Her çıkışın bir inişi var. Geldi bize sonbahar.
Dilimizde tüy bitti umursamazlık canımıza yetti. Sizlere Gümrük Birliği sonrası sektörümüzün nasıl büyüdüğünü ve geliştiğini yazmıştım. Son 22 yıllık rakamlarımız der ki: Tekstil sektörü dünyadaki artışa paralel bir büyüme gösterirken hazır giyim sektörü maalesef dünyadaki büyümeye yetişememiştir.
Hele hele bu sektörlerin ithalat rakamlarını karşılaştırınca tekstil sektöründeki ithalat 2024 yılı hariç sürekli artmış, buna mukabil hazır giyim sektöründeki ithalat ise yıllar içinde patlamıştır.
Sebep sizce ne ola? Biz hazır giyim sektörü mensubu olarak analizimizi yapalım. Sektörümüzün net döviz girdisi 2022 yılında 8,5 milyar dolar iken bu rakam 2022 yılında 9,44 milyar dolardır. Hazır giyim ihracatı 12 kat ithalatı ise 15 kat artmıştır.
Ben Türkiye giyim sanayicileri Derneğinin 1994-96 yılları arasında Başkanlığını yaptığım sırada, bir önceki yazımda belirttiğim gibi bizler Gümrük Birliği’ni tam üyelik sürecine giden bir çıpa olarak görmüştük.
Meşhur yapısal reformlar hayata geçirilebilseydi bugün bir İspanya kadar kişi başına düşen milli gelirimiz olacaktı.
Ayrıca bir ülkede markalar çıkabilmesi o ülkenin kendisinin marka olabilmesiyle doğru orantılıdır. Türkiye son dönemde izlediği ekonomik ve siyasi politikalarla maalesef ülke imajını ciddi bir şekilde zedelemiştir.
İklimin müsait olmadığı yerde ise sanayici ve tüccar ne yapsın? Yaşam mücadelesi veriyor o kadar.
Tekstil sektörü sermaye yoğun, hazır giyim ise emek yoğundur. Bir ülkenin refahı ve gelir düzeyi arttıkça hazır giyim üretimleri daha düşük gelirli ülkelere doğru kayar. Nitekim Pakistan ve Bangladeş Çin ile Türkiye’nin arasından sıyrılıp en düşük fiyat seviyesi üretimlerini kapmıştır. Çok becerikli olduğu için değil çok fakir olduklarından.
Ancak ülkemizin özel bir durumu var. Marmara Bölgesindeki kişi başına düşen milli gelir 19.000 $’ken, Güney Doğu Anadolu bölgesinde 6.900$, Doğu Anadolu Bölgesinde ise 4.390$’dır.
Yıllarca özel politikalar üretelim iç göçü durduralım ve bu bölgelerde hazır giyim üretim vahaları yaratalım diye çok anlattık. Terörü bitirecek tek şey istihdam politikalarıdır dedik. Ne gam?
Dilimizde tüy bitti umursamazlık canımıza yetti. Son 22 yılın bilançosu da ithalatın hızla arttığı bir sektör mensubu olmak.
Son günlerde gazetelerde bol bol okuyorsunuz. Bankalar zaten diken üstünde, konkordato ve iflas yağmurları sellere dönüşmüş.
Artık çok geç. Sektörümüzün dünyaya adım attığı ilk günden bugüne kadarki sürecinde var olmuş bir birey olarak üzülerek derim ki; bu düzey sürdürülemez. Kan kaybı önlenemez.
Sektörümüzü modası geçmiş olarak değerlendiren tüm yetkililere sesleniyorum.
İnsanlık yerleşik düzene geçtiğinden beri barınma, giyim ve yeme ihtiyacı hiç bitmedi.
Dünyada modayı yönlendiren sektör bizimkidir. Modası hiç geçmeyecek. Sizler inat ettiğiniz için bizler de ülkemiz yerine başka ülkelerde ışığımızla üretimimizi sürdüreceğiz. Markalaşacağız.
Tıpkı en becerikli olan gençlerimizin yurt dışında yaşamaya mecbur bırakılmaları gibi; ister miydik? Hayır.
Biliyorum umurunuzda değil ama burada tarihe iz düşüyorum.
Direneceğiz sizlere rağmen varoluşumuzu sürdüreceğiz.
Geri döneceğiz.