Ayrılık da aşka dair
22 Ekim 2025

Aşk hiç beklemediğiniz bir anda hayatınıza girer. Bazen de hazırlıklı olduğunuz ve çok istediğiniz için evren size bir eş gönderiverir.

Önce içiniz sürekli neşeyle dolar. O hep aklınızdadır. Çevrenizdekiler gözlerinizin ışıl ışıl olduğunu söylerler. Her zaman mutlusunuzdur. Sürekli gülümsersiniz. Sanki olumsuz tek bir şey kalmamıştır. Sevginiz karşılıklıdır. Gerçek mi diye kendinizi çimdiklemeniz gerekebilir. Süreç olumlu devam ettikçe bu ilişkiyi hak ettiğinize kendinizi inandırırsınız. 

Elinizden gönlünüzden geçen her şeyi onunla paylaşmak istersiniz. Hele bir de bu yaklaşım karşılıklıysa, nohut oda bakla sofa hayaller kurarsınız.

Bize inandırılmıştır. Gerçek aşk ise artık birlikteliğiniz sonsuza kadar devam edecektir. Özellikle kadınlarda bunun içgüdüsel mi yoksa öğretilen mi olduğunu çözemedim ama böyle olduğuna inanırsınız.

Çevrenizden soyutlanırsınız. Her anınızı her dakikanızı onunla geçirmek istersiniz. Paylaşmak ve paylaşılmak istersiniz. Anlamak ve anlaşılmak istersiniz.

Aşkın gözü kördür denir. Bence de. Eşinizin sadece olumlu yanlarını görüp diğerlerini yok varsayarsınız. Ya da görseniz bile inkâr edersiniz. Zamanla düzelir ya da benimle mutlaka düzelir diye düşünürsünüz. Heyhat ne gam.

Bir ilişkide taraflardan biri diğerinden daha âşıktır derler. Buna da inanıyorum. Daha âşık olan aynı zamanda ilişkinin dinamosudur. Yoğun âşık olanın ağırlığı dayanılmaz olabilir. Bazen diğer taraf bunu taşıyamaz ve kendisini kötü hissedebilir. 

Davul bile dengi dengine diyorlar da eğer aşk varsa dengesizlik söz konusudur zaten. Farklı huzurlu mutlu birliktelikler görücü usulüyle ya da akıl gözüyle kurulabilir. Rahattır konforludur ama bunun adı  aşk olmaz. En azından ben böyle düşünüyorum.

Aşıklarımıza dönersek zaman geçtikçe eşler birbirlerinin kusurlarını görmeye başlarlar. Bunları daha rahat dile getirebilirler. Sürekli birliktelik yeknesaklığı getirir. Hele orta yaş ilişkisiyse çocuk beklentisi de olmadığı için yavaş yavaş sıkılmalar başlar. Ortak yaşamın getirdiği küçük sorunlar büyütülür.

Bazen de hayat beklenmedik sürprizler hazırlar. Taraflardan birinin kendinde ya da ailesinde akut sağlık sorunları çıkar. Kişi ilişkiden yavaş yavaş uzaklaşır. Kendine ya da ailesine yoğunlaşır.

Artık olumsuzluklar yaşanmaya başlamıştır. En güzel zamanlarınızı düşünerek bu dönemin, geçici olduğunu varsayarsınız. Umut bizi ayakta tutar ya hep. İyi günler yeniden gelecek der sabredersiniz. 

Başlangıç dönemlerindeki vaatler, gelecek adına birlikte yapılmış yaşam projeleri bu umudu besler. Kendinizi inandırırsınız. Hatta görmezden gelirsiniz. Anlamak istemezsiniz. Ama taraflardan biri çoktan gitmiştir.

Ayrılık gelir çatar. Ölüm Allah’ın emri ayrılık olmasaydı. Ayrılık ölümden beter derler ya işte bu süreci yaşamaya başlarsınız.

Yas tutmaya başlarsınız. Tuttuğunuz yas başlangıç günlerinin özlemidir. Kendinizi sevgilinize teslim etmiştiniz. Onunla var olmuştunuz. Hayatınızı geleceğinizi birlikteliğe göre organize etmiştiniz. Birdenbire yapayalnız kalırsınız. 

Çevrenizdeki sizi sevenler yanınızdadırlar. Onlar genelde olması gerekeni söylerler ama siz derin bir yas yaşadığınız için duymazsınız. Bazen o güne kadar ilişkinizle ilgili söyleyemedikleri olumsuzlukları sayarlar. Neden süreç içinde söylemediniz diye onlara kızarsınız. Hatta kızmazsınız. Gerçek aşkı bilenler böyle konuşmaz zaten deyip geçersiniz.

İlişkiyi bitiren tarafa çok kızarsınız. Zayıflığına, kırılganlığına, egoistliğine.. Gerçekten seven insan eşini de düşünerek hayata sarılır tükense bile sevdiğine sığınır diye düşünürsünüz. 

Bunların hepsi fantezi ve varsayımdır. Aslında siz kendinize üzülüyorsunuz. Yalnızlığınıza içinizde kalan derin boşluğa üzülüyorsunuz. 

Aradan geçen süreçte içiniz çok acır, hep yalnız kalmak istersiniz ara ara içinizde minik umutlar beslersiniz ama bunların da hayâl olduğunu bilirsiniz.

Yas dönemi de zaman içinde sakinleşir. Bu süre kişiye ve ilişkinin derinliğine göre değişir. Yine güneşli günlere gülümser, açan çiçeklere bakıp mutlu olmaya başlar, çevrenizdeki sizi sevenlere daha fazla sığınırsınız. Hüznünüz azalmıştır. Artık sizi ara ara yoklamaktadır.

Geçmiş ilişkinizin hayatınızda size kattıklarına şükredersiniz. İyi ki yaşadım. Çok mutlu oldum. Keşke masallardaki gibi sonsuza kadar sürebilseydi. 

Yeniden hayâl kurabiliyorsanız iyileşme süreciniz başlamıştır. Koynunuzda yatan kediniz size ne kadar sevilesi bir insan olduğunuzu mırıldanır. Acılarınızı sağaltmanıza yardımcı olur.

Hayatın çok değerli olduğunu, yaşadığınız her anın keyfini sürmeye devam edeceksiniz. Yeniden kendiniz olmaya başlayacaksınız.

Hiç beklemediğiniz bir anda yaşam yepyeni sürprizleri karşınıza çıkarabilir. 

Bu ayrılık ‘aşk sonsuza kadar sürer’ mitini yıkmıştır. 

Kim bilir yaşanacak yeni bir ilişki size daha neler öğretecektir. 

Acınızın kaybolmaya yüz tuttuğu bir sabah kendinize mis kokan bir kahve yada taze demli bir çay yapın. Koltuğunuza gömülün. Varsa kediniz de kucağınıza kurulsun. Ya da köpeğiniz ayağınızın dibine otursun. Elinize yeni bir kitap alın. Güneşli bir sonbahar sabahında boğazı da seyredebilecek konumdaysanız. Ohhh. 

Hayat hem uzun hem kısa. İçinizde incecik bir sızı kalsa da geçecek. Gülümseyin yarınlara.

ÇOK OKUNANLAR