CHP’nin kayyumu Gürsel Tekin başlangıçta “Parti binadan yönetilmez, gitmesem de olur” demişti sonra ağız değiştirdi, bugün için parti binasına gidip il başkanı koltuğuna oturacağını ilan etti.

CHP’lilerin onu içeri sokmak istemeyeceği belliydi; kayyum Gürsel Tekin de bunu bilecek kadar CHP’de zaman geçirmiş bir isim olduğundan “Polis eşliğinde gitmem oraya” dedi.

Evet Gürsel Tekin polis eşliğinde gitmeyecek ama onun illa il binasına gidip o koltukta bir poz vermesini isteyen güç bunun ne pahasına olursa olsun yapılmasını arzu ediyor.

O yüzden dün akşam bir fırsat kullandı İstanbul Valisi, il binasına gece yarısı için yapılan ve henüz gerçekleşmemiş çağrıya bakıp il binasını polis muhasarasına aldırdı.

Bu açık bir provokasyon aslında ama neyse ki CHP’liler serin kanlı. Öyle büyük olay yaşanmadı.

Bu sabah bina muhasara altında ve anlaşıldığı kadarıyla kayyum Gürsel Tekin bile bu durumu içine sindiremiyor, İçişleri Bakanına telefon edip etrafında polis barikatı olan binaya girmeyeceğini söylemiş.

Bilmiyorum bu aşamada bu yapay gerilim nasıl ortadan kalkar, Türkiye nasıl yeniden görece normal bir atmosfere döner ama polis tarafından kalın barikatlarla muhasara edilmiş bir siyasi parti binası, Türkiye’de özgür siyasete nasıl bakıldığıyla ilgili çarpıcı bir fotoğraf veriyor bize.

İşin kötüsü, iktidardakiler bu fotoğrafın ne anlama geldiğini anlamamış gibi duruyorlar.

Bir siyasi partiye, bir siyaset yapma biçimine devlet eliyle, mahkemeler ve polis eliyle yön verilebilir sanıyorlar, bunu denemekten geri kalmıyorlar.

Çok ama çok vahim bir durumla karşı karşıyayız.