Güven Krizi Çağı
04 Eylül 2025

Eskiden bir söz, bir tokalaşma yeterdi. İnsanlar verdikleri sözü tutar, alışverişte ürünün arkasında dururdu. Bugünse her şeyin başına “garanti belgesi”, “sertifika”, “resmî onay” koymak zorundayız. Çünkü çağımızın en büyük eksikliği para değil, hız değil, teknoloji değil… Güven.

Kaybolan Güvenin İzleri

• İlişkilerde: Sosyal medyada gördüklerimize güvenmiyoruz. Aşk pozları sahici mi, yoksa sadece başkalarına gösterilen bir vitrin mi?

• İş hayatında: Çalışanlar işverene, işveren çalışanına güvenmiyor. “Yarın burada olur mu?” sorusu hep akıllarda.

• Tüketimde: Raflarda “doğal” etiketiyle satılan ürünlere şüpheyle bakıyoruz. “Gerçekten öyle mi?” sorusu zihnimizi kemiriyor.

• Medyada: Habere bakarken “gerçek mi, dezenformasyon mu?” diye sorguluyoruz. Bir görüntünün bile sahte olabileceği bir dönemdeyiz.

Güven Kaybının Bedeli

Güven kaybolduğunda, her şey zorlaşıyor.

• İlişkilerde sevgiye gölge düşüyor.

• İş dünyasında verimlilik azalıyor.

• Toplumda huzursuzluk artıyor.

• Alışverişte sadakat yok oluyor.

Bir tek güvensizlik anı, yılların emeğini silip süpürebiliyor. İnsanda da markada da aynı şey geçerli: Güven kaybı telafi edilse bile iz bırakıyor.

En Büyük Değer: Güvenilir Olmak

Güvenilir olmak, artık en büyük lüks. Çünkü her şey satın alınabiliyor ama güven satın alınamıyor.

•Bir annenin çocuğuna verdiği güven, hayat boyu sürecek bir temel oluşturuyor.

•Bir kurumun insanlara verdiği güven, en pahalı reklamdan daha kalıcı bir bağ yaratıyor.

•Bir insanın dostuna verdiği güven, dostluğun ömrünü uzatıyor.

Çıkış Yolu

Güven krizinden çıkış aslında basit ama emek isteyen bir yolculuk:

• Şeffaflık: Söylemle eylemin örtüşmesi.

• Tutarlılık: Her durumda aynı çizgide kalabilmek.

• Samimiyet: İnsanı sadece müşteri ya da izleyici değil, insan olarak görmek.

Mesaj: Çağımızın en büyük krizi güven krizi. Bunu aşmanın yolu süslü sözlerde değil, şeffaflıkta ve samimiyette. Çünkü insanlar çok şeyi unutur ama kendini güvende hissettiği anı asla unutmaz.

ÇOK OKUNANLAR