Bu hafta yaşanan üç önemli vergi gelişmesinden en çok tartışılanı basit usulün etkisinin daraltılması oldu. Yapılan değişiklikle 13 büyükşehirde mal alım satımı, lokanta, otel faaliyeti gibi basit usul kapsamına girmeyen işler, diğer 17 büyükşehirde de 01.01.2026 itibariyle basit usul kapsamından çıkarılıyor. Böylece 30 büyükşehirde aynı işi yapanların eşit bir vergilendirme sistemine tâbi tutulmaları sağlanacak.
Düzenlemeye olumlu ve olumsuz farklı tepkiler verildi. Esnafın vergi yükünün ciddi oranda artacağından endişe edenlerin sayısı az değil. Hemen belirtelim basit usulün etkisinin daraltılması güzel bir haber. Bundan daha güzel bir haber sistemin tamamen kaldırılması ve daha etkin bir uygulama ile değiştirilmesi olur.
Basit usul nedir?
Basit usul, özetle, kazancı yüksek olmayan fakat esnaf muafiyetinden de faydalanamayan meslek gruplarına tanınmış bir kolaylıklar silsilesi. Bu mükellefler, örneğin, vergi levhası almak zorunda değiller, defter tutmazlar (belge ve kayıtları daha kolay şekilde tutulur), geçici vergi beyannamesi vermezler ve yaptıkları mal veya hizmet satışları katma değer vergisinden istisna edilmiş durumdadır. En önemlisi, Covid-19 pandemisini müteakiben, 2021 yılında Gelir Vergisi Kanunu’na eklenmiş bir düzenleme ile ticari kazançları da vergiden istisna edilmiş durumda, yani vergi ödemiyorlar.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre, 2020-2025 seneleri arasında basit usulde vergilendirilen mükellef sayısı yaklaşık 820.000. Bu mükelleflere 2021 senesinde tanınmış olan istisna önemli bir gelir kaybı anlamına geliyor. Basit usule tâbi mükellefler için üstlenilen bu gelir kaybı, toplumun bütününe bir vergi yükü olarak yansıyor.
Amaç: Kazancı yüksek olmayanı desteklemek ve kayıt dışı ekonomiyi azaltmak
Basit usulün temel amacı kazancı yüksek olmayan mükellefleri desteklerken, kayıt dışı ekonomiyi de azaltmak. Zira, basit usul 1983-1999 yılları arasında uygulanan götürü usulde vergilendirmenin yol açtığı kayıt dışılığın engellenmesi ve belge düzeninin yerleşmesini sağlamak amacıyla hayatımıza girdi. Götürü usul sisteminde ödenecek vergi miktarı birtakım kriterler ışığında idare tarafından otomatik olarak belirleniyordu. Diğer bir anlatımla, götürü usul sisteminde mükellefin senelik kazancı ödenecek vergi miktarının belirlenmesinde kullanılmıyordu.
2021 senesinde gelen istisnadan önce de basit usulün vergi gelirlerinde önemli bir azalmaya yol açtığından ve belge düzeni üzerinde de olumlu bir etki yaratmadığından sıklıkla bahsediliyordu. Yapılan araştırmalarda basit usulün kayıt dışı ekonomiyi azaltmak bir yana, arttırdığının altı çiziliyordu.
“Boşuna KDV çıkmasın”
Basit usule tâbi mükellefler kanunda belirtilmiş şartlarla belirleniyor. Bunlar; kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak, yıllık kira veya emsal kira bedelinin kanunda belirtilen tutarları aşmaması, ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tâbi olunmaması ve belirlenmiş yıllık alış, satış ve hasılat tutarlarının aşılmaması. Bu son koşul, basit usule tâbi mükelleflerin, bu uygulamadan faydalanmaya devam edebilmek amacıyla belge düzenlemekten kaçınmalarına yol açabiliyor.
Tüketiciye “boşuna KDV çıkmasın” diyerek ödemeleri nakit olarak alan ve fatura vermeyen esnafın aslında basit usule tâbi olmaya devam etmeyi amaçlıyor olması imkân dahilinde. Tekrar hatırlatmakta fayda var, basit usule tâbi esnaf tarafından gerçekleştirilen mal veya hizmet satışları zaten katma değer vergisinden istisna edilmiş durumda. Yani, fatura düzenlense ve nakit ödeme yapılmasa dahi herhangi bir KDV çıkması söz konusu değil.
Suni şekilde basit usulden faydalanan esnaf, sadece tüketiciyi nakit ödeme yapmak zorunda bırakmıyor, vergi gelirlerinin de azalmasına yol açarak, diğer mükelleflerin vergi yükünün artmasına sebebiyet veriyor.
Farklı illerde farklı vergi uygulaması azaltılmış oluyor
01.01.2026’da yürürlüğe girmesi planlanan yeni uygulama ile basit usul kaldırılmıyor. 13 büyükşehirde halihazırda basit usul kapsamına girmeyen işler, diğer 17 büyükşehirde de basit usul kapsamından çıkarılıyor. Böylece, farklı büyükşehirlerde faaliyet gösteren esnafın, aynı vergi düzenlemelerine tâbi olmaları sağlanıyor.
Mevcut durumda, örneğin, A ilinde faaliyette bulunan yıllık satış tutarı 400.000 TL olan bir lokanta basit usulden faydalanabilmekteyken, B ilinde faaliyette bulunan ve yıllık satış tutarı daha düşük olan bir lokanta basit usulden faydalanamayabiliyor. Düzenleme ile büyükşehirler nezdinde bu farklılık ortadan kalkacak.
Büyükşehirlere ilişkin olarak yapılan düzenleme olumlu bir gelişme. İlerleyen zamanlarda basit usul kapsamlı şekilde revize edilir ise kayıt dışılığın önüne geçilmesi yolunda önemli bir adım atılabilir. Ne kadar az kayıt dışı ekonomi, o kadar az vergi yükü.