Duygusal Miras: Nesilden Nesile Geçen Huzursuzluk
29 Eylül 2025

Miras denince çoğu insanın aklına evler, arsalar, altınlar gelir. Oysa görünmeyen, hesap defterine yazılmayan ama hayatlarımızı en çok etkileyen başka bir miras daha vardır: duygusal miras. Anne babamızdan, onların anne babasından ve daha geriden gelen huzursuzluklar, korkular, yarım kalmış hikâyeler, farkında olmadan ruhumuza monte edilir.

Psikoloji bu duruma aktarılmış travma der. Bilimsel çalışmalar, özellikle de epigenetik alanındaki araştırmalar, travmaların yalnızca anılarla değil, hücrelerimizdeki gen ifadesiyle bile gelecek nesillere aktarılabileceğini ortaya koyuyor. Bir kuşakta yaşanan savaş, göç, yoksulluk ya da aile içi çatışma, sonraki kuşakta açıklanamayan kaygılar, kronik huzursuzluk ya da kontrolsüz öfke olarak kendini gösterebiliyor.

Gündelik hayatta bunu çok net görebiliriz. Çocuk sürekli diken üstünde dolaşıyorsa, en ufak bir sesle irkiliyorsa, bazen sadece kendi yaşadığı olayların değil, anne babasının geçmişte bastırdığı korkuların da yankısını taşıyor olabilir. Bir ailede kuşaklar boyunca süren huzursuz evlilikler, bitmeyen gerginlikler ya da ekonomik kaygılar, yeni nesilde bir tür “default ayar” gibi devralınıyor.

Bu durum, suçlamak için değil anlamak için önemli. Çünkü fark ettiğimiz anda zinciri kırma şansımız doğuyor. Terapi, farkındalık çalışmaları, yazmak, sanat üretmek ya da bedenle barışık pratikler… Hepsi, bu görünmez mirasın taşlarını sırtımızdan indirmeye yardımcı oluyor.

Huzuru sadece dışarıda aramak boşuna. İçimizdeki kökleri görmeden, dedemizden, anneannemizden bize sızmış yaraları tanımadan gerçek anlamda dinginliğe varamıyoruz. Belki de en değerli miras, maddi olanlar değil, bu zinciri fark edip geleceğe daha hafif bir ruh bırakabilmek.

ÇOK OKUNANLAR