Meğer Ankara’da hakimler varmış…
10 Eylül 2025

Bugün itiraf günü.

İtiraf edeyim, 2 Eylül günü İstanbul’da bir Asliye Hukuk mahkemesi CHP İstanbul il örgütüne kayyum atadığında büyük bir kötümserliğin içine düştüm.

Mahkemenin bu kararının bir yetki gaspı olduğuna, parti kongrelerinde alınan kararların Yüksek Seçim Kurulu tarafından nihai onayı aldıktan sonra geri döndürülemez olduğuna kuşku yoktu.

Ama yine de bir hakim tek başına bu kararı almıştı. Bu cüret, ancak arkasında büyük bir siyasi destek varsa gösterilebilirdi.

Ve sahiden de o siyasi destek vardı. Çünkü kararın belli olup kamuoyuna açıklandığı saatlerde Ak Parti’nin MKYK toplantısı vardı. Toplantı devam ederken gazetecilerin karşısına çıkan parti sözcüsü Ömer Çelik, basitçe şunu diyebilirdi mesela: “Parti kongreleri partilerin iç işidir ve YSK tarafından denetlenir. Kongrede bir suç varsa elbette yargı bunu takip eder, suçu kanıtlıyorsa suçluları mahkum eder ama kongre sonucuna karışamaz, parti kongreleri mahkeme salonlarında belirlenemez, buna bizim hukukumuz engeldir.” 

Şahsen tanıyan herkes, Ömer Çelik’in (en azından bir zamanlar) sahip olduğu düşüncelerin bu cümleler olduğunu bilirler. Çelik bir zamanların en militan demokratlarından biriydi.

Ama hayır, Ömer Çelik bu cümleleri söylemedi, İstanbul’a kayyım kararı sorulduğunda “Bu yargının işi” demekle yetindi, İstanbul’daki o hakime en büyük siyasi desteği açıklamış oldu. Ak Parti, İstanbul’daki mahkeme kararından üzgün falan değildi, aksine sevinç içindeydi ama sevincini gizliyordu.

Tabii gizlemeyenler de vardı. Parti adına, hatta Tayyip Erdoğan adına konuşuyormuş izlenimini yıllardır veren ve kimsenin itiraz etmediği gazeteci kılığındaki Ak Partili konuşan kafalar, “Özgür Özel dönemi kapandı” diye konuşmaya başlamışlardı bile.

İşte bu ortamda ben de başka pek çok kişiyle birlikte kötümserliğe kapıldım ve Türkiye’de artık yazılı hukuk kurallarından söz edilemeyeceğini, ülkemizde artık “orman kanunları”nın geçerli olduğunu yazdım.

5 Eylülde bu köşede çıkan yazının başlığı “Bugün göreceğiz, Türkiye’de hakimler var mı, yok mu” idi. Yazıda hukuku son bir kez konuşacağımı söylüyordum. Yazı o gün yapılacak Yüksek Seçim Kurulu toplantısıyla ilgiliydi.

Aslında yanıldığım o günün akşamı belli olmuştu. YSK vermesi gereken, yazılı hukuk kuralına uygun kararını o gün verdi. Ama ben kendi hatamı itiraf etmek için bugünü bekledim.

YSK 5 Eylülde CHP’nin İstanbul’daki olağan kongre sürecinin devam etmesine karar verdi. Oysa Asliye Hukuk mahkemesi kongre süreçlerini durdurmuştu. YSK ise İstanbul’daki o hakimin kararını “tam hukuksuzluk” olarak niteliyordu.

Aynı gün YSK İstanbul’daki kayyumun devamına da karar verdi. Aslında kimse ona bunu sormamıştı, CHP böyle bir itirazda bulunmamıştı ama YSK bu kararı aldı ve hepimizin kafasını karıştırdı. Niye böyle bir karar aldı YSK, bunu hala bilmiyoruz, bir gün bu konuda uzun karar yazarlarsa öğreneceğiz.

YSK’nın o gün aldığı karar, CHP’ye ileriye bakma şansı verdi. Olağan kongre süreçleri devam edeceğine göre en sonunda CHP’nin başına bizzat CHP delegeleri tarafından seçilmiş yöneticiler gelecekti.

Ama tabii bu geleceğe dönük bir karar. Örneğin, İstanbul’da olağan il kongresinin yapılmasına en azından 2 ay daha vardı. Ne yani parti iki ay kayyuma mı bırakılacaktı?

Peki ya bir başka mahkeme de genel merkez yönetimine kayyum atarsa ne olacaktı? Gelecek yeni kayyum kongre süreçlerini durdurabilir miydi? Durdurursa ne olurdu?

Kaygılar kaygılar.

O sırada hem İstanbul’da hem de ülke genelinde CHP’nin en son 2023 yılında seçilen delegeleri arasında imza toplandı. Bu delegeler hem İstanbul için hem de genel merkez için olağanüstü kongreler istedi.

Peki acaba o delegelerin özellikle mahkeme kararına konu olduğu için İstanbul’da delegelikleri halen geçerli miydi? O eski delegelerle bir olağanüstü kongre yapılabilir miydi?

CHP bu soruyu doğrudan YSK’ya sordu ve dün YSK bu soruya cevap verdi: Evet, yapılabilirdi, delegeler hala delegeydi.

2 Eylülden beri devam eden kriz sona ermiş, bir çıkış kapısı belirmişti.

Şimdi İstanbul’da 24 Eylülde olağanüstü kongre yapılacak ve İstanbul’a yeniden il başkanı ile yönetimi seçilecek, o seçimin tamamlanıp yeni il başkanının YSK’dan mazbata almasıyla da mahkemenin atadığı kayyumun görevi sona erecek.

CHP ayrıca 21 Eylülde de Ankara’da olağanüstü kongre yapacak. En son Nisan ayında böyle bir olağanüstü kongrede yeniden seçilmiş olan Özgür Özel herhalde bir kez daha genel başkan olarak seçilecek ve CHP yönetimi açısından da kayyum tehlikesi bir kez daha bertaraf edilmiş olacak.

O zaman hakkını verelim, Ankara’da sahiden hakimler varmış.

ÇOK OKUNANLAR