Bugün bir rakip ama aslında kardeş bir internet haber sitesinin kuruluşunun 16. yılı. T24’ten söz ediyorum.
Doğan Akın’ı ilk tanıdığımda Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosunun haber müdürüydü. Sonra Milliyet’e geçti, İstanbul’da haber müdürlüğü yaptı.
Benden yaşça gençtir ama “eski nesil” gazetecilerdendir. Mesleğini sıkı sıkıya savunduğu ilkelerle yapan, her zaman “gerçek”in peşinden koşan, bunu yaparken de mesleğimizin bunca yüzyılda oluşmuş kurallarından hiç ayrılmayan bir isim.
Doğan Akın bundan 16 yıl önce, Türkiye’nin kağıda basılı geleneksel medyasından kopup T24’ü kurduğunda, bugünküyle kıyaslanmayacak ölçüde çok sesli bir medya ortamı ve kısıtları olsa bile hala özgür bir basın vardı bu ülkede.
O zaman Doğan’ın T24 ile yapmaya çalıştığı şey, belki sadece “Yeni teknolojiye uyum sağlamak, geleceğe adım atmak” olarak yorumlanabilirdi. Bugün ise ülkemizde geriye ne bir çok sesli medya ortamı kaldı, ne gerçek anlamda bağımsız yayıncılıktan söz edebiliyoruz, ne de gazetecilik mesleğinin yapılma şartlarının varlığından.
O yüzden bugün T24’ün ifade ettiği anlam, 16 yıl öncesine göre hem çok farklı hem çok hayati hem de kritik.
Bugün T24, Türkiye’nin sayılı bağımsız yayın organlarından biri. Bu bağımsızlığını bugün neredeyse her ay yeniden ayakta kalmak için mücadele etmek zorunda kalmak pahasına koruyorlar. Yoksa iktidara veya muhalefete yakın bir sermayeyi içeri sokup kendilerini “rahat” hissetmeleri aslında çok kolay olurdu. Sırtını ülkemizdeki siyasi ve kültürel savaşın iki cephesinden birine yaslamanın kolaycılığı yerine, sırf o “eski nesil” gazeteci olması nedeniyle zor olan yolu seçti Doğan Akın.
Türkiye’de kendisinden başka hiçbir şeye hayat hakkı tanımamaya kararlı şiddetli siyasi mücadelenin T24 veya 10Haber gibi bağımsız kalmaya çalışan ve gazetecilik yapmayı hedefleyen yayın organlarına karşı ortaya koyduğu en büyük tehdit ne hapis ne yargı tehdidi. Hapse girmeyi, yargılanmayı küçümsüyor değilim ama en büyük tehdit medyayı hayat damarlarından koparan mali tehdit aslında.
Bu denli sert bir ortamda Doğan Akın’ın yaptığı, hem de 16 yıldır yaptığı, bir çeşit Don Kişotluk aslında. Cebine parasını koyup bir kıyı kasabasına yaşamaya kolayca gidebilecekken Doğan, “eski nesil” bir gazeteci olarak mücadeleyi sürdürüyor, onlarca çalışanının sorumluluğunu sırtında taşımaya devam ediyor.
Nice uzun yılları olsun T24’ün.