Artık Ülkeler Değil, Kentler Yarışıyor: Gaziantep Kendi Markasını Kuruyor
25 Ekim 2025

Gaziantep’i birkaç ay önce ziyaret ettiğimde, şehrin sokaklarında, fabrikalarında, hanlarında ve kahvelerinde dolaşırken hep aynı duyguyu hissettim: Bu şehir hâlâ üretiyor, direniyor ve kendini yeniden var ediyor.

Tarih, kültür, sanayi, gastronomi ve umut burada iç içe yaşıyor.

Dünya dinamikleri baş döndürücü bir hızla değişirken, artık ulus devletlerin değil, vizyoner şehirlerin çağı başladı.

Ve Gaziantep bu değişimi uzaktan seyreden değil, bizzat yöneten şehirlerden biri olma yolunda ilerliyor.

Artık Rekabet Uluslarla Değil, Şehir Markalarıyla

21.yüzyılın rekabeti artık sınırlarla değil, şehir markalarıyla ölçülüyor.

New York, Milano, Shenzhen, Lyon, Dubai ve Amsterdam gibi şehirler, ülkelerinin önüne geçerek küresel birer marka haline geldiler.

Yatırım, turizm, kültür ve ticaret artık devletler değil, şehirler üzerinden tanımlanıyor.

Gaziantep de bu küresel şehirler ligine hızla yükseliyor.

Kendi başına dünya pazarlarında tanınmayı, bir şehir markası olarak öne çıkmayı fazlasıyla hak ediyor.

Üstelik bunu sadece sanayiyle değil; tekstilde, yeşil dönüşümde, müzecilikte, sanatta, tasarımda, organik gastronomide, sınır ticaretinde ve kültürel ortaklıklarda eş zamanlı başarıyor.

Fatma Şahin Dönemi: Yerelden Küresele

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, son on yılda şehri yerel sınırlarının ötesine taşıyan bir liderlik modeli geliştirdi.

Elbette eleştirileri de oldu; ancak kadın bir yönetici olarak hem insan merkezli hem de uluslararası yankı uyandıran bir şehir vizyonu ortaya koydu.

Gaziantep, onun döneminde OECD tarafından “Şampiyon Belediye Başkanı” unvanıyla dünya sahnesinde yerini aldı.

Aynur Tattersall, “Fatma Şahin’in dünya belediye başkanları arasında nasıl bileğinin gücüyle OECD’nin bu prestijli unvanını kazandığını” anlatırken, aslında Gaziantep’in küresel arenaya adım atışını da özetliyordu.

Aynı zamanda şehir, UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi dalında kabul edildi.

Artık sadece baklavası, fıstığı ve kebabı değil; kültürel diplomasisi, marka yönetimi ve yatırım cazibesiyle de anılıyor.

“Gaziantep hem üreten hem yaşatan bir şehir. Soframızla, sanatımızla, insanlık değerlerimizle dünyaya mesaj veriyoruz.” Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı

Bu vizyon, Gaziantep’i yalnız bir üretim üssü değil, medeniyet diplomasisinin merkezi haline getirdi.

OECD, UNESCO ve Dünya Belediyeler Birliği gibi uluslararası platformlarda Gaziantep artık “örnek şehir” olarak anılıyor.

Sanayi, Ticaret ve Kültürün El Ele Yürüyüşü

Gaziantep’in ekonomisi, klasik sanayi şehirlerinden farklı olarak üretimle kültürün aynı ritimde geliştiği bir yapıya sahip.

Sanko Holding ve Şölen Çikolata sanayinin gücünü temsil ederken; Konukoğlu ailesi, istihdam, ihracat ve sosyal sorumlulukla kente yön veriyor.

Altunkaya, Nakpilsa, Karaca Tekstil, Melike Tekstil, Merinos Halı gibi şirketler, üretimi küresel tedarik zincirlerine entegre etmiş durumda.

Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi bu dönüşümü şöyle özetliyor:

“Gaziantep artık sadece çok üretmek değil, akıllı ve yeşil üretmek zorunda.”

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım ise aynı süreci şu sözlerle tamamlıyor:

“Gaziantep artık uç değil, merkezdir. Sınırın yükünü değil, fırsatını taşıyoruz.”

Bu iki yaklaşım, şehrin hem üretim hem ticaret ekseninde yeni bir paradigma oluşturduğunu gösteriyor.

Gaziantep artık yalnız Türkiye’nin değil, Ortadoğu ve Akdeniz hattının üretim ve lojistik kalbi.

Gastronomi, Sanat ve Kültürel Diplomasi

Gaziantep mutfağı artık yalnızca bir lezzet değil, bir marka ve diplomasi aracı.

İmam Çağdaş, Halil Usta, Küşlemeci Halil Usta, Katmerci Zekeriya Usta, Koçak Baklava, Güllüoğlu, Orkide Pastanesi ve Tahmis Kahvesi gibi isimler, kentin gastronomi mirasını kuşaktan kuşağa taşıyor.

Her tabak, Gaziantep’in kimliğini dünyaya anlatıyor.

Zeugma Mozaik Müzesi, Medeniyetler Bahçesi, Gaziantep Kalesi ve Yesemek Açıkhava Heykel Atölyesi gibi kültürel değerler, şehri yalnız sanayiyle değil, kültürle anılan bir merkez haline getirdi.

Bakırcılar Çarşısı, Emine Göğüş Mutfak Müzesi ve Hisvahan Oteli, geçmişle bugünü aynı sahnede buluşturan mekânlar olarak öne çıkıyor.

Hisvahan, gurme işletmeci Mine Özmen’in vizyonuyla sadece bir otel değil; taş mimarisi, sanatı ve mutfağıyla Gaziantep zarafetinin çağdaş yorumu.

Eşi ve oğlu, un sanayisindeki yatırımlarla şehrin üretim geleneğini sürdürürken; bu aile girişimi, Gaziantep’in “sanayiyle estetiği birleştiren” ruhunu simgeliyor.

Gaziantep’in Küresel Kardeşleri

Gaziantep’in dinamikleri, bazı dünya şehirleriyle dikkat çekici paralellikler taşıyor:

•Lyon (Fransa): Gastronomi ile yeşil sanayi dengesinin Avrupa’daki simgesi.

•Bologna (İtalya): Üniversite-sanayi iş birliğiyle bilgi ekonomisini tabana yayan şehir.

•Shenzhen (Çin): Küçük bir balıkçı kasabasından küresel teknoloji üssüne dönüşen model.

•Porto (Portekiz): Turizm, kültür ve girişimcilikle yeniden doğan liman kenti.

Gaziantep bu şehirlerden inovasyon, veri temelli planlama ve yaratıcı ekonomi konusunda çok şey öğrenebilir; onlara da krizleri fırsata, kültürü kalkınmaya dönüştürmenin yollarını öğretebilir.

Gaziantep 2035 İçin Beş Stratejik Adım

1.Gaziantep Küresel İnovasyon Vadisi:

Üniversite, sanayi ve girişimcileri birleştiren, Shenzhen benzeri bir teknoloji ve inovasyon ekosistemi kurulmalı.

2.Yeşil Sanayi Ajansı:

OSB’lerde karbon yönetimi, enerji dönüşümü ve AB fonlarını yönetecek yerel bir mekanizma oluşturulmalı.

3.Gastronomi ve Tasarım Enstitüsü:

UNESCO başarısını ekonomik değere dönüştürecek, sanat, mutfak ve tasarımı buluşturacak yaratıcı merkez kurulmalı.

4.Şehir Diplomasisi Konseyi:

Belediye, üniversite, iş dünyası ve ihracat birliklerini bir araya getirerek kardeş şehir ilişkilerini ve yatırım tanıtımını yönetecek kalıcı bir masa oluşturulmalı.

5.Kadın ve Genç Girişimciler Fonu:

Şehrin yenilikçi enerjisini besleyecek finansman programı; genç mühendisler, start-up’lar ve kadın liderler için yeni fırsatlar yaratmalı.

Sonuç: Gaziantep Modeli

Gaziantep artık yalnız Türkiye’nin değil, Akdeniz kuşağının yeni şehir diplomasisi modeli.

Mutfağından sanayisine, kültüründen ticaretine, tasarımından yeşil üretimine kadar çok boyutlu bir marka hikâyesi yazıyor.

Evet, artık ülkeler değil, kentler markalaşıyor.

Gaziantep sadece Türkiye’nin üretim üssü değil; dünyanın tanıdığı, saygı duyduğu, yatırım yaptığı bir şehir markası.

Sınır kenti kimliğinden küresel sahneye uzanan bu yolculuk, Anadolu’nun geleceğe verdiği en güçlü yanıttır.

ÇOK OKUNANLAR