Pazar günü davulla zurnayla PKK Türkiye’den çekildiğini ilan edince bu işten hiç anlamayan ama anladığını sananlar çok sevindiler. Nihayet PKK durgunluktan aksiyona geçiyor sandılar. Hatta Cumhurbaşkanımız bile artık PKK’nın bu durgun halinden memnun olmadığını Körfez ülkelerini ziyareti sırasında açıkça dile getirmişti…

PKK demek ki dağılmamış, hala bütün kadroları ve mekanizmaları yerinde. Bu olmasa Türkiye’den çekilip Kuzey Irak’a ve hatta Suriye’ye daha güçlü bir şekilde konuşlanır mı?

PKK silah bıraktığını ilan edip tam 30 silahı Süleymaniye’de yakınca “işte bu iş tamam” diyenleri uyarmıştık. Kimse Türkiye’de bir şey yapmadı demiştik. Sözde PKK bazı silahları Irakta bizim istihbarat elemanlarımıza ve ikinci ülkelere teslim etmiş… İyi de bu iş böyle yapılmaz ve açıklık, şeffaflık gerektirir. Zaten PKK bir şey yapmadığı için Cumhurbaşkanımız da sürecin yavaş ilerlemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmedi mi?

Şimdi bize “Türkiye’yi terk ettik” diyorlar… İyi de silahlarınızı da alıp gittiğinize göre bu silah bırakma işi ne oldu? Yani artık Türkiye’de PKK silahı kalmadı ve siz bunları Irak ve Suriye’ye taşıyıp ileride yine Türkiye’ye dönme ihtimali ile saklayacak mısınız?

PKK’nın durumu çok açık. “Biz bunları yaparız, PKK’yı yok ederiz, silahları teslim ederiz ama geleceğimiz için hukuki düzenlemeler ve yazılı güvenceler nerede?” diye soruyorlar…

Ankara bunlara cevap veremiyor ama onlara boyna “hadi, hadi hadi” diyor. Onlar da Ankara’ya “biz Türkiye’den güçlerimizi çektik, gerekeni yaptık top sizde siz bir şeyler yapın” diyorlar…

Ama esas kilit artık kuzey Suriye’de. PKK’nın Suriye uzantısı YPG Amerikalıların desteğini görüyor ve Suriye merkezi yönetimi ile ona göre “müzakereler” yapıyor. PKK, YPG yoluyla Suriye ordusuna entegre olduğu zaman “bırakması gereken” silahlar ne olacak? Türkiye’nin güneydoğu illerinin güvenliği için Türkiye’ye nasıl güvenceler verilecek?

İşte Türkiye’deki barış süreci konusunda kafa patlatanlar esas bu konuları derince düşünsünler…