Güzel görünmek artık kolay.
Bir filtre, bir işlem, bir krem, bir küçük dokunuş.
Ama iyi hissetmek işte o hala zor.
Çünkü iyi görünmek dıştan başlar.
İyi hissetmek ise içeriden gelir.
Estetik dünyası büyüdükçe insanın kendine olan uzaklığı da büyüdü.
Kadınlar ve erkekler aynalarda pürüzsüz bir yüz ararken ruhlarında derin bir yorgunluk taşıyor.
Yüzünde ışık var ama gözlerinde sönük bir ifade.
Çünkü bedene yapılan her dokunuş ruha ulaşmadığında eksik kalıyor.
İyi görünmek elbette önemlidir.
Kendine özen göstermek bir saygı biçimidir.
Ama bu özenin ruhla da beslenmesi gerekir.
Uykusuz, stresli, mutsuz bir bedenin en iyi kremi bile ışıldayamaz.
Çünkü cilt bir ayna gibidir.
Ne yediğini, ne düşündüğünü, ne hissettiğini yansıtır.
Kendine bakmak yalnızca güzellik salonlarında başlamaz.
Kendini dinlemekle başlar.
Bir sabah kahveni içerken sessizliğin içindeki düşüncelerine kulak vermekle.
Bir gün işten dönerken aynada yüzüne baktığında “iyiyim” diyebilmekle.
İşte o zaman o cilt canlıdır.
O bakış huzurludur.
O gülümseme doğaldır.
Bugünün dünyası dış görünüşü parlatırken iç sesi kısıyor.
Birçok insan iyi görünmek uğruna kendini yormayı seçiyor.
Her an hazır, her an filtreli, her an mükemmel olma baskısı altında.
Ama iyi hissetmek doğallıkta saklı.
Bazen makyajsız bir yüz, bazen sessiz bir yürüyüş, bazen sadece nefes almak kadar sade bir güzellik.
Gerçek güzellik dengedir.
Bir maskenin ardına gizlenmek değil, maskesiz kalabilmektir.
Bir filtreyle değil, kendinle barışmakla başlar.
Kendine iyi davranmak, cildine dokunurken kalbine de dokunabilmektir.
Cocomaje’de her bakım aslında bu dengeyi hatırlatır.
Çünkü iyi görünmek bir sonuç değil bir süreçtir.
Bir ritüeldir.
Kendine dönmenin, dokunmanın, nefes almanın ritüeli.
Ve en sonunda seni sadece aynada değil, iç dünyanda da güzelleştirir.
Bir sabah aynaya baktığında gözlerinin içi ışıldıyorsa.
Tenin parlak ama huzurluysa.
İçinde yorgunluk değil şükran varsa.
O zaman sadece iyi görünmüyorsun.
Gerçekten iyi hissediyorsun.

