Gençlik ve umut
26 Ekim 2025

Değerlendirmesini yapabildiğim ilk ihtilal 12 Mart 1971. Ergenlik dönemim. 

Ülke ekonomisi çok kötü seyrediyor. Yüksek enflasyon, döviz kıtlığı, yüksek borçluluk, artmış işsizlik ve düşük ücretlere isyan eden işçiler. 

Eşzamanlı 1968 yılında Fransa’da başlayan öğrenci hareketleri birebir bizde de karşılık bulmuş. Üniversitelerde sürekli boykot ve işgaller var. Öğrenciler sağcı ve solcu olarak katı bir biçimde ayrılmış sürekli sokaklarda çatışıyorlar. 

Kaos ve ümitsizlik diz boyu. Başbakan Süleyman Demirel istifa ediyor. Ordu yönetime el koyuyor.

Bir sonraki ihtilâl 12 Eylül 1980. İhtilal öncesi süreç üniversite yaşamımın tümünü kapsıyor.

İhtilâl sonrası kırık dökük yeniden kurulan siyasi ortamın aktörleri ülkeyi lâyıkıyla yönetemediler. 

Önceki dönemde sağ ve sol hareketler artık aktif silahlı örgütlere dönüşmüştü. Her gün ortalama 20 kişi sokaklarda vuruluyor, üniversitelerde dersler doğru dürüst yapılamıyordu. 

Ülke derin bir ekonomik kriz içindeydi. Enflasyon %100’ü aşmış. Döviz sıkıntısı had safhadaydı.

Seksenli yılların başında meclisin 115 turda yeni Cumhurbaşkanını seçememesi bardağı taşıran son damla oldu.

Kaos ve ümitsizlik diz boyuydu. Başbakan Süleyman Demirel istifa etti, ordu bir kez daha yönetime el koydu.

Süleyman Demirel 1960’tan 2000’li yıllara kadar yedi kez Başbakan, son olarak da Cumhurbaşkanı seçilerek ülke siyasetindeki en önemli insanlardan biri oldu. Tabii bizim de yaşamımız boyunca gördüğümüz sürekli şapkayı alıp giden ve geri gelen tek lider.

Ekonomi tarihini incelersek mutlaka yükselen ve düşen çan eğrisi dönemlerini görürüz. Ülkemiz benzer bir seyir gösterse de ilerlediğimizi de. İstediğimiz seviyede mi hayır, ama bu ilerlemeyi geçtiğimiz dönemlerin genç kuşaklarına borçluyuz.

Sevgili gençler tutkunuz, hayal gücünüz, öğrenme merakınız, cesaretiniz, adalet arayışınız, geleceği şekillendirme duygunuz çok yüksek. 

Her yerde otokratik ve popülist iktidarları görüyorsunuz. Yaşam sürenizde tek bir parti ve tek bir lideri tanıdınız. Ülkenin geleceğiyle ilgili ümitleriniz kırık. Sizleri anlıyoruz.

Size göre döneminiz en zor dönem. Emin olun ki her dönem öyleydi. Hayallerinizi hayata geçirmek için bir an için bile tereddüt etmeyin. 

Şu anda ortalama yirmi beş yaşlarında olup hayata atılacak olanların önünde çok ama çok uzun yıllar var. Daha yolun başındasınız. Diğer bütün kriz dönemleri gibi krizler aşılacak ve sonrasındaki düzelme hızla gelişecek. Bunun teminatı sizlersiniz. İnanırsanız gerçekleşir. Bugüne değil geleceğe odaklanın beş on yıl sonra dünyanın nasıl şekilleneceğini en iyi sizler görebilirsiniz. 

Biz ülkenin geleceğine güvendik. Kendimize güvendik. Yetkinliklerimiz doğrultusunda seçtiğimiz alanlarda kurduğumuz hayalleri hayata geçirmek için tereddütsüz ilerledik.

Yurtdışı bir telefon görüşmesi yapabilmek için bir gün süreyle beklenen dönemden iletişim çağı mucizesine geçtik.  Dönemimizde on ya da yirmi önemli meslek sayılabilirken çeşitlenen yüzlerce farklı alanda uzman olabilirsiniz. 

Kendine güvenen, sürekli öğrenen meraklı, istekli çalışana her dönem ihtiyaç vardı ve olmaya devam edecek.

Evet bugün karanlık ve sisli gözüküyor ama imkânlarınız bizlere göre çok daha fazla. Bilgiye erişim, iletişim, hız, doruk noktasında.
Bizlerin on yıllık süreçte erişebileceği yer sizlerin birkaç yılını alır.

Demem o ki olumsuzluklara odaklanmayın. Mevcudun içinde kendinize bir an önce yer açın. Harekete geçin, yola çıkın. Bir noktadan düzenin içine girmekten çekinmeyin. Önemli olan özgüveniniz ve umudunuz ve iş yapma beceriniz. Nerede olursanız olun fark edileceksiniz. Başlangıçtaki başarılar umudunuzun ışığı olacak. Yeter ki sizler isteyin ve pes etmeyin.

Vazgeçmeyin, bir dönem daha kapanacak.

Bizler günah ve sevaplarımızla ülkemizi bugüne taşıdık. Ülkemizin geleceği ellerinizde. Sizlere yürekten güveniyoruz.

ÇOK OKUNANLAR