Avrupa Birliği’nde 1 Eylül tarihinden itibaren yürürlüğe giren bir kararla, kısaca TPO olarak bilinen trimetilbenzoil difenilfosfin oksit maddesini yasakladı. Jel ojelerde bulunan bu madde, ultraviyole ya da LED ışık altında ojelere ekstradan parlaklık katmaya ve ojeleri hızlı kurutmaya yarıyor.
Geçen yıllarda yapılan çeşitli araştırmalarda, bu maddenin doğurganlık sorunlarına yol açabileceği ve üreme sağlığını olumsuz etkileyebileceği görüldü. Bu nedenle AB yetkilileri, TPO maddesini zehirli ilan edip kullanımını yasakladı.
2000’li yıllarda popülerlik kazanan jel oje, UV ya da LED ışık altında kurutuluyor. Bunun sonucunda ojeler sertleşiyor ve dayanıklı bir hal alıyor. Geleneksel ojenin aksine jel oje uygulamalarında, kalıcı ve parlak sonuçlar elde ediliyor. Ojeler günlerce hatta haftalarca bozulmadan kalıyor. Tüm jel ojeler TPO içermese de birçok üründe bu madde bulunuyor.
AB yetkilileri TPO’nun yol açtığı sağlık risklerinin “çok yüksek” olduğuna ve bu maddenin “karsinojenik, mutajenik ya da üreme için toksik” etkilere neden olduğuna hükmetti. Ancak bazı uzmanlar yasağın önleyici değil tedbir amaçlı olduğunu savunuyor. Zira TPO’nun sağlığa zararlarıyla ilgili çalışmaların çoğu hayvanlar üzerinde gerçekleştirilmiş durumda.
Wellness Pulse’a konuşan dermatoloji uzmanı Dr. Hannah Kopelman, “Avrupa Birliği TPO’yu bir tedbir olarak yasaklıyor. Çünkü elimizde zararları kanıtlayan geniş kapsamlı insan çalışmaları olmasa da potansiyel riskler, daha sıkı bir denetimi gerektirmeye yetecek kadar yüksekti” dedi.
Dr. Kopelman, “Tıbbi açıdan bakarsak, ben bu kararı insanlarla ilgili güçlü kanıtlara verilmiş bir yanıttan ziyade bir önlem adımı olarak görüyorum” dedi.
TPO aynı zamanda ışıkla yapılan diş dolgusu sertleştirme işleminde de kullanılan bir malzeme. Ancak AB’nin yasağı sadece kozmetik malzemelerindeki kullanımına ilişkin.
Yasaktan önce, TPO sadece profesyonel kullanılan malzemelerde ve maksimum yüzde 5 yoğunlukta bulunabiliyordu. Şimdi ise bu bileşeni içeren ürünlerin satışı, pazarlanması ve kullanımı tamamen yasaklandı.
Tırnak salonlarının, mevcut stoklarını “istisnasız ve ürünlerin satışı için zaman sınırı olmaksızın” elden çıkarmaları zorunluluğu da getirildi.
AB, konuya ilişkin kararını Mayıs 2024’te açıklamış ve yasağın yürürlük tarihi de bu yazın başlarında açıklanmıştı. Ancak ithalatçılar ve güzellik uzmanları, 1 Eylül tarihinin stokları TPO içermeyen ürünlerle değiştirmeleri için yeterli zaman tanımadığını savunarak duruma tepki gösterdi.
ABD gibi ülkelerde TPO’nun kullanımı konusunda bir yasak yok ancak uzmanlar potansiyel tehlikelerden endişe duyan tüketicilere TPO içermeyen tırnak ürünleri talep ederek risklerini azaltma tavsiyesinde bulundu.
Ek olarak, jel manikür seansları arasında yeterli süre bırakmak, tırnakların üzerine koruyucu bir katman sürmek ve oje uygulamasının iyi havalandırılmış bir ortamda yapılmasını sağlamak da riskleri azaltmanın diğer yolları.
Öte yandan TPO, jel oje meraklılarının dikkat etmesi gereken tek risk değil. Ayak sağlığı uzmanı Dr. Saylee Tulpule daha önce The New York Post’a yaptığı açıklamada, cilayı kurutmak için kullanılan UV ışığının cilt kanseri riskini artırabileceğini, jel oje uygulanmadan önce tırnak plağını inceltmenin veya zayıflatmanın tırnağa zarar verebileceğini söyledi.
Salon randevuları arasında uzun boşluklar bırakmak TPO maruziyeti riskini dengelemeye yardımcı olabilirken jel tırnakları fazla uzatmak da başka tehlikeleri beraberinde getiriyor. Bunların başında tırnağın yeşil veya maviye dönmesine neden olan Pseudomonas bakterisi geliyor. Renginden dolayı “yeşillenme” olarak adlandırılan bu bakteriyel enfeksiyon, genellikle jel veya akriliğin tırnağı kaldırması ve oluşan küçük boşluklarda nemin birikip patojenlerin üremesiyle ortaya çıkıyor.
Bu tür bakteriler genellikle sağlıklı bireyler için hayati tehlike oluşturmazken, altta yatan sağlık sorunları veya bağışıklık sistemi bozukluğu olan kişilerde ölümcül sonuçlara yol açabiliyor. Bu bakteriler göğüs, idrar yolu, kulak, göz, deri, kan ve daha birçok yerde enfeksiyonlara neden olabiliyor.