayacağı için katılamayacağımı belirttim” dedi. Kaboğlu, komisyonun adının “Hukuk, Demokrasi ve Barış Komisyonu” olmasını beklediğini belirterek; “Tabii ki terörsüz Türkiye ama hukuksuz Türkiye, terörsüz olamaz. O bakımdan da kavramlarla oynamamak gerekir. Önce hukuk sonra demokrasi ve ardından da barış gelebilir. Ortak dileğimizde barış zaten. Böyle olursa İstanbul Barosu olarak desteğimiz tam olacaktır” ifadelerini kullandı.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun bugünkü toplantısında Türkiye Barolar Birliği ile 12 baro başkanı dinlenecek. Fakat İstanbul Barosu’na resmi bir teklif gitmediği için katılmayacak. 

İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, komisyona davet edilme sürecini ve bugüne kadar atılan adımları T24 için değerlendirdi. 

“Telefon daveti geldi; baronun ağırlığı, durumun ciddiyetiyle uyuşmadığı için katılmadım”

Kaboğlu, İstanbul Barosu’na davetin bir gün önce ‘şifaen’ yapıldığını belirterek şöyle konuştu: 

“Bir davet geldi, telefon daveti. Telefon hem TBB’den hem de Meclis Sekreterliği’nden geldi. Bir gün önce geldi, dolayısıyla bu kadar önemli bir toplantıya, ülkenin bugünü ve geleceği için kurulmuş komisyona baro davet edilecekse çok daha önceden durumun ciddiyeti ile bağdaşır bir biçimde davet beklenirdi. Toplantıya bir gün kala yapılan davete uymak İstanbul Barosu’nun büyüklüğü, ağırlığı ve durumun ciddiyetiyle bağdaşmayacağı için katılamayacağımı bildirdim.

Her üç avukattan birinin İstanbul’da olduğunu dikkate alırsak İstanbul Barosu komisyondaki hukuki çalışmalarda bulunmalıdır. Baronun ağırlığı kuşkusuz herkes tarafından biliniyor. Kaboğlu olarak da Meclis’te bulunduğum sürede birçok yasa önerisi ve çalışmaya imza attım. Meclis’te yapılması öngörülen çalışmalara baronun ilgisiz kalması düşünülemez ama bunun daha düzgün, uygun olarak ve gerekli gündemin hazırlanması ile haber verilmesi koşuluyla olacağını söylemek isterim.”

Barolara iki saat ayrılmasını eleştirdi: Baroları mit malzemesi yapmanın önüne geçmez 

Komisyon toplantısında barolar için sadece iki saat ayrılmasını doğru olmadığını belirten Kaboğlu, “Barolara açık toplantı, iki saat gibi bir zaman dilimine sıkıştırılamaz. İstanbul en büyük baro ama Türkiye’deki bütün barolar önemli. Barolara en az yarım gün verilmeliydi. Türkiye bütününde baroların katılacağı 5-6 saatlik bir toplantı yapılamayacaksa böyle bir komisyonun işlevi nedir? Bunu sorgulamak lazım. Barolara ilişkin bu şekilde gündem belirlemek orada sembolik birkaç baronun katılmasıyla böyle bir toplantının yapılmış olduğu varsayımı; bir tür görünümü kurtarmak, baroları mit malzemesi yapmanın önüne geçmez. Ciddi gündemli bir toplantı, önceden de planlı. Doğrudan Meclis tarafından gerekli hazırlıklarla yapılan bir toplantıya katkıda bulunmak hem baronun hem de Kaboğlu olarak sorumluluğumuz” dedi. 

Komisyon için düşündüğü ismi ilk kez açıkladı 

Komisyon için “Hukuk, Demokrasi ve Barış Komisyonu” adını düşündüğünü ilk kez açıklayan Kaboğlu, “Çünkü hukuk olmadan demokrasi olmaz. Demokrasi olmadan da hukuk tesis edilemez. Böyle bir ortamda da barış konuşamayız” ifadelerini kullandı.  

Komisyonun mevcut Anayasa’ya saygılı kalarak uyması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kaboğlu, şöyle konuştu: 

“Komisyon, ister 2 ay ister 2 yıl görev yapsın; ortak irade şu anda yürürlükte olan Anayasa’nın uygulanması, saygı görmesi ile sağlanır. Tabii ki Anayasa’da boşluk varsa, yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa adil yargılama çerçevesinde bu tarama çalışmasının yapılması gerekli. Mahpus kişileri ziyaretlerime dayanarak söylüyorum; 100 kişiyi ziyaret ettiysem 99’u Anayasa’ya aykırı şekilde tutuklu. 

Komisyon, hukukun uygulanması konusunda irade koymayacaksa daha çok ‘dostlar alışverişte görsün’ komisyonu olur. DEM Parti veya AKP biçiminde bir ayrım yapmak baro başkanı olarak uygun düşmez ama komisyon ne yalnızca belirli kişilere ne de belirli bir bölgeye indirgenemez. Bu bütün Türkiye’yi kucaklamalı; parti temsilcilerinin katılması da bunu hedefliyordu zaten. 

“Önce hukuk sonra demokrasi ve ardından da barış…”

Hukuk ve demokrasinin öne çıkarılması hele hele hukukun öne çıkarılması yaşamsaldır. Tabii ki terörsüz Türkiye ama hukuksuz Türkiye, terörsüz olamaz. O bakımdan da kavramlarla oynamamak gerekir. Önce hukuk sonra demokrasi ve ardından da barış gelebilir. Ortak dileğimizde barış zaten. Böyle olursa İstanbul Barosu olarak desteğimiz tam olacaktır. Deneyimlerimi sunmaktan geri durmam bunun bilinmesini isterim ki biliniyor da.” 

ÇOK OKUNANLAR