Ben bir moda otoritesi değilim. Bu yazdıklarım bir kural değil. Sadece benim fikrim. Yıllardır dikkat ediyorum. En şık bulduğum insanlar çok şeyi olanlar değil. Az eşyası olup doğru seçenler. Gardırobunu dolduranlar değil, gardırobunun ruhunu kuranlar.
Zamansız stil dediğim şey trendleri kovalamak değil. Kumaşa inanmak. Kesime inanmak. Sadeliğin gücünü görmek. Pamuk gerçekten pamuk gibi dursun istiyorum. Keten nefes alsın. Yün sıcak tutsun. Kaşmir teni incitmeden sarsın. İpek ışığı sessizce yansıtsın. İçinde adını okuyamadığımız karışımlar olmasın. Yüzde kaç olduğunu anlamaya çalıştığımız plastik dokular değil. Saf olan, gerçek olan. Kumaşın özü bozulmadan kalsın.
Kesim de en az kumaş kadar önemli. Vücudu sıkıştırmadan ama gizlemeden saran elbiseler. Omzu taşıyan bir palto. Belden aşağıya doğru akan bir pantolon. Ne bedenle kavga eder ne de onu gizler. Sakin ama güçlü durur. Moda geçer. İyi kesim kalır.
Kapsül bir gardırop böyle olur. Az ama uzun ömürlü parçalar. Üç yıl değil. Beş yıl değil. On yıl giyilebilen kıyafetler. Bir kaşe palto. Bir keten gömlek. Bir yün kazak. Bir ipek fular. Deri bir kemer. İyi dikilmiş bir pantolon. Bunlar moda değildir. Bunlar hayata eşlik eder. Bazen özel dikim olur. Bazen fabrikada yapılır ama kumaşı iyidir, dikişi temizdir. Pahalı olan her şey kaliteli değildir. Ucuz olan her şey değersiz değildir. Değer fiyatla değil, ömürle ölçülür.
Bir kıyafeti yukarı taşıyan şey bazen yalnızca bir aksesuardır. İnci kolye boyunda parlamaz, zarafeti hatırlatır. Broş omza takılır ama hafızaya dokunur. Şal boyundan kayar ama ruhu yumuşatır. Deri bir eldiven sadece elleri değil tavrı da sarar. Küçük bir küpe ışıltı verir ama bağırmaz. İnce bir yüzük parmağı süsler ama dikkat çekmek için değil. Bu parçalar tamamlar, abartmaz.
Saçların da bu bütünün parçasıdır. Rengi tenle uyumluysa yeter. Ağır makyaj gerekmez. Yüzün en doğal hâli bile yeter. Manikür şart değildir. Tırnak temiz ve bakımlıysa zarafet oradadır. Çünkü şıklık gösteriş değil, özen demektir.
Ben fark ettim ki giyimini beğendiğim insanların ortak noktası budur. Hepsi sade giyinir ama sıradan değildir. Aksesuarı yerindedir ama bağırmaz. Gardıropları küçüktür ama güçlüdür. Kumaşı tanırlar. Taklitten çok gerçek olanı seçerler. Giyinirken dikkat çekmek için değil, kendilerini iyi hissetmek için giyinirler.
Bu yüzden yazmak istedim. Bu benim fikrim. Bir kural değil. Ama içime sinen, kendimde görmekten mutlu olduğum bir gerçek. Moda geçer. Stil kalır. Ve bence en şık insan, kendine yakışanı sessizce taşıyandır.

