Türkiye’yi sarsan sır cinayet
07 Ekim 2025

İstanbul’da her zaman çok işlek ve yoğun Büyükdere Caddesinin Zincirlikuyu’daki bölümü, dün son yılların en çarpıcı suikastlerinden birine sahne oldu.

Burada otomobiliyle trafikte ilerleyen Serdar Ökten isimli avukatın aracına yandaki başka bir araçtan Kalaşnikof marka uzun namlulu tüfekler ve tabancalarla ateş açıldı. Avukat hastaneye kaldırılsa da kurtulamayarak hayatını kaybetti.

Peki böylesi bir suikaste kurban giden Serdar Öktem kimdi? Ve neden öldürülmüştü?

Sinan Ateş cinayetinde 21 ay hapiste kaldı

Öldürülen Öktem bir avukattı. Milliyetçi Hareket Partisi’ne yakın bir isimdi. Daha önce, Ankara’da öldürülen Sinan Ateş’in suikastında rol aldığı gerekçesiyle tutuklanıp 21 ay cezaevinde kalmıştı, halen yargılanıyordu.

Serdar Öktem, Sinan Ateş cinayetinin en önemli sanıklarından biri olan Doğukan Çep’in avukatlığını yapmıştı zamanında. Sinan Ateş cinayetinde yargılanırken cep telefonunun şifresini vermemişti ve telefon Amerika’dan gelecek şifre çözücü haberi beklemek üzere halen Adli Emanet’te duruyor.

Casperlar çetesinin avukatı

21 ay boyunca hapiste kaldıktan sonra tahliye edilen Öktem İstanbul’da yeniden avukatlığa dönmüştü ve iddiaya göre İstanbul’da Casperlar adı verilen çetenin kimi üyelerinin avukatlığını yapıyordu.

Casperlar adını taşıyan çete ile Daltonlar adını taşıyan çete İstanbul’da ve hatta kimi Avrupa kentlerinde uzun zamandır savaş halinde. İki çete de, başka pek çok faaliyetin yanısıra diğer suç örgütleri adına cinayetler işleyen kiralık katiller temin etmesiyle meşhur. Genellikle motosiklet kullanan bu kiralık katiller uzun zamandan beri İstanbul’da dehşet saçıyor.

Sinan Ateş cinayetinde de katilin motosiklet kullandığı, olay yerinden de motosikletle uzaklaştığı düşünülecek olursa, bu yöntem artık ülkemizde oldukça yaygın.

Daltonlar mı öldürdü?

Serdar Öktem’e saldırıp onu öldürenlerin Daltonlar adlı çetenin mensupları olduğu öne sürülüyor. Nitekim polis, dün saat 16.00 sularında işlenen bu vahim suikastın hemen ardından olayda yer alan 6 şüpheliyi İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde yakaladı. İkisi 18 yaşından küçük olan şüpheliler, suikastte kullandıkları silahlar ve kar maskeleriyle yakalandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dün akşam bir yazılı açıklama ile bu gelişmeyi duyurdu. Savcılığın açıklaması şöyleydi:

“Olayı gerçekleştirdiği anlaşılan 5(beş) şüpheli ile olaydan sonra olayı gerçekleştiren şüphelilerin kaçmasına yardım ettiği tespit edilen bir şüpheli olmak üzere toplam 6(altı) şüpheli şahıs yakalanmıştır.

Şüphelilerden ikisi 18 yaşın altındadır. Olayı gerçekleştiren şahıslar olaydan sonra kaçtıkları Arnavutköy ilçesi civarında yakalamışlardır.

Yakalandıkları yerde emniyet güçlerince yapılan arama tarama faaliyetleri sırasında olayda kullandıkları silahlar (iki Kalaşnikof iki de tabanca olmak üzere toplam dört adet silah) ve kar maskesi, eldiven gibi eşyalar ele geçirilmiştir.

Gerek olay yerinde gerekse de silahların yakalandığı alanda ayrıntılı incelemeler devam etmektedir. İlk belirlemelere göre eylemin bir organize suç örgütünün maktule karşı beslediği husumet sonucunda gerçekleştirildiği değerlendirilmektedir.

Olayla ilgili soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca azmettiricilerinin bulunması ve organize suç örgütünün olayda taşeron olarak kullanılıp kullanılmadığını tespiti yönleri de dahil olmak üzere tüm boyutlarıyla derinleştirilerek devam edecektir.”

Polis nasıl yakaladı?

Olayın ardından teknik ve fiziki çalışma başlatan ekipler, saldırının siyah giyimli ve kar maskeli 5 kişi tarafından gerçekleştiğini, zanlıların kullandığı aracın sahte plakalı olduğunu tespit etti.

Sıkı takip sonucu aracın bir benzinlikten nakit olarak yakıt aldığını belirleyen İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirledi.

Çalışmaların devamında zanlıların Arnavutköy’de olduğunu belirleyen ekipler, emniyet ve İl Jandarma Komutanlığı’na haber vererek, ilçenin giriş ve çıkış noktalarında uygulama alanları kurdurup şüpheli görülen tüm araç ve kişileri durdurdu.

Denetimlerde bir taksi içerisinde olayı gerçekleştiren 5 zanlı yakalandı, taksi sürücüsü de gözaltına alındı.

Yaklaşık 2 saat içerisinde olayın faillerini ele geçiren İstanbul İstihbarat ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, çalışmalarını derinleştirdi.

Yakalanan şüphelilerin olayda kullandıkları silahları bir çanta içerisinde ormana attıklarını beyan etmesi üzerine Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, suç aletlerini atıldıkları yerde buldu.

Talimat yurt dışından

Operasyonun devamında, saldırı sonrası yakalanan şüphelilerle irtibatlı 6 kişi daha gözaltına alındı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün ortak çalışmalarının sonucunda, saldırının talimatının yurt dışında olduğu belirlenen bir suç örgütü üyesince verildiği ortaya çıkarıldı.

Saldırıya ilişkin devam eden çalışmalarda, olayı gerçekleştiren zanlılarla irtibatı tespit edilen ve suikastle ilişkileri olduğu değerlendirilen 7 şüpheli daha gözaltına alındı.

Öte yandan, saldırıda hayatını kaybeden avukat Öktem’in koruma talebi noktasında tüm prosedürlerin eksiksiz yerine getirildiği anlaşıldı.

Otopsi raporu

Adli Tıp Kurumu’nun ön otopsi raporunda, Öktem’in kafa bölgesine isabet eden bir yaralanma ile yüzüne isabet eden yaralanmalarından en az birinin ve sol koluna isabet eden yaralanmalarından en az birinin ayrı ayrı tek başına öldürücü nitelikte olduğu kaydedilmişti.

Raporda, Öktem’in ölümüne ilişkin, “Ateşli silah yaralanmasına bağlı kafatası ve yüz kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve büyük damar yaralanmasından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu tespit edilmiştir.” ifadesine yer verilmişti.

Çete savaşı mı, siyasi uzantısı da var mı?

Şimdilik olay iki silahlı çete arasındaki kanlı bir hesaplaşma izlenimi verse de, konunun siyasi uzantıları da var. O uzantı da Sinan Ateş cinayetinden kaynaklanıyor. Savcılığın açıklamasında “organize suç örgütünün olayda taşeron olarak kullanılıp kullanılmadığını tespiti yönleri de dahil olmak üzere” denmesi, bu endişelerin de araştırıldığını anlatmak için.

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, uzun zamandan beri Serdar Öktem’in şifresi hala çözülemeyen, bu yüzden de açılamayan telefonunda kocasının öldürülmesine ilişkin çok önemli deliller olduğunu düşünüyor, bunu da her fırsatta söylüyor.

Dün Serdar Öktem’in öldürüldüğü haberi duyulunca da bir açıklama yaptı, son katıldığı duruşmada mahkeme heyetinden Serdar Öktem’in can güvenliğinin sağlanmasını istediğini anlattı.

Ayşe Ateş’in sosyal medya paylaşımı şu şekildeydi:

“Katıldığım son duruşmada Sinan Ateş suikastine karışıp soruşturma ve kovuşturma süreci boyunca hakkında kuvvetli şüphe veya maddi delil bulunan, hüküm giyen ya da kovuşturması devam eden şahıslardan özellikle Doğukan Çep, Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in can güvenliğinin sağlanması gerektiğini mahkeme heyetine iletmiştim. Çünkü süreç artık kamuoyunun gözü önünde ilerlemiyordu ve arka planda sıcak gelişmeler yaşanıyordu.

Özellikle Serdar Öktem’in Apple’dan cihaz bilgilerinin gelmesi önemliydi ve devam eden diğer soruşturma dosyasında Sinan Ateş suikastine ilişkin yer alan iddialar çok ciddiydi.

Zamanın beni haklı çıkarmasını değil adaletin yerini bulmasını istiyorum.

Ne kadar alçak da olsalar insanlıktan nasiplerini almamış da olsalar eli kanlı katillerin can güvenliğinin sağlanması bu siyasi cinayetin aydınlatılması noktasında önem arz ediyor. Çünkü hepsi konuşacak ve bu siyasi cinayeti onlara ihale eden asıl canilerin adını verecek.”

Polis, Öktem’in hayatının tehlikede olduğunu biliyordu

Aslında Ayşe Ateş’in şüphesi çok hayali değildi. Serdar Öktem’e çeşitli tehditler vardı, bunlardan en önemlisi Daltonlar adlı çeteden geliyordu. İstanbul polisi de bu durumdan haberdardı, bundan iki ay önce Ağustos ayının sonlarında İstanbul emniyeti Bakırköy ve Şişli Emniyet Müdürlüğüne bir şüphelinin Daltonlar Suç Örgütü’nün Öktem’e yönelik saldırı gerçekleştireceğini söylediği ve Öktem’in can güvenliği için tedbirlerin alınmasını istediği ortaya çıktı.

Emniyetin gönderdiği yazıda şu ifadeler yer aldı:

“Şube Müdürlüğümüzce yürütülmekte olan bir soruşturmayla ilgili Şube Müdürlüğümüzde alınan Şüpheli İfadesinde Avukat Serdar ÖKTEM isimli şahsa yönelik Daltonlar Suç Örgütü mensupları tarafından eylem gerçekleştirileceği yönünde beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır. Yapılan açık ve kapalı kaynak sorgulamalarında Ataköy’de evi ve Şişli’de ofisi bulunduğu anlaşılmış olup Serdar ÖKTEM isimli şahsa İlçe Emniyet Müdürlüğünüzce Can Güvenliği Tebliğinin yaptırılarak gerekli adli ve idari tedbirlerin aldırılması hususunu arz ederim.”

Kendi korumaları da vardı

Nitekim Serdar Öktem’in kendisi de bu tehditleri önemsemiş olmalı ki, kendisine korumalar tutmuştu. Habertürk televizyonunun Özel Haberler Şefi Ceylan Sever, geçtiğimiz günlerde Öktem’i Çağlayan Adliyesi’nde gördüğünü ve 2-3 koruması olduğunu dün anlattı.

Sever, “Avukat Serdar Öktem hakkında küçük bir dip not” diyerek şu paylaşımda bulundu:

“Geçen gün Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda gördüm. 2-3 koruması vardı. Korumaları Öktem adliyeden çıkarken gayet korunaklı davranıyordu. Kendisini çevrelemişlerdi. Adliye en güvenli yerdir sonuçta aranmadan kimse giremiyor. Adliyenin daha içerisindeyken korumaların bu tavrı adliye muhabiri arkadaşlarımla dikkatimizi çekmişti. Korumaların hareketleri Serdar Öktem’i fark etmemize neden olmuştu.”

Sinan Ateş cinayetindeki rolü

Serdar Öktem’in İstanbul’da en işlek caddelerden birinde kalaşnikofların kullanıldığı bir suikastle öldürülmesi, ister istemez arkasında bir sürü soru bıraktı. Bu soruların en önemlileri, onun Sinan Ateş cinayetinde oynadığı rolle ilgiliydi.

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş suikastına ilişkin davanın sanıkları arasında yer alan ve cinayete yardım suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Serdar Öktem, bu dosya kapsamında 21 ay tutuklu kalmıştı. O dönem gözaltına alınması, tutuklanması ve tahliyesi ayrı ayrı tartışma konusu olan Öktem’in, suikast öncesinde tetikçiyi ayarlayan Gülsuyu Çetesi üyelerinden Doğukan Çep’in avukatlığını yaptığı ortaya çıkmıştı. Öktem’in Çep ile Ankara’daki sanıklar arasındaki bağı kurduğu öne sürülüyordu.

Ateş suikastı soruşturması kapsamında o dönem tutuklu bulunan 22 kişi hakkında iddianame düzenlendi. İddianamede, şüpheliler arasında bulunan Öktem için de cinayete yardım iddiasıyla 20 yıla kadar hapis istendi. Ancak cinayetin ardından kendiliğinden Ankara Emniyeti’ne gelen, daha sonra da Bolu’ya giden Öktem hakkındaki iddialara yer verilirken, Öktem’in hangi eylemiyle yardım ettiğine açıklık getirilmemesi, yalnızca cinayetin işlendiği günün akşamında Bolu’ya gittiği ve buradan döndüğü bilgilerine yer verilmişti. Öktem’in kullanımında olmayan araç da Öktem kullanıyormuş gibi yansıtılmış, çok sayıda olay da bağlamından koparılmıştı.

“Şifremi hatırlamıyorum”

Gözaltına alındığında Covid geçirmesi nedeniyle cep telefonu şifresini hatırlayamadığını söyleyen Öktem, yargılama boyunca da aynı beyanı tekrar ederken, “Hatırlasam dahi söylemezdim” demiş, yargılama sonunda Öktem’in dosyası şifresinin açılarak cep telefonunun incelenebilmesi için ABD’ye yazılan yazının dönüşünün beklenmesi gerekçe gösterilerek ana dosyadan ayrılmıştı. 

Öktem’in soruşturma kapsamında tutuklu olduğu dönemde tahliyesi için pazarlıklar yapıldığı da uzun süre konuşulmuştu.

Hastanede görüşme

Ocak 2023’te tutuklanan Öktem’in, tutuklu kaldığı 21 aylık süre içerisinde “konuşacağı” yönünde iddialar sürekli gündemdeydi. 

Öktem’in, tutuklanmasından 6 ay sonra cezaevinde kalp spazmı geçirdiği gerekçesiyle Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırılması ve burada “sarı alan” olarak adlandırılan bölümde müşahede altında olduğu sırada Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile görüştüğünün ortaya çıkması da uzun süre gündemi meşgul etmişti. Yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Öktem’e “konuşmaması için bazı vaatlerde” bulunulduğu öne sürülmüştü.

ÇOK OKUNANLAR