Rojin Kabaiş, geçen yıl 27 Eylül akşamı Van’daki üniversite yurdundan anne ve babasıyla telefonda görüntülü konuştu. Her şey yolunda gözüküyordu. Genç kız üniversiteye yeni başlamıştı ve çok ümitliydi. Zaten anne babası daha birkaç gün önce onu Diyarbakır’dan Van’a getirmiş, üniversite yurduna yerleştirmişti.
Rojin o akşam bu telefon konuşmasından sonra yurttaki arkadaşlarına “Ben biraz yürüyeceğim” dedi, dışarı çıktı. Telefonu yanındaydı.
Bu, arkadaşlarının Rojin’i son görüşü oldu. Genç kız kaybolmuştu.
O sıralar Türkiye Diyarbakır’daki minik Narin cinayetini ve onun kayboluşunu konuştuğu için bu kayıp vakası da büyük ilgi gördü. Günlerce arandı Rojin. Önce telefonu ve kulaklığı Van Gölü kıyısında bulundu, neden sonra Rojin’in cesedi de kaybolduğu düşünülen yerden epey uzakta Van Gölünde bulundu. Genç kızın cesedi günlerce suyun içinde kalmıştı.
İlk otopsi yapıldı. Savcılık ve polis bu ölümü “intihar” diyerek kapatmak eğilimindeydi. Ama babası ve sivil toplum buna izin vermedi. Tatmin olmamışlardı. Israrla yeniden otopsi istendi. Babası ve annesi “Bizim kızımız intihar etmedi” diyordu.
Şimdi o ikinci otopsi raporu çıktı ve baştan beri şüphelenilen şey doğrulandı: Belki de Rojin bir cinsel saldırıya uğramıştı; çünkü otopside vajinasında ve göğüs bölgesinde erkek DNA’sına rastlandı.
Geçen yıl 27 Eylül’de kaybolan ve 15 Ekim’de Van Gölü kıyısında cesedi bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ailesinin avukatı Zeynep Demir, cinsel saldırı olma ihtimalinin mevcut olduğunu, bunun Adli Tıp Kurumu raporuyla açığa çıktığını belirterek, dosyanın bu boyutuyla yeniden ele alınması gerektiğini söyledi.
Diyarbakır Barosu ve Van Barosu tarafından Diyarbakır Barosu Adli Yardım Binası’nda Rojin Kabaiş soruşturmasına ilişkin basın toplantısı düzenlendi.
Kabaiş ailesinin avukatlarından Zeynep Demir, Rojin Kabaiş dosyasını ilk günden itibaren takip ettiklerini kaydetti.
Dosyada ilk günden itibaren oluşturulan intihar algısının mevcut olduğunu öne süren Demir, şöyle konuştu:
“Ancak gelinen aşamada Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, 10 Ekim tarihi itibarıyla tarafımıza gönderdiği raporla Rojin’in dosyasında şu ana kadar bulaş olma ihtimali üzerinde durulan ancak bulaş olma ihtimali bertaraf edilen iki erkek DNA’sının Rojin’in hangi bölgesinde bulunduğunu tarafımıza açıklamıştır. İlk DNA örneği Rojin’in sternal bölgesinde yani göğüs bölgesi dediğimiz bölgede tespit edilmiştir. İkinci DNA örneği ise intra vajinal yani vajinanın iç bölgesinde olduğu tespit edilmiştir. Bugün itibarıyla dosyada artık bir cinsel saldırı olma ihtimali de mevcut. Bunun Adli Tıp Kurumu raporuyla açığa çıktığını, dosyanın bu boyutuyla da yeniden ele alınması gerektiğini belirtmek istiyoruz.”
Eski Diyarbakır Baro Başkanı avukat Nahit Eren ve Van Baro Başkanı Sinan Özaraz ise soruşturma dosyası hakkında bilgi paylaştı.
Üniversite öğrencisinin babası Nizamettin Kabaiş ise kendilerini yalnız bırakmayan avukatlara teşekkür etti.
Adli Tıp Kurumu raporu
Van ve Diyarbakır Barolarının talebi üzerine Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından otopsi raporundaki DNA örneklerinin Kabaiş’in vücudunun hangi bölgelerinde olduğuna ilişkin tespitler yapıldı.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca hazırlanan ve Van Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Maktulün DNA’sı ile bir arada erkek cinsiyetli farklı DNA tiplemelerinin maktulün vücudunun hangi kısımlarından alındığı sorulmaktadır. Yapılan incelemelerde bahsi geçen 2 eküvyon örneklerinin sternal (göğüs kemiği) ve intra vajinal bölgelerde olduğu okunmuştur.” (AA)