Trump Erdoğan’ı övdü mü, yerdi mi belli değil: ABD ile zorlu pazarlık
26 Eylül 2025

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir zamanlar sık sık ziyaret ettiği Beyaz Saray’a 6 yıldır davet edilmiyordu, bu davet dün gerçekleşti. Türkiye ile ABD arasında özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bozulan ilişkilerin dün itibarıyla yeniden düzelip düzelmediği zamanla anlaşılacak. Ancak dünkü görüşme iki müttefikin “Birlikte ne yapabiliriz” görüşmesinden çok, Trump’ın bu döneminde sık sık yaşandığı gibi “Sen benden ne aldın, ben sana ne vereyim” görüşmesine benziyordu. 

Görüşmenin basına açık tek bölümü, görüşme öncesinde iki liderin Beyaz Saray’ın ünlü Oval Ofis’inde gazetecilerin sorularına cevap verdiği bölümdü. Burada daha çok Başkan Trump konuştu. Trump sık sık Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a övgüler yağdırdı ama araya “O hileli seçimleri iyi bilir” veya “Rusya-Ukrayna savaşında tarafsızlığı bırakmalı, Rusya’dan petrol ve gaz almayı kesmeli” gibi iğnelemeler yapmayı, “CATSAA yaptırımlarını hemen bugün de kaldırabilirim ama karşılığında ne alacağımıza bağlı” gibi pazarlıkçı cümleleri sıkıştırmayı da bildi.

Başlangıçtaki bu basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan çok az kez konuştu, konuşmalarının her birini de alışılmadık derecede kısa, birkaç cümleden ibaret tuttu.

Başlangıçta 24 dakika kadar devam eden bu basın açıklamalarının tamamının video kaydı aşağıda.

2 saat 20 dakika Beyaz Saray’da kaldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beyaz Saray ziyaretine Amerikan protokolünün bir dizi sembolik jesti eşlik etti. Erdoğan Washington’da Beyaz Saray’ın hemen karşısında yer alan ve resmi konuş evi işlevi gören Blair House’da ağırlandı, New York’tan geldikten sonra görüşme saatine kadar burada dinlendi.

Başlangıçta Oval Ofiste yapılan basın açıklamalarının ardından iki lider ve beraberlerindeki heyetleri görüşmelerine öğlen yemeğinde devam etti. Türk heyetinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın vardı. Amerikan heyetinde ise Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savaş Bakanı Pete Hegseth yer aldı.

Nükleer enerji anlaşması

Yemek ve görüşmelerin ardından iki lider Türk enerji bakanlığı ile Amerikan dışişleri bakanlığı arasında nükleer enerji alanında iş birliği yapılmasına ilişkin önemli bir protokolün imzalanmasına nezaret etti.

Türkiye yakın zamanda yasa değişikliği yaparak “küçük modüler reaktör” adı verilen yeni nükleer teknolojinin kullanılmasına imkan yaratmıştı. Bu protokol sayesinde Amerikan şirketlerinden “SMR” diye adlandırılan bu küçük reaktörlerin alımı için pazarlığa başlanabilecek.

“F-35 için Erdoğan önce bizim için bir şey yapacak”

Türkiye bir yandan hava kuvvetlerini güçlendirmek için ABD’den F-16 savaş uçakları ve bu uçaklar için modernizasyon kitleri satın almak istiyor. Bu konudaki izinler aslında bir önceki yönetim döneminde çıktı ama hala F-16’larla ilgili bir ilerleme yok. Dün görüşme öncesinde Başkan Trump’ın da bu konuya değinmesine bakılacak olursa hala aşılması gereken engeller veya yapılması gereken pazarlıklar var.

Türkiye bir yandan da F-35 programına geri dönmek ve bu uçakları alabilmek istiyor. Amerikan Başkanı büyük bir sembolizmle Erdoğan’la görüşmesine yakasında bir F-35 rozetiyle girdi, normalde Trump yakasına Amerikan bayrağından başka bir şey takmıyor.

Trump basın açıklamaları sırasında Türkiye’ye F-35 satılını durduran CATSAA yaptırımlarının “Bir gecede kalkabileceğini” yani Türkiye’ye yeniden F-35 satılabileceğini söyledi ama “Karşılığında ne alınacağına bağlı” dedi. 

Trump, Erdoğan’ı Beyaz Saray’dan yolcu ettikten sonra bir başka imza töreni sırasında gazetecilerin sorusu üzerine bu konuda “Türkiye ile F-35 konusunda kolayca bir anlaşma yapabiliriz. Ancak Erdoğan önce bizim için bir şey yapacak” dedi. Türkiye’nin F-35’ler için ne yapacağını ise söylemedi.

Türkiye, F-35 programından Başkan Trump’ın kararıyla çıkartılmıştı. Yani bu yaptırımları uygulayan Trump’ın kendisiydi.

Patriot sürprizi

Türkiye geçmişte defalarca Amerika’dan Patriot hava savunma sistemleri satın almak istedi ama Amerikan yönetimleri ve Kongresi buna izin vermedi. Nitekim biraz da bunun yüzünden Türkiye gitti Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri aldı, bu alış veriş de ABD ile ilişkileri iyice gerdi, yaptırımlar uygulandı.

Türkiye son olarak Joe Biden döneminde de Patriot almak ve bu sayede ilişkileri yumuşatmak için girişimde bulundu ama yine ret cevabı aldı. Oysa dün Patriot konusunu bizzat Amerikan Başkanı açtı. Ancak bu konu da büyük olasılıkla Trump’ın kamuoyuna açıklamadığı bazı ekonomik ve siyasi şartlara bağlı.

Türkiye’nin Trump’a jestleri

Türkiye, Trump’ın bütün dünyada “alışverişçi” diye adlandırılan diplomasi tarzını başka ülkeler gibi önceden bildiği için gerek bu görüşme öncesinde gerekse sırasında bir dizi tek taraflı jest yaptı.

Bu jestlerden en çok bilineni 2018’de Amerika’nın Türk çelik ürünlerine karşı koyduğu ek gümrük vergilerine misilleme olarak getirilen bazı Amerikan ürünlerine yönelik ek gümrük vergileriydi. Bu vergiler Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla birkaç gün önce kaldırıldı.

Hakkında daha az söz edilen bir başka jest ise Botaş ile Amerikan enerji şirketleri arasında imzalanan 40 milyar dolarlık sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithalatı anlaşmasıydı.

Ve son olarak, Türk Hava Yolları’nın bir süredir zaten pazarlığını yürüttüğü Boeing’den yolcu uçağı alımı projesinin son hale getirilmesi de bu geziye denk getirildi. Amerika’nın Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’ın görüşme sonrası söylediğine göre 200’den fazla yolcu uçağı alımı yapılacak Boeing’den.

Peki Trump ne verdi?

Türkiye’nin milyarlarca dolarlık bu jestleri kamuoyuna yansıdı ama karşılığında Amerika’dan ne alındığı bir sır perdesinin ardında gizli.

Erdoğan’ı Beyaz Saray’ın kapısında karşılayan ve 2 saat 20 dakika onunla vakit geçirdikten sonra kapıya kadar da çıkıp uğurlayan Başkan Trump, görülme sonrası “Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile harika bir toplantı yaptık. Bence birçok farklı konuda çok sonuç verici bir görüşme yaptık, bunlar çok iyiydi. Kendisi çok saygın bir Cumhurbaşkanı, beraber zaman geçirdik, öğle yemeği yedik ve birçok konuda iyi görüşmeler yaptık” demekle yetindi, görüşmelerin içeriğine hiç değinmedi.

“Görüşme destansı geçti”

Görüşmeyle ilgili en ayrıntılı açıklamayı ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Başkan Trump’ın Suriye-Lübnan özel temsilcisi Tom Barrack yaptı.

Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan Barrack, görüşme için “Destansı, destansıydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gurur duymalısınız, Erdoğan olduğu gibi davrandı. Ekip birinci sınıftı, ABD ekibiyle tüm konularda mükemmel bir uyum sağladı” dedi. 

Barrack, Başkan Trump’ın konuşmaları gereken konularda nazik, anlayışlı ve güçlü olduğunu dile getirerek, “İkisi de çok güçlü adamlar. Dürüst olmak gerekirse bu tarihiydi” dedi.

Görüşme yapılırken orada bulunabilmenin kendisi için bir ayrıcalık olduğunu belirten Barrack, önceden de şimdi de umutlu olduğunu söyledi.

Barrack, Suriye’deki problemlerin “istikrarla ilgili” olduğunu ifade ederek, Batı Dünyası’nın Şam yönetimine karşı güven konusunda endişeleri olduğunu belirtti.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’ya karşı dünyanın bakış açısının değişebileceğinin altını çizen Barrack, “Herkes diyor ki, tamam, peki onu (Şara’yı), işin içine gereğinden fazla dahil olmadan nasıl destekleyebiliriz? ABD öyle değil. ABD diyor ki yaptırımları kaldırdığımız için onu destekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Barrack, “Ona sermayeyi, kaynakları, insan gücünü ve hatta dini temelde bile anlayışı sağlayacak olan sizsiniz, yani bu bölge halkı. Merkeziyetçi fakat halkın özerkliğine sahip, Dürzilerin kendi dinlerine, kendi kıyafetlerine, kendi eğitimlerine hatta kendi bölgesel güvenlik güçlerine sahip olabilecekleri kapsayıcı bir ortam yaratmanın mimarisi nedir? Aynı şey Kürtler ve Aleviler için de geçerli. Bu insanların biraz zamana ihtiyacı var.” dedi.

Suriye’de “birleşik bir yapının” zamanla oluşacağı vurgusuSuriye yönetiminin “iyi niyete sahip olduğunu” belirten Barrack, Şara’nın ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin Birleşmiş Milletler (BM) oturumuna gelmesinin önemine dikkati çekti.

Barrack, birleşik bir Suriye’yi desteklediğini vurgulayarak “Parçalanmış federalizmlerin veya mezhepçiliklerin hiçbiri hiçbir yerde işe yaramadı. Lübnan’a bakın, tam bir kaos.” dedi.

Aynı durumun Irak ve Afganistan’da da geçerli olduğunu kaydeden Barrack, genel anlamda birleşik bir yapının gerekliliğini ve bu durumun o ülkedeki tüm bileşenlere daha iyi bir hayat sunması gerektiğini ifade etti.

Barrack, birleşik bir yapının zamanla oluşabileceğinin altını çizerek, Suriye’de de bu durumun “parça parça” meydana geldiğini söyledi.

Meğer Gazze de konuşulmuş

Gazze’deki insani durumun sona ermesi gerektiğini dile getiren Barrack, “Başka hiçbir şeyin önemi yok. Gazze bitmeden her şeyin önüne geçen dev bir mesele olmaya devam edecek.” dedi.

Barrack, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump’ın Gazze’deki insani durumu sona erdirme konusunda hemfikir olduğunun altını çizerek, “Bu, anlamsız katliamları durdurmak anlamına geliyor. Şimdi, bunun nasıl yapılacağı konusunda iki farklı görüş var. Herkes katliamları durdurmamız gerektiği konusunda hemfikir” ifadelerini kullandı.

Büyükelçi Barrack, Türkiye ve ABD’nin yanı sıra Endonezya, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Pakistan ve Mısır’ı temsilen devlet veya hükümet başkanlarının katıldığı BM Genel Kurulu marjında düzenlenen Gazze konulu toplantı konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

Türk tarafı ser verdi sır vermedi

Görüşmenin nasıl geçtiğine ilişkin Türk tarafından ise bazı güzel sözler dışında somut hiç bir bilgi gelmedi. Örneğin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “Son derece verimli ve başarılı bir ziyaret oldu. ABD ile olan ilişkilerimizi karşılıklı saygı temelinde, ülkelerimizin çıkarları doğrultusunda güçlendirmek için çalışmaya devam edeceğiz” demekle yetindi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da bir açıklama yayınladı ama onlar da içeriğe ilişkin bilgi vermedi. Açıklama şöyleydi:

“Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın New York ve Vaşington duraklarını içeren ABD seyahati oldukça yüksek tempolu ve verimli geçti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin’in sesi ve uluslararası toplumun vicdanı olan Cumhurbaşkanımız, aynı zamanda konuşmasında Türk dış politikasının bölgesel ve küresel vizyonunu da ortaya koydu.

Afrika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Amerika kıtasında yer alan devletlerin liderleriyle ikili ve çok taraflı görüşmeler yaptı, düşüncelerini Newsweek ve Fox News gibi mecralarda dile getirdi. ABD Başkanı Trump ile Beyaz Saray’da yaptığı tarihi nitelikteki görüşme ise oldukça samimi bir ortamda geçti. Görüşmede savunma sanayisinden ticarete, enerjiden bölgesel ve küresel sorunlara kadar çok sayıda konu ele alındı ve belirli konularda önemli mesafeler katedildi.”

Belki uçakta bizzat Erdoğan anlatır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip erdoğan ve heyeti Beyaz Saray’daki görüşmenin ardından fazla vakit kaybetmeden Türkiye’ye dönmek üzere harekete geçti.

Haber yayına hazırlandığı sırada Cumhurbaşkanı henüz havadaydı ve bir ihtimal uçakta beraberindeki gazetecilere görüşmeyle ilgili daha ayrıntılı bilgi verebilir. O bilgiler de bugün gün içinde yayınlanır.

ÇOK OKUNANLAR