Boşanmak: Yıkım Değil, Yeniden Doğuş
06 Eylül 2025

En azından benim deneyimim öyle oldu.

Evlilikler iş dünyasında nasıl yeni ortaklıklar, motivasyon ve servet yönetimi yaratıyorsa, boşanmalar da en az onlar kadar hayatı şekillendiriyor. Çünkü boşanma yalnızca iki insanın yollarını ayırması değil; aynı zamanda mali düzenin, sosyal ağların ve kişisel kimliğin yeniden inşa edilmesi demek.

“Ayrılmak istemiyorum, karımı çok seviyorum”

Boşanmanın en yıkıcı taraflarından biri çoğu zaman mali boyutudur. Servet paylaşımı, nafaka, tazminat ve yatırım hesapları derken, iş dünyasının en güçlü isimleri bile kendilerini çaresiz hissedebilir.

Bunu birkaç yıl önce Londra–İstanbul uçağında yan yana oturduğum başarılı bir işadamının anlattığı hikâyede gördüm. Karısı avukattı ve boşanma davasında akla hayale gelmeyecek ölçüde yüksek bir tazminat talebinde bulunmuştu. İşadamı, gülümseyerek hâkime dönüp şöyle demiş: “Efendim, ben karımı çok seviyorum. Ayrılmak istemiyorum!”

Oysa bana itiraf ettiği gibi gönlünde mutlak ayrılmak vardı. Ancak astronomik tazminat talebi karşısında, ayrılığı göze alamadığı için “karımı seviyorum” cümlesini söylemek zorunda kalmıştı.

Bu olay, boşanmanın yalnızca duygusal değil, aynı zamanda mali bir yıkım olabileceğini çarpıcı biçimde gösteriyor. Duygularla değil, finansal tablolarla şekillenen boşanma davaları, çoğu kez tarafları beklenmedik pozisyonlara sürüklüyor.

Ceketi alıp çıkmak

Benim deneyimim ise farklıydı. Boşandığımda, adeta birçoğumuzun söylediği gibi,  “ceketimi alıp çıktım evden.” Tüm şahsi eşyalarım, yıllar boyunca topladığım değerli sanat eserleri geride kaldı. Arkada bırakılan ev, alışkanlıklar, hatıralar, dostluk çevreleri… İlk ayların travması ağırdı.

Geçmişin yükü, kayıp duygusu ve yalnızlığın keskin yüzüyle karşılaştım. Ama zamanla gördüm ki, bu hem benim hem de karşı taraf için yeni başlangıçların vesilesi oldu. Şimdi dönüp baktığımda, “iyi ki boşanmışız” diyorum. Bugün çok daha huzurlu, daha üretken ve daha müreffeh bir yaşam sürüyorum. Kendimi yeniden keşfettim.

Krizden fırsata

Boşanma, başlangıçta bir kayıp gibi görünür; oysa uzun vadede kişisel gelişimin en güçlü itici güçlerinden biri olabilir.

•Yeni özgürlük alanı: Kendi önceliklerinize, hayallerinize yeniden odaklanma fırsatı verir.

•İkinci şans enerjisi: İş dünyasında da daha cesur ve odaklı adımlar atmanızı sağlar.

•Daha bilinçli ilişkiler: Geçmişten ders çıkarıp, geleceği daha sağlam temeller üzerine kurarsınız.

İş dünyasında boşanmanın görünmeyen etkileri

•Mali düzen: Servet ve şirket hisselerinin paylaşımı ciddi sonuçlar doğurur. Jeff Bezos’un boşanması sonrası Amazon’un %4’ü eski eşine geçti ve bu, onu dünyanın en zengin kadınlarından biri yaptı. Bill Gates’in boşanması ise Microsoft’un değil, Gates Vakfı’nın yönetiminde yeni bir denge doğurdu.

•Kariyer ivmesi: Kimi iş insanı boşanma sonrası düşüş yaşarken, kimisi yeni bir enerjiyle işine sarılır. Steve Wynn gibi milyarderler boşanma sonrası şirketlerini yeniden yapılandırarak büyümeyi başardılar.

•İtibar ve ağlar: Toplumun boşanmaya bakışı, iş insanlarının sosyal sermayesini de etkiler. Sürecin olgun yürütülmesi, iş dünyasında prestij kaybını önler.

Şirket boşanmaları: Ortaklıktan ayrılışın travması

Boşanma yalnızca evliliklerde yaşanmıyor. İş dünyasında da ortaklıkların sona ermesi, en az bir aile boşanması kadar sancılı olabiliyor. Bir şirketin iki kurucusu ya da büyük ortakları, yıllarca aynı vizyonu paylaşırken bir noktada yollarını ayırmak zorunda kalıyor.

•Mali travma: Varlıkların bölünmesi, müşteri portföyünün paylaşımı ve yeni finansal dengelerin kurulması açısından zorlu süreçlerdir.

•Duygusal kırılma: Tıpkı evliliklerde olduğu gibi, şirketlerde de “biz” kimliğinin çözülmesi, taraflarda hayal kırıklıkları yaratır.

•İtibar riski: Kavgalı ayrılıklar, şirketin marka değerine ve çalışanların moraline zarar verebilir.

Ama tıpkı aile boşanmalarında olduğu gibi, şirket boşanmaları da çoğu zaman yeniden doğumun kapısını aralar. Ayrılık sonrası her ortak kendi yoluna daha özgür, daha odaklı ve daha hızlı ilerleyebilir. Birçok global başarı hikâyesi, aslında sancılı bir ortaklık boşanmasının ardından başlamıştır.

Kültürlere göre boşanma algısı

•Batı dünyası: ABD ve Avrupa’da boşanma, kişisel özgürlüğün doğal bir sonucu olarak görülür. İstatistikler yüksektir; toplum boşanmayı “ikinci şans” olarak normalleştirir.

•Asya: Japonya ve Çin’de boşanma hâlâ ailelerin itibarını zedeleyici olarak görülebiliyor. Ancak Çin’de son yıllarda boşanma oranları hızla artıyor; özellikle genç kuşak için “mutsuz evlilikte kalmak” artık bir zorunluluk değil.

•Ortadoğu: Boşanma oranları yükselse de kültürel baskı devam ediyor. Erkekler için daha kolay tolere edilirken, kadınlar için sosyal hayata dönüş daha zorlayıcı olabiliyor.

•Türkiye: Boşanma toplumsal damgalamadan giderek arınıyor, ama hâlâ iki farklı yüzü var: Büyük şehirlerde özgürlük ve yeniden başlama fırsatı olarak görülürken, Anadolu’nun bazı bölgelerinde “aile başarısızlığı” etiketi taşıyabiliyor.

Çocukların yaşadığı görünmez travma

Boşanmanın en büyük fırtınasını aslında çiftler değil, çocuklar yaşar. “Bize ne olacak?” sorusu onların zihninde sürekli yankılanır. Ev bölünür, düzen değişir, güven duygusu sarsılır.

Ben kendi deneyimimden şunu öğrendim: Çocukları ortada kalmış bir “şişe” gibi iki tarafa da döndürmeye kalkarsanız, bu yalnızca travmayı uzatıyor. En sağlıklısı, çocuğun hangi ebeveynle daha yakın olmak istediğine anlayış göstermek ve bırakabilmek. Bu olgunluk, aslında hem çocuğu hem de ebeveyni daha uzun vadeli yaralardan koruyor.

Yakın arkadaşlarımda da gördüm: Hayatını çocuklarına adamış babalar, boşanma sonrasında eski eşleri tarafından şeytanlaştırıldıklarında bir daha eski bağlarını kuramadılar. Çocukların gözünde babaları yalnızca “Merkez Bankası” gibi, sürekli para ihtiyacını karşılayan bir figüre dönüştü. Oysa baba bundan fazlası olmalıydı.

Çözüm: Çocuğun duygusal dünyasını manipüle etmemek, onu taraf seçmeye zorlamamak ve finansal sorumlulukların ötesinde sevgi ve güveni hissettirmektir. Boşanmış ebeveynlerin olgunlukla sürdüreceği işbirliği, çocuğun hayatındaki en büyük sigorta olur.

İkinci şans enerjisi

Boşanma sonrası birçok insan, iş dünyasında da yeni bir sayfa açar. Daha güçlü bir kimlik, daha bilinçli iş ortaklıkları ve daha esnek bir vizyon gelişir. Bu “ikinci şans” enerjisi, evlilik sürecinde ertelenen hedeflerin gerçekleştirilmesine fırsat verir.

Son söz

Evet, evlilikler iş dünyasında nasıl önemliyse, boşanmalar da en az o kadar önemlidir. İster özel hayatta ister iş ortaklıklarında olsun, boşanma travma yaratır ama çoğu zaman yeniden doğuşun katalizörü olur.

Kültürden kültüre farklı algılansa da, kişiden kişiye farklı sonuçlar doğursa da, boşanmak bir son değil; yeniden inşa etmenin, ikinci kez hayata başlamanın kapısıdır. Ve bazen en doğru karar, kaybetmek değil, geride bırakmaktır.

ÇOK OKUNANLAR