Yeni dünya düzeni: Kurallara değil güce bak, yalakalık yap!
15 Ekim 2025

Bu yılın 28 Şubat günü ABD Başkanı Donald Trump ve yardımcısı JD Vance daha önce görülmemiş bir şey yapıp Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi TV kameraları önünde Beyaz Saray’da haşladığında bütün dünya şoka girdi.

Ama bu duruma hiç şaşırmayan iki kişi vardı: İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron.

Onlar ve etraflarındaki danışman ekibi, çoktan “Trump’la nasıl konuşulur” meselesini çözmüşlerdi. Hemen Zelenski’yi çağırıp kampa soktular, ona da Trump’la konuşurken nasıl davranması gerektiğini öğrettiler ve artık Trump ile Zelenski’nin arası çok iyi.

Neydi sırrı Trump’la konuşmanın, daha doğrusu kendinizi ona dinletmenin? Son derece basit ve neredeyse tarih kadar eski bir sır bu: Önce ona yalakalık yapacak, onun ne büyük ve yüce bir lider olduğunu söyleteceksiniz, sonra da ne demek istiyorsanız onu.

Yalakalık, karşınızdakini övüp yere göğe sığdıramamak her zaman ama her zaman insan ilişkilerinde işe yarar. Trump da bir insan ve açıkça görüyoruz, onda da işe yarıyor.

Çoğu zaman uluslararası ilişkilerin de, kendi ülkemiz dahil pek çok yerdeki iç işleyişin de aynı zamanda kişiler arası ilişkiden ve iletişimden geçtiğini unutuyoruz. Sanıyoruz ki bu işlerde duygulara yer yoktur. Hayır vardır.

Bizim Cumhurbaşkanımız da çok farklı değil. Bakanlar, bürokratlar, Ak Parti’de siyaset yapanlar, Cumhurbaşkanı o an orada olmasa bile söze hep önce onu uzun uzun överek başlıyorlar, ondan sonra ne diyeceklerse diyorlar. Erdoğan’ın kulağına ulaşmanın en etkili yolu bu çünkü. Herhangi bir şeyi siz kendi başınıza da becermiş olsanız, o işi Erdoğan sayesinde, onun yüce liderliği sayesinde yaptığınızı söylemelisiniz, yoksa işler sarpa sarabilir.

Trump’ın başkanlığının birinci döneminde dünya böyle değildi. Pek çok dünya lideri dönüyor ve Trump’a karşı direniş gösteriyordu. “Kurallara dayalı dünya düzeni”nden söz ediliyordu hala.

Ama ikinci dönemi çok farklı Trump’ın. Bütün Avrupa ve Batı dünyası bir an tereddüt etmeden Trump’ın dümen suyuna girdi, ona övgüler yağdırdı. Amerika’da da aynı şey oldu. İlk dönemde teknoloji milyarderleri Trump’a direniyordu, mesela Jeff Bezos Amerikan hükümetine Trump yüzünden dava açmıştı. Mark Zuckerberg bir an tereddüt etmeden başkanın Facebook hesabını dondurmuştu. Google, başkanın YouTube hesabını yasaklamıştı. Twitter başkanın bazı sözlerini sansürlüyordu.

Oysa ikinci dönemde yağ çekme kuyruğuna en önce teknoloji milyarderleri girdi. Çünkü ilk dönemden farklı olarak Trump’ın çevresi sadece bu yağ çekenlerden oluşuyordu ve yeterince yağ çekenler malı götürüyordu.

Bakın, pazartesi günü Başkan Trump İsrail parlamentosu Knesset’e gitti. Ondan önce Meclis Başkanı, ana muhalefet lideri ve son olarak da başbakan konuştu. Üç konuşmanın ortak noktası, Trump’a çekilen olağanüstü yağlardı.

Aynı gün öğleden sonra Trump Şarm El Şeyh’e gitti, “barış anlaşması” imzaladı. İmzalanan anlaşmanın adı ne: Donald Trump Barış Anlaşması.

Kiminle kimin barıştığının önemi yok, bu barışı sağlayanın önemi var. O da Donald Trump.

Avrupalı ve Arap liderler Trump’a yağ çekme kuyruğundaydı Şarm Ey Şeyh’te.

Yeni Dünya Düzenimiz bu. Trump’a, dünyanın en güçlü ülkesinin güçlü başkanına yap çekmezseniz hiçbir işiniz görülmez.

Yeni Dünya Düzenimizin tam da bununla bağlantılı bir başka kuralı daha var: Artık kurallara, hukuka, öngörülebilirliğe dayalı bir dünya düzeninde yaşamıyoruz; sadece kaba güç ilişkilerinin egemen olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Ve o kaba güç de doğrudan bir kişinin emriyle devreye giriyor veya çıkıyor. Kişisel bir yönetim, kurallara dayalı yönetimin yerini çoktan almış durumda; o kişi istediğinde güç kullanılıyor, istemediğinde kullanılmıyor.

Bakın dün Ukrayna’ya her türlü silah satışını durduran Trump bugün bu ülkeye en etkili Amerikan silahlarından biri olan Tomahawk füzelerini vermeyi düşünüyor. 

Kendisine uygulanan yöntemi o da başkalarına uyguluyor. Uzun süre Rusya Devlet Başkanı Putin’i ve Rus ordusunu yere göğe sığdıramadı, övgüler yağdırdı, tek bir teklifte gidip Alaska’da onunla görüştü, görüşme öncesi bütün rezervasyonlarından da vazgeçti.

Sonra Putin onun istediği gibi davranmayınca birden bire Rus ordusunun “kağıttan kaplan” olduğunu fark etti, “Ukrayna onları yenebilir, topraklarını geri alabilir” bile dedi.

Bugünlerde Trump, bizim Cumhurbaşkanımızı yere göğe sığdıramıyor, övgüler yağdırıyor, her yerde onu el üstünde tutuyor. Ama yarın Tayyip Erdoğan Trump’ın istediği bir şeyi yapmayacak olduğunda neler olacağını bilmiyoruz. Bu kadar tehlikeli bir ilişki Trump’la kurulan. Çünkü kural yok, kişisellik var.

Dünyamızın yeni düzeni bu maalesef.

ÇOK OKUNANLAR