“Tuz tadını yitirirse bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir?”
14 Eylül 2025

Marguerite Yourcenar’ın “Mişima Ya da Boşluk Algısı” adlı denemesinin girişine koyduğu bu epigraf bu küçük kitabın özeti mi diye düşündüm.

Bu ifade aslında hem bir mecaz hem de kutsal metinlerde geçen bir soru.

En bilinen hâliyle İncil’de (Matta 5:13) şöyle geçiyor:

“Siz yeryüzünün tuzusunuz.

Ama tuz tadını yitirirse, ona bir daha nasıl tuz tadı verilebilir?

Artık dışarı atılıp insanların ayakları altında çiğnenmekten başka işe yaramaz.”

Tuzun tadını yitirmesi, ‘özünü’, ‘işlevini’, ‘anlamını’ kaybetmeyi simgeliyor.

Gerçekte biliyoruz ki tuz kimyasal olarak tadını kaybetmez.

Fakat mecazda, insanın ‘inanç’, ‘değer’, ‘dirayet’ ya da ‘sorumluk bilinci’ni yitirmesi kastedilebilir.

Dolayısıyla sorunun cevabı da mecazîdir:

Tuz tadını yitirdiğinde , bu vasıf geri kazanılamaz, çünkü zaten ‘öz’ünü kaybetmiştir.

Bu da , “bir şey özünü kaybederse dışarıdan eklenen süsler ya da takviyelerle eski haline dönemez” anlamına gelir.

Yani asıl mesaj şudur:  Öz kaybedilirse geri dönüşü yoktur.

Hayatını ülkesinin köklerine dönmesine adayan Mişima, 25 Kasım 1970’de, önderlik ettiği darbe girişimi başarısızlığa uğrayınca harakiri yaparak canına kıymıştı.

Kitapta Japonya’nın en tartışmalı entelektüeli ve kimilerine göre aşırı sağın ‘Küresel İkonu’ Yukio Mişima’nın 1960’da şunları yazdığı alıntılanmış:

“Şu son yirmibeş yılı kafamda canlandırdığımda boşluğu beni şaşkınlığa gark ediyor. Yaşadım diyebilir miyim bilmem.”

Bunun hemen sonrasına da, Yourcenar şu harikulâde görüşü eklemiş:

“En göz alıcı ve en tatmin dolu yaşam sırasında hakikaten yapılmak istenen nadiren yerine getirilir ve Boşluk’un derinliklerinden ya da yüksekliklerinden, olmuş ile olmamış benzer şekilde serap ya da düş gibi görünür.”

The New York Times’ın müthiş yorumuyla, “Mişima bir tanrıyı diriltmek amacında mıydı? Bu intihar Batılılar tarafından anlaşılabilir mi? 1970’te ve sonrasında Japonlar tarafından anlaşılmış mıydı? Bu eylemi kuşkulu bir merak ya da uçuk düşüncelerin ötesinde yorumlamak mümkün mü? Bu soruları cevaplamakta acele etmemeli, belki de hiç cevaplamaya çalışmamalıyız.”

ÇOK OKUNANLAR