Ankara’nın Keçiören ilçesinde Hakan Çakır’ın (23) bıçaklanarak öldürüldüğü olayın ardından gözaltına alınan Taha Yahya Z. (14) ve Baddal Samet Z.’nin (17) kontrol için götürüldükleri hastaneden kaçtıkları ortaya çıktı. Kısa sürede yakalanan kardeşlerden Baddal Samet Z., korktuğunu ve bu yüzden hastanede kaçtığını, Taha Yahya Z. ise kaçıp eve gittiğini ve daha sonra polise teslim olduğunu söyledi.
Keçiören ilçesinde çiğ köfte dükkanı işleten Hakan Çakır, 10 Ağustos’ta, kız kardeşi ve annesine sözlü tacizde bulunan kişilerle çıkan kavgada bıçaklanarak öldürüldü. Çakır’ın ağabeyi Hakkı Can Çakır (27) ile babası Şahin Çakır (53) da bıçaklanarak yaralandı. Cinayetle ilgili Cemal Z. (45) ile oğulları Taha Yahya Z., Baddal Samet Z. ve Ahmet Emir Z. (19) tutuklandı, Umut K. ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Olayın ardından Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınan cinayet şüphelileri Taha Yahya Z. ve Baddal Samet Z.’nin kontrol için götürüldükleri hastaneden kaçtıkları ortaya çıktı.
Kısa sürede yakalanan kardeşlerin ifadesine ilk kez DHA ulaştı. Baddal Samet Z., emniyette korktuğunu ve bu yüzden hastanede kaçtığını belirterek, bir yerde oturduğunu ve sonrasında polislerin gelip kendisini aldığını söyledi. Baddal Samet Z., “Benim üzerimde kana bulanmış elbiseler yoktu. Zaten bizim üzerimizdeki elbiseler polis tarafından alındı. Benden DNA incelemesi için kan örneği de alındı. Çivili sopaları yerde bulduk. Üzerinde çivi olduğunu görmedik. Babam Cemal’de de Ahmet Emir’de de silah veya bıçak yoktu. Karşı tarafın nasıl bıçaklandığını görmedim” dedi.
“Çivili sopayı yolda giderken gördüm, aldım”
Taha Yahya Z. ise şöyle konuştu:
“Ben Baddal Samet ağabeyimle evde oturuyordum. Ahmet Emir ağabeyim Samet’i telefon ile aradı; ‘koş beni öldürüyorlar’ dedi. Ağabeyim dışarı çıkınca ben de dışarı çıktım. Yanımızda herhangi bir suç aleti yoktu ancak çivili sopayı yolda giderken gördüm, aldım. Samet ağabeyim de çivili sopa aldı. Ben aşağı doğru koştuğumda elimde sopa vardı zaten ama yine de ailemi korumak amacı ile burger dükkanına girdim içeriden siyah saplı bir ekmek bıçağı aldım. Olay yerine geldiğimizde olay bitmişti zaten. Babamı yaralı halde olay yerinde görünce bıçağı attım. Zaten bıçağı olayda kullanmadım. Babamı aldım arabaya bindirdim. Ailecek eve çıktık, ambulansı arayacaktık; o esnada eve polisler geldi. Babamı hastaneye polisler götürdü. Eve çıktığımda Umut bizim evdeydi. Ben Umut’a yapmış olduğum eylem ile ilgili herhangi bir beyanda bulunmadım. Bana emniyette, ‘tutuklanacaksınız’ dediler. Hastanede ağabeyim kaçınca ben de onunla beraber kaçtım. Bunu yaparken polislere herhangi bir dirençli eylemde bulunmadık. Ben kaçınca eve gittim, ne yapacağımı bilmiyordum; daha sonrasında polisleri aradık ve teyzemin evinden beni aldılar.”
“Dosya her ne kadar 5- 6 kişi üzerinden yürütülse de daha fazla şüpheli var”
Çakır ailesinin avukatı Umut Yıldırım, şu açıklamayı yaptı:
“Olay olduktan sonra 4 şüpheli tutuklandı, bir tanesi serbest bırakıldı. Şüphelilerin birçoğu aslında suçlamayı reddetti. Ama yine şüphelilerin tarafında olan, serbest bırakılan Umut K. isimli kişi, olayın nasıl olduğunu, nasıl gerçekleştiğini, sonrasında neler söylendiğini, hepsini ifadesinde ikrar etti. Şöyle ki; olay olduktan sonra şüphelilerin hepsi aynı evde toplanıyorlar.
Ailenin dışında olan Umut K. isimli şüpheli, kimin bıçakladığını, kimin sopayla vurduğunu, kimin ne eylemde bulunduğunu, hepsini tek tek söylediğini ve kendisinin de bunu duyduğunu söylüyor ve bunların hepsi ifadesine geçti. Yine diğer şüphelilerin hepsine de bu Umut K.’nin ifadesi soruluyor; ‘Siz böyle böyle konuştunuz mu, böyle böyle sözler söylediniz mi’ diye. Yine olayın görüntüleri geldi. Olayın görüntüleri aslında Umut’un ifadesiyle örtüşüyor. Görüntülerde; sopayla gelen Taha isimli şüphelinin sopayı bırakıp bıçak aldığını, bıçakla olay yerine tekrar geldiğini gösteriyor.
Yine görüntülerin bir kısmında bulunamayan 3’üncü şahıslar var. Yani dosya her ne kadar şu an için 5 kişi, 6 kişi üzerinden yürütülse de daha fazla şüpheli var. Bunların şu an tespiti sağlanmaya çalışılıyor. Olay olduktan sonra şüphelilerin bir kısmı 18 yaşından küçük olduğundan dolayı çocuk şubeye alınıyor, bir kısmı da cinayet şubeye alınıyor, işlemlere başlanıyor. Çocuk şubeye alınanlar hastaneye götürüldüğünde hastaneden kaçıyorlar. Baddal ismindeki şüpheli ve Taha ismindeki şüpheli hastanedeyken polisin elinden kaçıyorlar. Polis sonra tekrardan bunları yakalıyor. Aslında burada hem bir suç işlendikten sonra suçu gizleme faaliyeti var ve sonrasında da emniyet güçlerinin elinden kaçmaya çalışıyorlar. Aslında bir şekilde bu suçtan yırtmaya çalışıyorlar.”
“İki kardeşin alabilecekleri ceza en fazla 18 ve 12 yıl”
Yıldırım, olayın hemen ardından suç aletlerinin ele geçirilmediğini ama şüphelilerin kıyafetlerinin alındığını belirterek, şunları söyledi:
“Bu kıyafetlerinin bir kısmında kan lekeleri var. Yine şüphelilerden kan örnekleri alındı ve bunlar incelenmeye yollandı. Aynı şekilde şüphelilerin telefonlarına el konuldu. Bu telefonların incelenmesi için Sulh Ceza Hakimliği’nden izin alındı. Şu an 3’üncü kişiler bulunmaya çalışılıyor.
Olayda şu an 2 tane kamera görüntüsü dosyada olmuş olsa da olay yerini gören farklı kameralar var. Biz bu kameraların da istenilmesi ve incelenmesini talep ettik. Şu an için bu kamera görüntülerinin gelmesini bekliyoruz. Samet ve Taha aslında ifadede olay yerine sopalarla geldiklerini söylüyorlar. Yine Taha bu sopayı bırakıp iş yerinden gidip bıçak aldığını söylüyor.
Tek söylemediği şey; böyle bir eylemde bulunmadığı. Taha ve Samet suçlamayı kabul etmiyor ama en nihayetinde ölen bir Hakan ve yaralanan aile fertleri var. Bunların hepsi bıçak ve sopa yaralarıyla, satır yaralarıyla oluşmuş. Dolayısıyla bu ifadeye savcılık şu an için itibar etmiyor. Bunların hepsi kasten öldürmeden yargılanacak ama suça sürüklenen çocuk 17 yaşında ve 14 yaşında olduğundan dolayı cezada indirim uygulanacak. Alabilecekleri ceza biri için en fazla 18, diğeri için en fazla 12 yıl. Tabi burada farklı indirimler de söz konusu olabilir. Dolayısıyla maalesef hiçbir şekilde müebbet hapis cezası alınmayacak.”