Arkeologlar, Celile Denizi’nin doğusunda, günümüz İsrail sınırlarında yer alan antik Hippos kentinde yaptıkları kazılarda, yaşlılar için inşa edilmiş olabileceği düşünülen dünyanın en eski bakım evine ait kalıntılara ulaştı.
Hayfa Üniversitesi’ne bağlı Zinman Arkeoloji Enstitüsü ekibi tarafından yürütülen çalışmalarda, bir yapının girişinde Koine Yunancasıyla yazılmış “Yaşlılara barış olsun” ifadesinin yer aldığı bir mozaik ortaya çıkarıldı.
Kazı ekibi, önce karmaşık desenleri ve renkli taşları görünce altın bulduklarını düşündü. Ancak mozaikteki bu yazı, yapının sıradan bir konut olmadığını kısa sürede ortaya koydu.
Arkeologlara göre bu bina, toplumun yaşlı nüfusuna bakım sağlamak amacıyla inşa edilmiş olabilir. Yapı, kentin merkez meydanına yalnızca 20 metre uzaklıkta ve M.S 4. veya 5. yüzyıla tarihleniyor.
Kazı başkanı Dr. Michael Eisenberg, keşfin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu mozaik, yaşlılar için yapılmış bir kurumun açık ve tarihsel kanıtıdır. Yaşlılara özen göstermek yalnızca modern bir fikir değildir; bu anlayış, 1600 yıl öncesine kadar uzanıyor. Bizans toplumunun dini merkezlerin yanı sıra, yaşlılara saygı ve bakım sunan yerler de inşa ettiğini gösteriyor.”
Eisenberg, keşfin yalnızca dini değil, aynı zamanda sosyal bir dayanışma kültürünü de gözler önüne serdiğini belirtti.
Toplumsal bakım izleri
Araştırmacılar, daha önce 5. ve 6. yüzyıllardan kalma metinlerde yaşlılara bakım sağlayan kurumlara dair kayıtlar bulunduğunu, ancak bu mozaikli yapının ilk somut arkeolojik kanıt olabileceğini söylüyor.
Mozaik, muhtemelen binanın girişine yerleştirilmişti ve böylece hem ziyaretçilere hem de sakinlere yapının amacını açıkça gösteriyordu.
Mozaikte yer alan süslemeler de araştırmacıların hipotezini destekliyor. Desenlerde sonsuz yaşamı simgeleyen selvi ağaçları, bereketi temsil eden meyveler ve kutsanmış ruhları betimleyen Mısır kazları bulunuyor.
Bu ikonografi, yapının dini ve manevi bir bağlamda yaşlılara hizmet ettiğini düşündürüyor.
Papyrology and Epigraphy Journal dergisinde yayımlanan makalede, keşfin “Antik çağlarda yaşlı insanların yaşamına dair nadir bir bakış sunduğu” ifade edildi.
Araştırmacılar, “Bu yapı, dönemin şehir yaşamına entegre olmuş bir sosyal kurumdu. Hıristiyan toplumunun, daha önce yalnızca aile bireylerinin üstlendiği bakım sorumluluğunu kurumsal bir yapıya dönüştürmeye başladığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

