Teknoloji ilerledikçe, şehir hayatı hızlandıkça ve bireysel yalnızlık derinleştikçe, insanlar da stresle başa çıkmak için giderek daha sıra dışı yollara başvuruyor. Kimi nostaljiye sarılıyor, kimi sessizliğe, kimi de başkalarının sıcaklığına… Ya da enerji dünyasında kendilerine bir açılım getiriyorlar. İşte son dönemde dünyanın dört bir yanında ortaya çıkan oldukça tuhaf, ilginç hatta “bu gerçek mi?” dedirten trendler, gelişmeler…
Çin’de yetişkin emziği trendi: Geriye dönüş terapisi…
Çin’in genç nesli arasında ilginç bir stresle başa çıkma yöntemi yayılıyor: “Yetişkinler İçin Emzikler”. Ofis çalışanları arasında başlayan bu trend, yoğun iş temposu ve şehir yaşamının yarattığı baskıyla başa çıkmak için bir nevi çocukluğa kaçış olarak görülüyor. Pastel renkli, bazen LED ışıklı bu emzikler sosyal medyada poz verilecek birer aksesuar haline gelmiş durumda. Psikologlara göre bu davranış, çocukluk güvenliğini bilinçaltında yeniden inşa etme çabası. Ne kadar işe yaradığı tartışılır.
Tayvan’da sahte cenaze deneyimi: Ölmeden önce ölümü deneyimle
Tayvan’da bazı kişisel gelişim merkezleri, insanlara “Ölüm Provası” yaşatıyor. Sahte cenazeler, kefenler, tabutlar… Katılımcılar bu deneyimi yaşadıktan sonra hayatlarını yeniden değerlendirme fırsatı bulduklarını söylüyor. Amaç: ölümü hatırlayıp yaşamın kıymetini bilmek. İlginç bir deneyim olduğu kesin.
Almanya’da uyku kafeleri: Kahve değil şekerleme
Berlin’de hızla yayılmaya başlayan “Uyku Kafeleri” (Schlafcafés), kahve içmek yerine kısa şekerlemeler yapmak isteyenler için tasarlanmış. İçeri giriyorsunuz, size bir yatak veriliyor, ışıklar kısılıyor, rahatlatıcı sesler eşliğinde 30-45 dakikalık bir uyku molası sunuluyor. Şehir hayatının yorgun savaşçıları için adeta bir enerji istasyonu! Doğrusu ben buna bayıldım. İstanbul gibi kaotik bir şehirde inanılmaz olmaz mıydı?
Güney Kore’de kiralık büyükanne dönemi: Dijital dünyada gerçek sıcaklık
Güney Kore’nin hızlı dijitalleşen toplumunda, gençler yalnızlıkla başa çıkmakta zorlanıyor. Bir girişim, buna sıra dışı bir çözüm getirdi: “Kiralık Büyükanne”. Emekli kadınlar, gençlerin evine giderek ev yemekleri yapıyor, sohbet ediyor, bazen birlikte dizi izliyorlar. Bu hizmet, yalnız gençlere aile sıcaklığını yeniden sunarken, yaşlı kadınlara da hem maddi hem manevi destek sağlıyor. İki taraf için kazançlı bir hizmet gibi görünüyor.
Japonya’da sessiz eşlikçiler: Birlikte susmanın güzelliği
Japonya’da yalnızlık bir halk sağlığı sorunu haline gelirken, insanlar daha farklı arayışlara yöneliyor. Tokyo’da faaliyet gösteren bir ajans, “Sessiz Eşlikçiler” hizmeti sunuyor. Bu kişilerle yürüyüş yapabiliyor, kafeye gidebiliyor veya sadece bir bankta oturabiliyorsunuz. Konuşmak yok. Tam anlamıyla “birlikte yalnızlık.” Modern hayatın ironisi belki ama birçok kişi için huzur verici bir deneyim. Hem insan var hem yok, ilginç bir dilemma.
ABD’de bağırarak terapi seansları: İçindeki çığlığı serbest bırak
New York’ta son dönemin en dikkat çekici grup terapilerinden biri: “Scream Therapy”. Katılımcılar bir parkta ya da kapalı bir alanda toplanıyor ve hep birlikte çığlık atıyorlar. “İçindeki öfkeyi dışa vur!” mottosuyla yapılan bu seanslarda amaç bastırılmış duyguları açığa çıkarmak. Bir nevi bağırarak detoks yapmak diyebiliriz. Bazıları için gülünç, bazıları içinse gerçekten arındırıcı bir deneyim. Bunu insanlar neden kendi başlarına yapmıyor bilemedim ama çığlık atmak için ciddi bir bedel ödendiği kesin.
Hindistan’da kahkaha kulüpleri: Gülmenin gücü adına
Hindistan’da sabah saatlerinde parklarda toplanan yüzlerce kişi kahkaha atarak güne başlıyor. “Laughter Yoga” (Kahkaha Yogası) adı verilen bu pratik, yapay kahkahanın zamanla gerçek kahkahaya dönüşerek stres hormonlarını azalttığı inancına dayanıyor. İlk başta biraz garip gelse de bilimsel araştırmalar bu yöntemin faydalı olduğunu gösteriyor. Yaşamın tüm stresini düşünürsek güne pozitif başlamanın anlamlı olduğunu düşünüyorum.
Norveç’te sessizlik tatilleri: Telefon yok, konuşmak yasak
Norveç’in kırsal bölgelerinde düzenlenen “Sessizlik Tatilleri”, şehir hayatının gürültüsünden bıkanlara ilaç gibi geliyor. Bu kamplarda telefon yasak, konuşmak yasak. Doğa yürüyüşleri, meditasyon ve bol bol sessizlik. Katılımcılar bu deneyimin zihinsel detoks etkisi yaptığını söylüyor. Yeniden enerji toplamak için faydalı bir deneyim.
Gen Z’nin sıra dışı rahatlama yolu: Bathroom camping
TikTok’un yeni viral rahatlama modu: “Bathroom Camping”. Gençler stresli anlarında banyo kabinlerine gidip orada oturuyor, müzik dinliyor ya da sessiz vakit geçiriyor. Bu garip trend yalnızca dikkat çekmekle kalmıyor, ruhsal ihtiyaçlara dair ciddiye alınması gereken bir davranış biçimi de yansıtıyor. Umarım işe yarıyordur?
Son Söz: Gariplik mi, evrim mi?
Tüm bunlar klasik normlara göre “garip”. Ancak biraz daha yakından bakıldığında, her biri aslında modern hayatın görünmeyen boşluklarına verilen kişisel ya da toplumsal tepkiler.
Gelişen teknoloji, yapay zekâ, dijital bağlantılar… Her şey daha hızlı, daha akıllı ve daha “erişilebilir”. Fakat tüm bu ilerlemeye rağmen insanlar kendilerini daha yalnız, daha baskı altında ve daha anlam arayışı içinde hissediyor. Fiziksel olarak kalabalıklar içindeyiz ama duygusal olarak izoleyiz. Ve belki de bu yüzden bir emziğe sarılıyor, banyoya kapanıyor ya da sessiz bir yabancıyla saatler geçiriyoruz. Çünkü içimizdeki boşluğu algoritmalar değil, insani duygular doldurabilir.
Bu “çılgın” görünen trendler, belki de birer hayatta kalma stratejisi. Modern dünyanın gürültüsü içinde duyulmak, var olmak, hissedilmek için küçük ama sembolik eylemler.
Özetle Dünya değişiyor. İnsanlar da onunla birlikte değişiyor.
Peki siz bu trendlerden herhangi birine kendinizi yakın hissettiniz mi?