Kıbrıs’a bakıp Türkiye’de coşanlar….
22 Ekim 2025

Türkiye’de Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine reaksiyon veren iki grup insan var.

Birincisi cumhurbaşkanlığı seçimini sol görüşlülerin kazanmasının hem de yüzde 63 gibi ezici bir çoğunlukla kazanmasının Türk seçmenine de yansıyacağını ve CHP’ye ivme kazandıracağına inananlar ve zafer çığlıkları atanlar.

İkincisi ise başını MHP başkanı Devlet Bahçelinin çektiği “Kıbrıs elden gitmeden hemen adayı ilhak edelim” diyenler.

İkisi de yanlış yolda. Kıbrıs seçimleri ne Türk seçmenini etkiler ne de Türkiye’yi erken seçime götürüp Erdoğan iktidarına son verir. Türkiye’nin iç dinamikleri başka Kıbrıs Türk siyasetinin dinamikleri bambaşka. Kıbrıs Türkünün demokrasi anlayışı, insan hakları ve özgürlüklere bakışı ve sahip çıkışı ile Türkiye’de insanlarımızın demokrasiyi sahiplenmeleri, insan hakları ve özgürlüklerin kısıtlandığı zaman işin ucu kendilerine dokunmadıkça tepki vermemeleri ayrı kutuplarda olduğumuzu gösteriyor.

Erdoğan’ın karşısına tutarlı ve güçlü bir alternatif çıkmadıkça cumhurbaşkanı iktidarını şu veya bu şekilde sürdürür. Önce muhalefetin birleşip tutarlı politikalarla halkın karşısına çıkması ve yüzde 63’ü alacak lideri ortaya çıkarması gerekir. Ama bu şu anda hayalden öteye gitmiyor.

Onun için de Türkiye’de muhalifler işi gücü bıraktı cumhurbaşkanımızın sağlık durumu ile çok yakından ilgilenmeye başladılar. Yani onlara göre iktidarı değiştirecek siyasi güç yok, ordu desen darbe falan yapacak durumda değil o zaman olayı Cenabı Allaha havale etmekten başka çare yok… İşte bir de arada bir Kıbrıs da yüzde 63 gibi gelişmeler onları coşturuyor…

Kıbrıs’da olup bitenler birilerinin Ankara’da Kıbrıs siyasetini şekillendirmeye kalkması ve olayı yüzüne gözüne bulaştırmasıyla sonuçlandı. Cevabı yüzde 63. Ankara’nın bütün imkanlarını seferber edeceksiniz, kodomanları Kıbrıs’a yığacaksınız, algı operasyonları yapacaksınız ve bunlar hepsi neticesiz kalacak. Birilerinin artık Ankara’da “nerede yanlış yapıyoruz” diye olayı sorgulayıp Kıbrıs politikamızı yeniden gözden geçirmesi gerekiyor.

Devlet bey Türkiye’de halkın Kıbrıs konusunda tedirginliklerini açıklıkla dile getirdi. Ama Kıbrıs ne bizim ilimiz ne de sömürgemiz. Evet orası stratejik ve manevi sebeplerle vazgeçilmez bir parçamız ama o kadar. Oradaki insanların istekleri, onları motive eden etkenler bizimkinden başka. İşte bu nabızlara doğru şerbeti vermek lazım.

Türkiye bunu yapmadı Kuzey Kıbrıs’ı bir mini Türkiye yapmaya kalktı ve bu ters tepti. Netice yüzde 63…

Bugün Kıbrıslı Türklerin sağlam bir gelecek için tek çareleri Türkiye. Türkiyesiz Hristiyan Rum’a köle olurlar ve etnik kimlikleri yok olup gider. Türkiye KKTC’nin can damarıdır ve böyle kalacaktır. Cumhurbaşkanımız bunun güvencesidir. Ama bunun için hem Kuzey Kıbrıs’ta koyu Türkiye aleyhtarlarını (bilhassa Tufan Erhürman etrafındaki ve CTP’dekileri) mutlaka rehabilite etmemiz lazım. Buda tehditlerle olmaz. Empati lazım. Büyük abilere yakışan da bu.

ÇOK OKUNANLAR