Kural olarak her suç en azından bir mağdur yarattığı gibi bir de bu suçtan çıkar elde eden kişi veya kişiler vardır.
Ama iki gündür devam eden çok ilginç suç tartışmamızda ortada birden fazla mağdur bulunduğu halde bu suçtan kim veya kimlerin çıkar elde ettiği konusu belirsiz.
Konuyu gazeteci İsmail Saymaz, halktv.com.tr adlı sitedeki köşesinde ilk olarak duyurdu. Saymaz, 22 Ekim çarşamba günü yayımlanan yazısında en az altı mağduru olan bir suçtan söz ediliyordu.
Saymaz’ın yazısından bir bölüm aktaralım:
Tıp Fakültesi yazdı ama…
“Bu skandalı ilk fark eden, İzmirli C.Ş. ve ailesi oldu.
C.Ş., 21-22 Haziran’daki Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda sayısal alanında 23.007. olmayı başardı. Hayalini kurduğu tıp fakültesine girecek puana ulaştı.
Üniversite tercihlerinin yapılacağı son gün, 13 Ağustos gecesi, babasıyla birlikte ÖSYM’nin sayfasına girerek, listesine son şeklini verdi. İlk 22 sıraya kamu üniversitelerinin tıp fakültelerini işaretledi. Son iki tercihinde diş hekimliği fakültelerini yazdı.
Saat 23.28’de sistemi kapattı.
Heyecanlıydı.
Gözüne uyku girmiyordu.
Saat 00.07’de tercihlerine göz gezdirmek için yeniden sayfaya girdiğinde dünyası başına yıkıldı. Liste değiştirilmiş, özel üniversitelerin yaşlı bakım bölümleri işaretlenmişti.
Babası C., kızının çığlıklarına uyandı.
Bilgisayardan kontrol ettiler.
Gece karakola gittiler ve şikayetçi oldular.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne yazdılar.
Sabahtan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdular.
Aynı gün başkente gidip ÖSYM’ye dilekçe verdiler ve kurum aleyhine Ankara 24. İdare Mahkemesi’nde dava açtılar.
C.Ş.’nin sistemine girilen internet adresi (IP) bulundu.
Bu adres İstanbul Ümraniye’de oturan M.H.C.’nin evine aitti.
M.H.C., ifadesinde, o gece kızlarında kaldıklarını ve evde bulunmadıklarını söyledi. C.Ş.’yi tanımadığını ve kızın tercihlerini değiştirmediğini söyledi.
M.H.C.’ye ‘kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek’ suçlamasıyla dava açıldı.
Ankara 24. İdare Mahkemesi, ÖSYM’ye yazı yazarak, başkaca bir şikayet ya da dava olup olmadığını sordu.
C.Ş.’nin ailesi kızlarının tek örnek olduğunu sanıyordu.
Dört kişi oldukları ortaya çıktı.
Giresun’da Y.S., Hatay’da M.B., İstanbul’da E.N. şikayetçiydi.
C.Ş.’nin tercihleri saat 23.37’de, Y.S.’ninki 23.42’de değiştirilmişti.
C.Ş., Y.S. ve M.B.’nin sistemine aynı IP adresinden girilmişti.
Yalnızca bağlantı nokta numaraları (Port) farklıydı.
Mağduriyetlerinin ortak özellikleri vardı.
Mesela, e-devlet uygulamalarına bir iki gün arayla Ukrayna ve Rusya’dan girilmeye çalışılmıştı. İkisinin tercihi, özel üniversitelerde yaşlı bakım bölümü şeklinde değiştirilmişti.
Baba C., o günlerde ‘Şikayet Var’ adlı sitede gezinirken, D.K. adlı öğrencinin şikayetini gördü.
D.K., şöyle yazıyor:
“13 Ağustos’ta bilgim ve rızam olmadan YKS tercih listemde değişiklik yapılmış. Tercihlerimi 11 Ağustos’ta güncellemiştim. Süresinin bitimine 2 saat kala tercihlerimin değiştirildiğini 20 Ağustos’ta fark ettim. Bu değişiklik benim dışımda gerçekleşmiş olup tercihlerimin neden ve nasıl değiştirildiğine dair hiçbir bilgi verilmemiştir. CİMER’den başvuru yaptım ancak şu ana kadar geri dönüş alamadım. Tercih listemin 11 Ağustos’taki son haliyle geçerli olmasını talep ediyorum. Mağduriyetimin giderilmesini, konunun incelenmesini rica ediyorum.”
Fatmanur adlı kullanıcı da bu paylaşımın altına “Benim listem tamamen silinmiş. Nasıl olduğuna dair fikrim yok ve mağdurum” diye yazmış.
Kadir Efe Korkut adlı genç aynı günlerde TikTok’ta şu mesajı paylaşmış:
“Mezun senemde son bir saat kala biri tercihlerimi değiştirdiği için tekrar sınava hazırlanıyorum. Başıma gelen durum gerçekten kötü. Elimde olmayan sebeplerden mezuna kalmak kadar kötü bir şey yok. Özellikle ikinci mezunsa…”
Araştırdıkça mağdurların sayısı artabilir.
Çünkü ÖSYM’ye ve savcılığa henüz başvurmayanlar var.”
Sadece üniversite sınavı değil, KPSS’de de tuhaf işler
Saymaz’ın bu oldukça geniş bir alıntı yaptığımız yazısı yayınlanınca telefonu susmaz oluyor, arayanlar, mesaj gönderenler benzer mağduriyetler anlatıyorlar.
İsmail Saymaz 23 Ekim günü de aynı konuya devam etti köşesinde. Ama bu kez konu üniversite tercihleri değil, KPSS sonrası yapılan atama tercihleriydi.
Saymaz’ın yazısından aktarıyoruz:
“Mağdurun adı, B.A.
Malatya’da yaşayan sağlık teknikeri B.A., geçen yıl KPSS sınavında büyük bir başarı elde ederek, 94.3 puanla 1.057.388 aday arasında 237. oldu.
B.A., tercihlerin yapılacağı son gün, 8 Mayıs’ta ÖSYM sistemine girdi. Malatya’da yaşayan ailesine, Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinde öğretmenlik yapan nişanlısına yakınlığını ve ekonomik şartları göz önünde bulundurarak, ilk altı sıraya Gaziantep’i, sonraki altı sıraya İzmir’i ve en sona Ankara’yı yazdı.
Saat 23.45’te tercihlerine son şeklini verdi.
Ancak içi içine sığmadı.
Kontrol için saat 00.01’de yeniden sisteme girdiğinde başından aşağıya kaynar sular döküldü. Çünkü ilk 10 tercihi silinmiş, son dört tercihi ise olduğu gibi bırakılmıştı.
B.A., sabah Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda suç duyurusunda bulundu. Yapılan incelemede, B.A.’nın sistemine saat 23.52’de girildiği belirlendi. Ancak IP kullanıcısı saptanamadı ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
B.A., Ankara’ya gidip ÖSYM’ye başvurdu. Kurumdaki yetkililer “Şifrenizi ailenize, nişanlınıza veya arkadaşınıza vermişsinizdir” dediler. B.A., kimseyle paylaşmadığını söylese de sonuç alamadı.
İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne atandı.
Ankara 27. İdare Mahkemesi’nde ÖSYM aleyhine dava açtı. ÖSYM tarafından gönderilen savunmada, şifrelerin geri dönüşümsüz ve kriptolu olarak sistemde tutulduğu, adayın paylaşması dışında şifreyi bir başkasının bilmesi, görmesi ve edinmesinin mümkün olmadığı, işlemlerden adayın sorumlu bulunduğu belirtildi. “Şifrenin aday tarafından özenle korunması ve kesinlikle başka hiç kimseyle paylaşılmaması çok önemlidir” denildi.
B.A., şu an İzmir’de çalışıyor.
Ailesine ve nişanlısına yakın olduğu için Gaziantep’e ve Nizip’e atanmak istediğini söylüyor. İzmir’de kalması halinde hem tayin için gerekli hizmet puanının düşük olacağını hem de ekonomik olarak zorlanacağını kaydediyor.”
ÖSYM yalanladı ama önlem de alıyor
İsmail Saymaz’ın bu yazıları çok ses getirdi, çünkü Türkiye’nin dört bir yanından onlarca kişi kendisinin başına da benzer şeyler geldiğini öne sürdü.
Bunun üzerine ÖSYM bir açıklama yaptı, “Başkanlığımızca hizmete sunulan Aday İşlemleri Sistemi’nde (AİS) kullanıcı bilgileri dahil olmak üzere veri sızıntısı tespit edilememiştir” dedi.
Ancak ÖSYM’nin adaylara yaptıkları tercihlerde değişiklik olması halinde bilgilendirme SMS’i atma konusunda çalıştığı da anlaşılıyor.
Mağdurlar var, peki suçu kim neden işledi?
Bazıları savcılık soruşturmalarına da yansıdığı anlaşılan bir ilginç suç bu. Bireyler mağdurlar, çünkü belki bütün hayatlarını ilgilendiren tercihleri kendi istemleri dışında değiştirilmiş.
Savcılıklar bazı şikayetlerde sisteme farklı IP adreslerinden girildiğini de saptamış.
Henüz bu mağduriyetleri yaratan bir “suçlu” saptanmış değil ama zaten konuyu tuhaf yapan başlıca unsur da bu: Bu suçları işleyenler, yani hayatta hiç tanımadıkları kişilerin kullanıcı adını ve şifresini bir biçimde elde edip sonra onun hayatını karartacak tercihler yapanların bunu neden yaptığı meçhul.
Tıp fakültesine girecek kadar puanı olduğu halde bir başka üniversitenin hasta bakım bölümüne girmek zorunda kalan veya Gaziantep yerine İzmir’de çalışmak zorunda kalan kişilerin mağduriyeti ortada. Peki ama onları mağdur edenler bu işten ne çıkar elde ediyor? Sadece manasız ve zararlı bir “şaka” mı bu, yoksa başka bir şey mi var?

