Bu kadar belirsizlik ortamında ve öngörülemeyen, “olmaz” denilen her şeyin olabildiği bir dönemde ‘başlık’ fazla iddialı oldu sanırım. Evde, işte, okulda her yerde daha dikkatli adımlar atıyoruz, kaygılarımız artıyor. Yarını görmekte zorlandığımız bir ortamda, 2-5 yıllık orta-uzun vadeli planları dürbünle bile görmemiz imkânsızlaştı. Oysa en sevdiğimiz işler ve konular; yenilik, inovasyon ve büyüme işleri. Yeni fikir, iş ve projeler bulmak, hayata geçirmek, daha büyük işler için altyapı ve kaynak yaratmak… Mutlaka sonunda yarattığı bir katma değerle birlikte.
Peki, yeni hayat reçetemiz için zaman geldi mi?
Başka türlü büyümek mümkün mü?
Büyüme illa hacim, ciro, kâr veya pazar payı olmak zorunda mı? Sadece rakam mı yani?
Yeni işler, yeni fikirler bu kadar riskli iken; kendimizi, işimizi ve takımımızı başka ne yaparak büyütürüz?
Son günlerde şirketler benden ‘büyüme kafası’ ile ilgili görüş veya konuşmalar istiyorlar. Evet çok doğru zamanlama, büyüme sadece rakamla olmaz. Büyüme için gelişmek, değişmek, yarına hazır olmak da büyüme kafası tarifi içinde. Durgunlukta veya tıkanıklıkta da büyümek, gelişmek mümkün.
Başka türlü büyümenin örneklerini hepimiz yaşadık. Bu bazen teknolojiyi daha iyi kullanmak, bazende bir girişimle kol kola yeni işlere girmek, bazen de kaynaklarımızı daha verimli kullanmak için yeni fikirleri hayata geçirmekle oldu. Büyüme bazen yeni pazarlara açılmak değil, bulunduğun yerde “farklı bakmak”la mümkün oluyor.
Kendimize yatırım, en büyük büyüme. Tam da kendimize yatırım yapma zamanı olabilir. Varlıklarımızı büyütmek, becerilerimizi geliştirmek, varsa limitlerimizi ve sınırlarımızı ortadan kaldırmak için kolları sıvamak… “Yapamam, benden olmaz, benden daha iyileri vardır” fikirlerini kafamızdan kovup; “Olur benden, benden iyisi varsa buyursun. Hımm, bir de şu işe bakayım… Bu işin uzmanı Hasan Abi ile Linkedin’den yazışayım, bir kahve içeyim” demek için en güzel zaman.
Kendimize yaptığımız yatırımlar, işimize de katkı sağlayacak. Bugün yeni bir yazılım öğrenmek, bir yabancı dil geliştirmek ya da sadece farklı sektörlerden insanlarla tanışmak… Hepsi bizi hem işimizde hem de özel hayatımızda büyütecek. Ortak akıl büyütür Hele bu işi bir de takıma uygulamaya kalkarsak süper. Takımdaki farklı kafa ve yetenekteki insanlarla bu karamsar havada büyümek… Rakam için olmasa da bazen çalışma ortamında, bazen de bir sosyal sorumluluk işinde büyümek mümkün.
Moskova’da çalışırken arkadaşlardan birinden bir öneri geldi. Takımlar kendi içinde “herkesin en iyi bildiği konuyu” anlattığı mini buluşmalar düzenledi. Çalışanlar birbirlerinden öğrendi, moral buldu, yeni beceriler geliştirdi. İşte o buluşmalardan çıkan 2 iş fikri, şirketin kaderini değiştirdi. Yeni işler ve projeler için bütçe almak mümkün olmasa bile, parasız yapılacak bir çok değişim var. Karanlıkta ışık bulmak gibi.
Bildiğin, gördüğün hem işte hem sosyal hayatta bir soru var: hangi meseleyi çözeceğiz? Çözülmek için harekete geçmemizi bekleyen o kadar çok dert var ki. Yaratacağımız ortak akılla, kolektif bilgiyle en ufaktan başlayıp adım adım gidelim. Önce apartman ve mahalleden başlayıp, sonra ülke ve globaldeki benzer sorunları çözmeye talip olalım. Bundan daha iyi büyüme olur mu? İşte bu işler ve adımlar, daha parlak günlerde ne kadar çok işimize yarayacak.
Yaşadığımızdan daha iyisini yaşamak, bize bırakılandan daha iyisini gençlere ve çocuklara bırakmak ve örnek olmak için daha fazla bekleyemeyiz. Ortak düşünen, üreten, eyleme geçen, bilgiyi kullanan, doğayı ve toplumu merkeze alan, her canlıyı kapsayan, teknoloji ve insan zekâsını birleştiren çözümler üretmek ve bu iyi işleri büyütmek için çok doğru zaman. Hatta “tam zamanı” şimdi.
Yarını büyütmek, daha verimli ve bağlı çalışmak, kenetlenmek ve zoru atlatmak, ufukta ışık gören ilk şirket olmak için tam zamanı. Olumsuz, hayal kurmayan, sadece küçülme ve azalmayı konuşan bir dil ve kültürden; her çalışanına güvenen ve bunu belli eden, onlardan destek isteyen, ortak çözümler için onları oyuna katan yönetici dönemine geçiş zamanı. Yani yarın büyümek için bugün hazırlık ve tek yumruk dönemi. Kendimizi, işimizi büyütelim, yarını büyütelim.
Yaşamak istediğimiz bir yarın için üretelim.
Tam zamanı!