Türkiye’de kadınların çoğu yıl sonuna kadar ‘bedava’ çalışacak
31 Ekim 2025

Çoğu zaman yoğun gündemimizin için de kaybolsa da, cinsiyete dayalı ücret farkı ciddi bir sorun teşkil etmeye devam ediyor. Cinsiyete dayalı ücret farkı aynı görevi üstlenen ve eşit şartlarda çalışan bir kadın ve bir erkeğin aldıkları ücretin aynı olmamasına verilen isim. Çoğu durumda erkekler daha yüksek bir maaş alırken, kadınların maaşı daha düşük kalıyor.

OECD ortalaması %11.1

Cinsiyete dayalı maaş eşitsizliği ülkeden ülkeye değişkenlik gösteriyor. OECD’nin internet sitesinde yer alan 2022 verilerine göre, OECD üye ülkelerinde bu fark ortalama %11.1 iken Avrupa Birliği üye ülkelerinde bu oran ortalama %8.7 olarak gerçekleşti. Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında da ciddi farklar var. Örneğin, yine 2022 senesinde, Estonya’da cinsiyete dayalı maaş eşitsizliği oranı %21.4 iken, Almanya’da %14.4, Fransa’da ise %5.3 idi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve TÜİK’in ortak raporuna göre, 2015-2018 yılları arasında Türkiye’de cinsiyete dayalı ücret farkı ortalama %15.6 olarak ölçüldü.

Farkın %5.3 olması, kadınların Kasım ayından itibaren “bedava” çalışmaları anlamına geliyor

“Kadınlar ortalama %15 daha az kazanıyor” denildiğinde net olarak kavranamayan gerçek, “kadınlar senede ortalama iki ay bedava çalışıyor” denildiğinde daha somut olarak ortaya konulmuş oluyor.

Cinsiyete dayalı ücret farkının diğer ülkelere kıyasla düşük olduğu Fransa’da, her sene kadınların bedava çalışmaya başladıkları gün ve saate dikkat çekiliyor, bununla ilgili farkındalık kampanyaları düzenleniyor. Bu sene Fransa’da kadınların ücretsiz olarak çalışmaya başlayacakları gün 10 Kasım, saat 11:31. Erkekler ise 10 Kasım saat 11:31’dan 31 Aralık sonuna kadar geçen sürede emeklerinin karşılığını almaya devam edebilecek. Cinsiyete dayalı maaş eşitsizliği oranı Fransa’nın neredeyse üç katı olan Türkiye’de, kadınlar zaten ücretsiz olarak çalışmaya başladı bile.

Cinsiyete dayalı ücret farkına, “pembe vergi” ve benzer ek maliyetler de ekleniyor

Cinsiyete dayalı ücret farkından dolayı ekonomik açıdan son derece olumsuz etkilenen kadınlar, pembe vergi ile daha da dezavantajlı konumda kalıyor. “Pembe vergi”, kadınlar için üretilen ve sunulan mal ve hizmetlerin, erkekler için üretilen ve sunulan yüksek oranda benzer mal ve hizmetlerden daha pahalı olması demek. Özetle, kadınlar aynı mal veya aynı hizmeti elde edebilmek için erkeklere kıyasla daha fazla para ödemek zorunda kalıyor.

Kadınların katlandıkları ek maliyetler yalnızca pembe vergi ile sınırlı değil. Güvenlik sebebiyle ulaşım maliyetleri erkeklere kıyasla çok daha fazla. Akla ilk gelen taksi kullanımı olsa da, taksilerin de yeterli güvenliği sağlayamadığı ülkelerde, kadınların araba satın almaya veya kiralamaya duydukları ihtiyaç da erkeklere oranla fazla. 

Bir diğer ek maliyet, makyaj ve bakım. Bu maliyet çok kişisel ve isteğe bağlı gibi görünse de, yapılan araştırmalar makyaj yapmayan ve dış görünüşüne toplumun beklediği ölçüde özen göstermeyen kadınların, profesyonel hayatlarının olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor. Bazı şirketlerin kıyafet politikaları da zaten “sade bir makyaj yapılması” gerektiğine yönelik maddeler içeriyor.

Özetle, sadece kadın olmak, bireylerin ekonomik açıdan hatırı sayılır bir dezavantaj ile karşılaşmalarına neden olmaya devam ediyor. Kesin çözüm tabii ki gerekli devlet politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması. O zamana kadar ise maalesef bireysel farkındalık ve önlemler ön planda kalmaya devam edecek.

(Not: Türkiye’deki pembe vergi farkındalığını ölçmek için hazırladığımız çevrimiçi anketimize destek olmak isterseniz çok seviniriz)

ÇOK OKUNANLAR