Jeff Koons’un İlham Perisi Porno Yıldızı Karısı Mıydı?
26 Ekim 2025

Sanatçılar ilhamını nereden alır? Sevgilisinden mi? Doğadan mı? Yaşadıklarından mı? Siyasetten mi? 

Salvador Dali’nin ilham perisi sevgilisi Gala’ydı. Andy Warhol Edie Sedgwicksiz olamazdı, Gustave Klimt 27 yıl boyunca Emilie Flöge’den bir an olsun ayrılmadı. 

Ya Jeff Koons? 

Jeff Koons, onu ilk kez, İtalyan otobanında benzin almak için girdiği küçük bir istasyonda, kasanın yanındaki yetişkin dergilerinin kapağında görmüştü. O, platin sarısı saçlarının aksine simsiyah kaşları, başına taktığı çiçekli bandı elinde oyuncağıyla olur olmaz yerde bir göğsünü açıverdiği pozlarıyla tanınan dünyanın en ünlü porno yıldızlarından: Ilona Staller, nam-ı diğer Cicciolina. 

Kitsch’in kralı ile pornonun kraliçesi

90’ların başında Koons, New York’un yükselen yıldızlarından, sanat piyasasının altın çocuğuydu. Andy Warhol’un ölümünden sonra, sanat dünyası “yeni bir ikon” arıyordu ve Jeff, tam o boşluğa denk geldi. Reklam estetiğini, parıltılı yüzeyleri ve plastik çocukluğun neşesini sanatın merkezine taşımıştı. Elektrikli süpürgeleri vitrinlere yerleştiriyor, porselen Michael Jackson heykelleri yapıyor, çizgi film figürlerini altınla kaplıyordu. “Kitsch”in kralıydı — bazılarının nefret ettiği, bazılarının dâhi dediği bir sanatçıydı.

Cicciolina ise sadece ünü dünyaya yayılmış bir porno yıldızı değil, aynı zamanda İtalyan Parlamentosu’na seçilmiş bir politikacıydı. Z kuşağı hatırlamaz ama evet, yanlış duymadınız o 1987 yılında 20 bin oyla İtalyan Parlamentosu’na seçilen ilk porno yıldızıydı. Politik ve akademik bir alt yapısı olmadan milletvekili olmak muhafazakâr İtalyanlar için bir devrimdi. 

Milletvekili de olan porno yıldızı

Cicciolina cüretkarlığını politikada da gösterdi. Milletvekilliği yaptığı 4 yıl boyunca kadın hakları, hayvan hakları için çalıştı.  Ancak içindeki güdü durmuyordu. Körfez Savaşı sırasında “Saddam’la sevişirim, yeter ki savaş çıkmasın,” dediğinde dünya donup kalmıştı. Hatta fantezinin üstadı Federico Fellini “Cicciolina beni bile geçti” demişti. Cicciolina, yıllar sonra, Usame Bin Ladin için ve yakın zamanda Ukrayna Savaşı çıkınca aynı cümleyi Putin için de tekrarladı. Üstelik birkaç kez Kremlin Sarayı’nı arayarak teklifini yinelediğini söyledi. Aslında o politikanın oldum olası içindeydi 70’lerin ortasında Berlusconi’de Cicciolina hayranıydı ve Yunan Adalarında baş başa tatil yapmışlardı. 

Cicciolina Macar asıllıydı, Koons ise Amerikalı. Ortak dilleri yoktu, ama faks vardı. 80’lerin flört teknolojisi Tinder değildi tabii ki. Jeff Koons onunla iletişime geçmek için faks çekti. Kâğıt üstünde ilerleyen cümleler, toner kokusuyla yazılmış aşk mektupları… Sanat tarihinin en garip flörtü böyle başladı. 

‘Made in Heaven’

Koons, Cicciolina’yı farkettiğinde Whitney Müzesi’nin bir projesi üzerinde çalışıyordu. Faks trafiğinin ardından Milano’da onun şov yaptığı yere gitti. Ateş bacayı sardı. Öyle ki Whitney Müzesi için üzerinde çalıştığı projenin merkezine Cicciolina ve kendisini yerleştirdi. Whitney Müzesi için birlikte yaptıkları “Made in Heaven” sergisi, sanat dünyasında deprem etkisi yarattı. Koons, kendisini ve Cicciolina’yı Adem ve Havva olarak tasvir ediyordu — ama bu, Rönesans’taki gibi değil, lateks, kalp balonları ve pastel şeker tonlarıyla dolu bir cennetti. Pornografikti, evet; ama aynı zamanda kapitalizmin ve arzunun estetiğiydi. 

Koons, o dönemde kitsch kavramını yüceltiyor, ucuz zevki bir sanat nesnesine dönüştürüyordu. “Kitsch,” diyordu, “insanlara ait bir dürüstlük biçimidir.” İkilinin bu projesi oldukça eleştirildi.

Ve nihayetinde Jeff Koons San Marco Meydanı’nda Cicciolina’ya evlenme teklif etti. 1991 yılında sanat dünyasının dahi çocuğu ve İtalyan porno yıldızı artık evlidirler. Koons cennetini kendisi yaratmıştır.  Çift yaşamak için Münih’i seçer ancak bir süre sonra New York’a dönerler, 1 sene sonra İtalyan porno yıldızı hamiledir. Oğulları Ludwig doğar ancak evlilikleri de çatırdamaya başlamıştır. Bir şeylerin ters gittiğini hisseden Cicciolina annelik refleksiyle çocuğunu alır ve gizlice Roma’ya kaçar. Jeff Koons hem boşanma davası hem de oğlunun velayeti için dava açar. Çocuğunun kaçırıldığına dair uluslararası hukuk sistemini harekete geçirir. İkili arasındaki velayet davası 15 yıl sürecektir. Bu süreçte Koons eski eşinin anne olarak ahlaki değerlere sahip olmadığını öne sürecektir. Tanıştıklarında cennetteki Adem ve Havva olduklarını söylerlerken Havva bir anda Lilith’e dönmüştür. Cicciolina zeki bir kadındır ve bir manevrayla işi tersine çevirecektir. 

15 yıllık velayet kavgası

Uluslararası kamuoyunun baskısına karşı kendini savunmak için Pablo Escobar’ın avukatı Luca di Carlo’yu tutar. Di Carlo, 15 yıl süren dava sonunda “suçlu olmasına rağmen onu kurtardım” diyecektir. Jeff Koons, 15 yıl süren velayet davasının ardından çocuk kaçırma ve velayet ihlallerine karşı farkındalık yaratmak amacıyla Koons Ailesi Uluslararası Hukuk ve Politika Enstitüsü’nü kurdu. Fırtınalı dönemin ardından Koons’un imzası haline gelen eserler geldi: “Balloon Dog,” “Puppy,” “Balloon Flower,” ve tabii ki sanat tarihinin en pahalı heykellerinden “Rabbit.”

Paslanmaz çelikten yapılmış, çocuk oyuncaklarını andıran bu tavşan, 2019’da 91 milyon dolara satıldı ve Jeff Koons’u yaşayan en pahalı sanatçı yaptı. İşte onu buraya getiren çocuk oyuncaklarını andıran Celebration adlı bu serisi 15 yıl sonra oğlu Ludwig’e kavuşması için yaptığı eserlerden oluşuyordu. Belki de o balon köpekler, tavşanlar, çocukluğun parlak oyuncakları, oğlu Ludwig’e uzanan birer umut mektubuydu. Onun ilham perisi 15 yıl ayrı kaldığı oğluydu. 

Cicciolina artık 73 yaşında, Roma yakınlarındaki La Storta’da kedileriyle birlikte yaşıyor. Geçtiğimiz şubat ayında ise hatıralarını anlattığı Memoires adlı kitabını yeniden yayımladı.

Jeff Koons sanat dünyasında artık erişilmez bir yerde, geçtiğimiz günlerde İstanbul 74 etkinlikleri kapsamında İstanbul’u ikinci kez ziyaret etti. 

Koons, Cicciolina’dan sonra yanında çalışan Justine Wheeler ile evlendi. Üniversite yıllarında öğrenciyken doğan ve evlatlık verdiği kızıyla birlikte 7 çocuğa sahip. 

İkilinin velayet savaşının ortasında kalan oğlu Ludwig bugün babasıyla New York’da yaşıyor.

ÇOK OKUNANLAR