Kim mırıldanıyor bu metinlerde?
Bu kısa, bilinçakışı metinler, herhangi bir seansın herhangi bir anında karşımdaki koltukta oturan hastalarımdan duyduğum ve beni etkileyen bir cümlenin peşine takılmaya karar verdiğimde ortaya çıkmaya başladı. Kendimi onların yerine koymaya gayret ettim hep. Husserl’in ‘yaşam dünyası’ adını verdiği ve kişinin bilerek bilmeyerek dünyayla ve kendisiyle ilişkisinde inşa ettiği dünyanın içine girmeye çalışıp kısacık ve kısık sesle mırıldanmaya çalıştım, çalışıyorum her terapi seansında.
Hiç kimsenin hiçbir sırrını ele vermiyorum bu metinlerde. Sonuçta amacım herkesin dedikodu merakıyla izlediği diziler yapıp milyonlar kazanmak değil. Edebi bir metin inşa etmekten ve birilerinin ruhuna dokunmaktan başka hiçbir amacım yok.
***
Çekip Gitme Arzusu…
–Sanki üç yaşındaymışım gibi çaresiz hissediyorum kendimi. Geçmişi, çocukluğumu düşündüğümde kavga ettiklerini hiç hatırlamıyorum. Oysa şimdi en ufak şeyden birbirlerine bağırıp çağırmaya başlıyorlar. Siz ne zaman böyle oldunuz diye sorduğumda annem, “Biz hep böyleydik kızım,” dedi. “Babanın ne kadar dediğim dedik biri olduğunu bilmiyor musun?” İnanamadım önce. “Dalga mı geçiyorsun anne, biz hep gülerdik,” dedim. Annemin bakışındaki acıyı tarif etmem mümkün değil. O kadar aptal hissettim ki kendimi. O günden beri ota boka ağlayıp duruyorum. Neden bu kadar etkilendiğimi anlamış da değilim. Sonuç olarak 50 yıla yakın bir süredir evli bu insanlar ve ben onlardan daha çok takıyorum onların arasındaki bu it dalaşına. Babamın anlattığı o tuhaf hikâye bile ağlattı beni.
-Ne hikâyesi?
-Boş ver. Anlatıp yeniden ağlamak istemiyorum. Galiba ortada gerçekten hiçbir sorun yok. Liseye başladığımdan beri ilk defa bu kadar uzun kalıyorum onların yanında. Tam bir ay. Neden evden kaçtığımı ve yatılı olmayı diğer yatılı arkadaşlarıma kıyasla neden bu kadar çok sevdiğimi şimdi anlıyorum yavaş yavaş. “Yapmayın, kavga etmeyin artık bu kadar,” dedim sonunda anneme. “Kızım biz kavga etmekten başka bir şey bilmiyoruz ki,” dedi. Onlarda kalmak istemiyorum sanırım. Çekip gitmek istiyorum, buradan da kendimden de. Sihirli bir değneğin varsa, dokunuversene bana onunla.
– Terapist gülümser ve gizlice saate bakar..