Geçen hafta Seren (Nil Sude Albayrak) hastanede kapı çerçeve indirdiği için geçici süreyle uzaklaştırılmıştı. Seren’i yönetimden İsmail Bey’e (Şükrü Türen) ispiyonlayan ise aklı sıra kendi torununu korumaya çalışan Nevra’ydı (Hatice Aslan). Babaannemizin ispirikçiliği ortaya çıkınca dosta güven düşmana korku salan Çağla (Elit Andaç Çam), Nevra’yı İsmail Bey’le yeniden konuşmaya zorladı, cebren ve hile ile Seren’in uzaklaştırılma kararını iptal ettirdi.
“Böyle bir şeyi nasıl yapabilirsiniz?” #Bahar, Nevra’ya çok sinirleniyor! @dizibahar pic.twitter.com/Pia2K0Ftiv
— Show TV (@ShowTV) October 28, 2025
Ne hard diskmiş arkadaş!
Bu sırada Seren yeni bir oyun kurdu. Kolayca boşanmak için ihanete uğradığını kanıtlayan görüntülere ihtiyacı vardı, ama hard disk kayıptı. Seren yeni kanıtlar toplayabilmek için Aziz Uras’ın (Demirhan Demircioğlu) gardını indirmeye karar verdi ve onu affetmiş numarası yaptı. Ancak bu numaraya uzun süre katlanması gerekmedi. Aziz Uras her ne kadar diski bulup görüntüleri silse de bölümün sonunda Seren’in, görüntüleri Aziz Uras’tan önce ele geçirdiğini öğrendik. Orijinal görüntüler mi, kopyaları mı, ne oldu, nasıl oldu, haftaya kaldı.
Seren oyunun son hamlesini yapıyor: “Gerçek görüntüler bende…” ♟#Bahar @ShowTV @mfyapimtv pic.twitter.com/2HOBEWzY2Q
— Bahar (@dizibahar) October 28, 2025
Bağışlamacıbaşı Bahar
Sezonun başında Naz’ın Evren’den (Esra Ruşan, Buğra Gülsoy) hamile olduğu klişesini benzer klişelikte bir sahneyle öğrenen Bahar, ellinci kez Evren’den ayrılmıştı. Bu bölümde Bahar ve Evren yine barıştı. (Bu işin tadı o kadar kaçtı ki, seviniyor muyduk?) Sırada yeni bir ayrılık ve Evren’in üçüncü manitası mı var dersiniz? Malum, kendisinin şanı “We were on a break”le ünlü Ross’u geçti.
“Bugün Evren beni öptü. Ve ben onsuz yaşamak istemediğimi fark ettim.” 🫠 💫 #EvBah
#Bahar @ShowTV @mfyapimtv pic.twitter.com/5e0zHarsDJ— Bahar (@dizibahar) October 28, 2025
Dizi yansıması
🔴 Bölümün dedikodusunu yapmadan önce önemli bir diğer aksı aktaralım: Umay, Parla’nın (Alisa Sezen Sever, Sena Mia Kalıp) özel görüntüleriyle tehdit edildiğini öğrendi ve onu şantajcılara boyun eğmemesi konusunda cesaretlendirdi. Utanılacak bir şey yapmadığını, başını dik tutması gerektiğini hatırlattı. Bunlar, benzer durumlar yaşayan gençler için güçlü mesajlar. Tabii pratikte zor:
👉 Umay, konunun ebeveynlere taşınması gerektiği konusunda Parla’yı ikna etti etmesine, ama Rengin (Ecem Özkaya) başka bir konu yüzünden Parla’ya sinirli olduğu için onu dinlemedi. Kızlar konuyu kendileri halletmeye çalışmış olacaklar ki (iç yüzünü haftaya göreceğiz), bölümün sonunda onları darp edilmiş halde ailelerine sığınmış bulduk. Oysa Rengin Parla’yı dinlemediyse Bahar dinlerdi. Umay’ın aklına bunu önermek gelmemiş ama biz söylemiş olalım: Hayatı size dar etmeyeceğine ve destek olacağına güvendiğiniz (bir ebeveyn yoksa) bir yetişkin, elbette bir de yetkililer, şantajcılara boyun eğmekten iyidir. Şantajcılar tefeci gibidir, elini veren kolunu kaptırır.
🔴 Bir başka notu da meme kanseri farkındalığı için düşelim: Erken teşhis, hayat kurtarır. Geçen hafta ‘Kızılcık Şerbeti’nde izlediğimiz kamu spotunu bu bölümde, farkındalık ayı vesilesiyle ‘Bahar’da izledik.
Şeytanlar yarışıyor
🔴 Aziz Uras her bölüm şeytanlıkta seviye atlıyor. Hard disk bu bölümde Bahar’ın himayesine geçmişti ve Aziz Uras bunu öğrenip de hard diske ulaşınca tüm kayıtları silmişti. Bir baktık görüntülerin silinmesinden Bahar’ı suçlu tutuyor bacaksız! Seren’i de annesine ispiyonluyor “Bak kötü kaynana aramızı açmaya çalışıyor” gibilerinden. Bahar’a seni büyütmek için mesleğini bıraktıran annelik sevgisine de sana verdiğimiz emeklere de yazıklar olsun be!
🔴 Denizde kum, Aziz Uras’ta karaktersizlik, bir tane daha geliyor: Her bölümde ya Seren’i aldatmadığını ya da bir (1) kez aldattığını, en olmadı zorla öpüldüğünü söyleyen Aziz Uras bu bölümde Maral’la (Hayal Köseoğlu) beşinci öpücüğünü gerçekleştirdi. Bir ara Maral ışıkları da kapattı, onların ortamı kararınca bizim de gözümüz kararmış, kendimize anca gelebiliyoruz. O karanlık odalarda nasıl hurmalar yendi acaba, kokusu çıkar.
🔴 Aziz Uras bu sahnenin akşamına Seren’i romantik yemeğe davet etmekten hiç utanmadı. O akşam yemeği için kemancılar tutmaktan da, bet sesiyle serenat yapmaktan da, Seren’in kafasına kafasına güller fırlatmaktan da utanmadı. Ve fakat itiraf edelim ki bu sahne bölümün en eğlenceli sahnelerindendi!
🔴 Maral, Aziz Uras’tan beter biliyorsunuz. Bir kalbi yok kendisinin, yani basbayağı hastanede kardiyolojiye muayene olsa kalp nakli istenecek. O yüzden empati kuramıyor, vicdan yapamıyor, ama neyse ki asistan meslektaşları ona tavırlı. Hiç değilse sosyal olarak cezalandırılsın, ‘cancel’lansın, çok şey mi istiyoruz!
👉 Peki Bahar’ın bu konudaki iyi niyetliliğine ne demeli? Bahar, Maral’ın abisi olduğunu öğrendiği Harun’a (Mert Turak) dedi ki “Sen onu görmezden geliyorsun diye kendini sana görünür kılmaya çalışıyor. Onun için yapıyor bunları.” Karakterlerin iç dünyasına inmeyi, onlarla ilgili psikolojik çıkarımlar yapmayı seviyoruz da onun gerekçesi var, bunun gerekçesi var, e madem vurun ensemize alın ekmeğimizi birader!
🔴 Maral bu iyilik meleği Bahar’ın arkasından işler çevirmekten geri durmuyor ama! Harun, Bahar’ın da kendisine hisler beslemesini sessizce beklerken Maral abisine iblislik aşılamaya çalıştı: “Doğru olan, hiç kimseye hiçbir şey kazandırmaz. Ayrıca da çok sıkıcı.” Yani diyor ki Bahar’a giden her yol mübah! Maral’a kızmaktan öte, gerçekten böyle düşünen ve istedikleri uğruna doğru/etik olanı hiçe sayan insanlar olduğunu bilmek ürpetiyor bizi. Bunlar aramızdalar dostlar, her yerdeler!
🔴 Bu bölümde Maral yalnızca abisini değil, Naz’ı da fişteklemeye çalıştı. Kendisi sevenleri ayırdı yetmedi, abisi Bahar’a kavuşabilsin diye Bahar ve Evren’i uzaklaştırmanın derdine düştü. Bunun için Naz’dan iyi aday olamazdı. Dizinin en sevilmeyen karakterlerinin ekran süresi umarsızca artıyor yani. Tehlikenin farkında mısınız? Şöyle ki: Naz’ın sperm donasyonuyla hamile kaldığını öğrenen Maral, eğer şer birliği yaparlarsa bu sırrı saklayacağını söyledi. Elindeki kozu harcadığı şeye bakın! Yahu Naz bu şer birliğini güle oynaya yapar…
👉 Daha önce yazdık, yine yazalım. Naz’ı şu hale getirmeye utanmadınız mı ey eski senaristler ve üstüne tüy diken yenileri? İlk bölümlerde kendi ayakları üstünde duran, işinde gücünde, orijinal, gayet havalı, Bahar’la tatlı bir dostluğa yelken açabilecek bir kadın karakteri aşiret dizilerinden hallice, bir erkeğin peşinde eziklenen veya entrikalara tenezzül eden birine çevirdiniz. Bir potansiyel ancak bu kadar kötü harcanabilirdi.
‘İşimize öyle geldi’ senaryoculuğu
🔴 Ecnebilerin kullandığı ‘plot convenience’ ifadesini bildiniz mi? Senaryo kolaylığı olarak çevrilebilir. Aniden beliren bir karakter, olayların inandırıcılıktan uzak şekilde çözülmesi gibi yöntemlerle içinden çıkmanın zor olduğu (ya da yazarların detaylandırmaya üşendiği) meseleleri bir çırpıda çözebilmek anlamına geliyor. Bildiğiniz gibi ‘Bahar’ dizisi bunun ustası ve kurgusunu sıklıkla tesadüf unsuruna dayıyor, üçüncü senarist değişimine rağmen. İşte bu bölümden birkaç örnek:
🔴 Maral’ın, Naz’ın sırrını öğrenmesi: Bu bölümde Kemal (Anıl İlter) adlı bir doktor peyda oldu. Kendisinin Kıbrıs’ta tüp bebek ve sperm bankası merkezi varmış. Meğer Naz onun kliniğine gitmiş de, meğer o adam da Rengin’in (Ecem Özkaya) arkadaşıymış ve hastaneye onu ziyarete gelmiş de, Naz onunla hastanede konuyla ilgili konuşurken Maral onları duymuş da…
🔴 Aziz Uras’ın hard diski ele geçirmesi: Evren ve Bahar öpüşürken sen koca hard disk, Bahar’ın cebinden çık, kıyafetlerin üstüne sessizce düş, Aziz Uras da tam o sırada hard diski arıyor olsun, Evren ve Bahar odadan çıkınca hard diski buluversin!
Künye
Yayın mecrası: Show TV
Yapım: MF Yapım
Yapımcı: Asena Bülbüloğlu
Yönetmen: Mehmet Can Bindal
Senaryo: Rana Mamatlıoğlu, Bekir Baran Sıtkı
Müzik: Aytekin Ataş
Oyuncular: Demet Evgâr, Buğra Gülsoy, Ecem Özkaya, Mert Turak, Elit Andaç Çam, Esra Ruşan, Demirhan Demircioğlu, Nil Sude Albayrak, Hayal Köseoğlu, Alisa Sezen Sever, Hasan Şahintürk, Sena Mia Kalıp, Ege Erkal, Can Kızıltuğ, İrem Kahyaoğlu, Mert Öner, Dorukcan Sarıduman, Öykü Su Okur, Nazlıcan Galip, Füsun Demirel, Hatice Aslan. (Konuk) Anıl İlter, Furkan Kalabalık, Öykü Naz Altay, Şükrü Türen.


