Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Lideri Mazlum Abdi, Şam yönetimiyle anlaştıklarını ve SDG’nin birlikler halinde Suriye ordusuna katılacağını söyledi.
Abdi ayrıca “Suriye halkı şu anda olduğu gibi anlaşmaya varırsa, Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmek için hiçbir mazereti kalmayacak” dedi.
Suriye yönetimindeki HTŞ ve SDG lideri Abdi, SDG’yi birlikler halinde ulusal orduya katma konusunda anlaştı.
Suriye’nin geçici cumhurbaşkanı Ahmed-el Şara ve Abdi martta SDG’yle bir anlaşma imzalamıştı.
Anlaşmaya göre SDG güçlerini orduyla birleştirecekti. Fakat anlaşmazlık SDG’nin lağvedilip edilmeyeceği konusunda çıktı. Süreç bir süre durdu.
iki tarafın anlaştığını duyurdu:
“On binlerce asker ve binlerce iç güvenlik gücü gibi çok sayıda kişiden bahsediyoruz. Bu güçler, diğer küçük gruplar gibi Suriye ordusuna bireysel olarak katılamaz. Bunun yerine, savunma bakanlığının kurallarına göre oluşturulan büyük askeri birlikler olarak katılacaklar.”
SDG lideri savunma bakanı ve diğer askeri yetkililerle birlikte ‘uygun mekanizmaları’ belirlemek üzere bir komite kurduklarını da söyledi.
Ulusal orduya katılacak SDG üyelerinin iyi pozisyonlarda görev almasını beklediklerini söyleyen Abdi, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki polis gücü de ülkenin güvenlik güçlerine katılacak” dedi.
Martta Alevilerle ve Temmuzda Dürzilerle Suriye güçleri arasında çıkan gerilime atıf yapan Abdi bunların kendilerini endişelendirdiğini ve anlaşmanın bu nedenle ertelendiğini söyledi:
“10 Mart anlaşmasının uygulanmasının gecikmesine neden olan faktörlerden biri oldu. Ancak, Mart anlaşmasında ilerleme kaydedilirse ve tüm hükümleri pratikte uygulanırsa, bu tür olayların tekrarlanmasını önleyebileceğimize inanıyoruz.”
Marttaki anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle Suriye’nin kuzeydoğusundaki tüm sivil, ekonomik ve askeri kurumlar Şam hükümetine dahil olacak.
Abdi “Suriye halkı şu anda olduğu gibi anlaşmaya varırsa, Türkiye’nin Suriye’ye müdahale etmek için hiçbir gerekçesi kalmayacağına inanıyorum” dedi ve devam etti: “SDG’nin Suriye ordusuna katılması konusunda Türkiye’nin tutumunda bir esneklik olduğunu fark ettik.”

