Erdoğan’dan Demirtaş sorusuna cevap: Yargı ne derse ona uyarız
05 Kasım 2025

AK Parti grubunda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan grup toplantısından sonra gazetecilerin sorularını cevaplarken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararını kesinleştirdiği eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili olarak “Bu ülke yargı ülkesidir. Yargı bu konuda ne derse ona uyarız” dedi.

AİHM, 8 Temmuz 2025’te açıkladığı kararında, Demirtaş’ın Kobani Davası bağlamında tekrar tutuklanmasını “hukuki açıdan sorunlu” bulmuştu. Adalet Bakanlığı, dosyanın AİHM’in Büyük Dairesi’nde yeniden ele alınması talebinde bulunmuştu. Böylece, AİHM’in Demirtaş hakkındaki hak ihlali kararı kesinleşmiş oldu. Demirtaş’ın avukatları AİHM’in ihlal kararının kesinleşmesinin ardından tahliye başvurusunda bulunmuştu.

Erdoğan toplantıdan sonra gazetecilerin “Komisyon İmralı’ya gitmeli mi?” sorusunu ise yanıtsız bıraktı.

Bugün partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Cumhur İttifakı’nda çatlak” iddialarına karşı verdiği birlik mesajı için teşekkür etti. Erdoğan, ”Cumhur İttifakı olarak tam bir dayanışma içerisinde hareket ederek önce terörsüz Türkiye ardından da terörsüz bölge hedefimize ulaşacağız. Bu vesile ile dünkü grup toplantısında yaptığı tarihi değerlendirmelerle başta FETÖ’cü alçaklar olmak üzere müfsid ve müflis zihniyetin bütün oyunlarını deşifre eden, bununla kalmayıp kirli heveslerini kursaklarında bırakan Sayın Devlet Bahçeli’ye canı gönülden teşekkür ediyorum” dedi.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Irak ve Suriye’ye asker gönderme yetkisinin süresini 3 yıl uzatan tezkere, ana muhalefetin itirazlarına rağmen büyük bir ittifakla kabul edildi. Bu önemli tezkereye kabul oyu veren tüm partilere ve milletvekillerine teşekkür ediyorum.

Bizim bir başka ülkenin toprağında, yer altı ve yer üstü kaynağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Mehmetçiğimiz varlık gösterdiği her bölgede huzurun ve barışın teminatı olmuştur. Bundan sonra da barışı ve kardeşliği savunmaya devam edecektir. Daha nice seneler dostlarımıza güven vermeyi sürdüreceğiz. Tüm kardeşlerimiz zaten çok iyi biliyorlar; bırakın mehmetçiğin kendi topraklarında konuşlanmasına itiraz etmeyi, bundan memnuniyet duyuyorlar.

Cumhuriyeti kuran parti olduğunu iddia eden CHP’nin tezkereye karşı çıktığını gördük. TBMM, ülkenin ve milletin güvenliğini yakından ilgilendiren bir oylama yapıyor ama bakıyorsunuz CHP saçma sapan argümanlarla bir sürü bahanenin arkasına saklanarak buna karşı çıkıyor. Bunu anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Sayın Özel iyi bir sınav veremiyor. Yerli ve milli bir duruş sergileyemiyor. Meydanlarda atıp tutmayı iyi biliyor ama iş sözlerinin arkasında durmak olunca anında çark ediyor.

Biz eskiden beri CHP’nin tutarsızlıklarına alışığız. Ülkemiz de CHP’de iplerin kimin elinde olduğunu biliyor. Sayın Özel böyle siyaset yapmaya devam ederse ya hararet yapacak ya dingil kıracak ya da şanzımanı dağıtacak. Dün yine çıkmış ileri geri konuşuyor. Deprem bölgesiyle ilgili hezeyanlarına bakanımız ve milletvekillerimiz gereken cevabı verecek. Önceden turist gibi de olsa bölgeye yollarını düşürüyorlardı, şimdi onu bile yapamıyorlar. Ne çalışmalardan ne de tamamlanan konutlardan haberleri var. Nasıl hızlı trenle yeni tanışıyorlarsa belki 10 sene sonra da bizim deprem bölgesinde yaptıklarımızın da farkına varırlar.

Biz elbette ülkemizin ve bölgemizin güvenliğini, CHP’nin itimat telkin etmeyen politikalarına bağlayamayız. Bizim için aslolan Türkiye’nin selametidir. Kırmızı çizgimiz bu ülkenin bekasının her şart altında muhafaza edilmesidir. Tezkereler Terörsüz Türkiye çalışmalarını kolaylaştıran bir adım olarak görülmeli. Tahriklere aldırmadan, süreci kundaklamaya dönük gizli ve açık girişimlere prim vermeden çalışmaya devam ediyoruz. Emniyet ve savunma noktasında işi çok sıkı tutup diğer taraftan da ülkemizin yarım asırdır canını yakan bu konuda adımlarımızı cesaretle atıyoruz. Terörsüz Türkiye menziline doğru emin adımlarla yürüyoruz.

Geçen hafta TBMM Başkanvekili ve Pervin Buldan ile Mithat Sancar’ı kabul ederek çok yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. Benzer kaygıları paylaştığımızı bir kez daha teyit ettik. Yeni bir kavşağa ulaştığımız görülüyor. Herkesin katkı vermeye odaklanması gerekiyor. Komisyon da 5 Ağustos’tan bu yana yaptığı toplantılarla kuruluş misyonunu başarıyla yerine getiriyor. Sürece dair tüm konuların tartışılmasını, aykırı da olsa farklı fikirlerin dile getirilmesini çok kıymetli görüyoruz. Biz karar alıcılara rehberlik edecek güçlü bir birikim oluşturduk. Komisyonumuzun yazacağı kapsamlı raporu ve önümüzdeki döneme dair oluşturacağı hukuki yol haritasını önemsiyoruz. Biraz daha gayretle bu süreci tamamlayacağız.

Cumhur İttifakı olarak tam bir dayanışma içerisinde hareket ederek önce terörsüz Türkiye ardından da terörsüz bölge hedefimize ulaşacağız. Bu vesile ile dünkü grup toplantısında yaptığı tarihi değerlendirmelerle başta FETÖ’cü alçaklar olmak üzere müfsid ve müflis zihniyetin bütün oyunlarını deşifre eden, bununla kalmayıp kirli heveslerini kursaklarında bırakan Sayın Devlet Bahçeli’ye canı gönülden teşekkür ediyorum

Bütçemiz siyasi iktidarımızın ve kurumsal sürekliliğimizin güçlü bir göstergesidir. Bütçemizle harcamaları kontrol altına almayı, dezenflasyon sürecini desteklemeyi planlıyoruz.

3 Kasım ve sonrasında girdiğimiz her seçim; şeffaflık, güvenirlik ve katılım noktasında dünyanın açık ara en temiz seçimleri olmuştur. Girdiğimiz her seçimde millet iradesi sandığa tam olarak yansımış, millet tercihini her seçimde AK Parti’den yana kullanmıştır. Hani diyorlar ya yok tek adam rejimiymiş, diktatörlükmüş, otoriterlikmiş… Bunların hepsi safsata. Girdiğimiz her seçimde ‘hodri meydan’ dedik. Girdiğimiz her seçimde yaptıklarımızla daha çok da yapacaklarımızla konuştuk. Ortaya bir hedef koyduk, vizyon koyduk. Girdiğimiz her seçimde milletimiz bizi tercih etti, etmeye de devam ediyor.

52 yılda Türkiye’de 39 hükumet kurulmuş. Bu, 52 yılda Türkiye’de ortalama her 16 ayda bir hükümet değişmiş demektir. Bir başbakan kabinesiyle göreve geliyor, ortalama 16 ay sonra görevi devrediyor. Ülkede istikrar yok. 16 ayda hükumet daha ne olduğunu anlamadan yerini başkasına devrediyor. 1950-2002 arasındaki o 52 yıl içinde Türkiye çok ağır badireler atlattı, bedeller ödedi. Böyle istikrarsız bir ortamda yatırım yapamaz, sorunlara çözüm üretemez, ekonomiyi yönetemez, dış politikada aktif olamaz, huzuru, güvenliği ve asayişi sağlayamazsınız. Hükumetlerin ömrünün ortalama 16 ay olduğu bir ortamda yol yapamaz, okul açamaz, hastane inşa edemez; tankın, topun, füzenin, uçağın, milli savaş gemisinin hayalini bile kuramazsınız.

Üstelik bu 52 yıllık süreçte Türkiye 4 defa darbeye maruz kaldı. Türkiye 52 yıl boyunca maalesef yerinde saydı. Şimdi bize diyorlar ki ‘Tabii ki yapacaksınız, bu sizin göreviniz.’ Tabii ki yapacağız, çalışacağız. Ama siz de bir sorgulayın, merhum Menderes ve Özal dönemleri dışında bu ülkede yapılması gerekenler acaba daha önce neden yapılmadı? Yolları, okulları, hastaneleri, üniversiteleri, köprüleri neden yapmadılar? Nereden nereye… 102 yaşındaki CHP kimi zaman seçimsiz kimi zaman darbeyle kimi zaman koalisyon ortağı olarak hükumetteydi. Kendisi iktidarda olmadığında fikirleri iktidardaydı. Acaba şu ülkede dikili bir taşları var mı yahu? Gençler, büyüklerinize sorun, arşivleri okuyun, belgeseller izleyin. O dönemde belirsizlik, karamsarlık, huzursuzluk dışında hiçbir şey göremeyeceksiniz.

Yahu benim İstanbul’da ortaokulda okuduğum sınıfta 80 öğrenci vardı. Üniversite yurtlarında 18-20 öğrenci aynı koğuşta kalıyorduk. Hastane  ve okul çilesi, yol çilesi yaşadık. Çocuklar çile içinde yaşayıp çile içinde ölüyordur. AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi açıkçası bir halk devrimi olmuştur. 23 yıl boyunca biz 3 Kasım devrimine sadakatle bağlı kaldık. Yeterli mi_ Elbette değil. Daha yapacak çok işimiz var.

23 yıl boyunca içeriden ve dışarıdan saldırılara da göğüs gerdik. Unutmayın biz hem şeytanı taşladık ve de tavafımızı yaptık. Darbe senaryoları yazdılar, terörle üzerimize geldiler, darbe girişimleri, sokak eylemleri… Bunların hepsini püskürttük. Şu Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişimi ve 15 Temmuz ihanetinin Türkiye ekonomisine verdiği zararı İstiklal Savaşı öncesindeki işgal güçleri bile vermemiştir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin içini boşalttılar. Belediyeye işi düşen herkesi haraca bağladılar, milyarlarca lirayı siyaseti dizayn etmek için seferber ettiler. Yetmedi, yabancı istihbarat örgütleri ile iş tuttular. İşte biz böyle bir ihanet şebekesine gidip iş tutan bu anlayışa karşı ayakta duruyor, mücadele ediyor ve aynı zamanda bu ülke için hizmet üretiyoruz.

Biz 23 yılda özgüvenli, imanlı, yerli bir gençlik yetiştirdik. 23 yılda en başta Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyacak bir gençlik yetiştirdik. Geleceğe dair asla umutsuz değilim, asla karamsar değilim, siz bakmayın cadı kılığına giren 3-5 kimliksize, siz takılmayın alkol şişelerinden haç yapan 3-5 şarlatana! Bu ülkede alnı secdede, milletine saygılı, vatanına aşkla bağlı, nereden geldiğini bilen, ayağı vatan toprağına sağlam basan, fedakar, cefakar, eğitimli, donanımlı, dürüst, ahlâklı bir nesil var ve sayıları da her geçen gün artıyor.

Kimse karanlık günler geri gelir diye kaygılanmasın. Bu gençlik; kendisi, ailesi, çocukları, torunları ile Türkiye’ye, Anadolu kıtasına sahip çıkacak. Bizi milletimiz takdir ediyor ama bizdenmiş gibi görünüp de şunu, bunu yapmadınız diyenler de bilsinler ki bu nesil bizim yapamadıklarımızı yapacak. Bizim ömrümüz, siyasi tarihimiz direnişle geçti. Bizden sonraki nesiller ise bizim açtığımız yolda Türkiye’yi zirvelere taşıyacak. 3 Kasım’ın anlamı işte budur. 3 Kasım okun yaydan fırladığı, Türkiye’nin potansiyelini yeniden keşfettiği, şaha kalktığı bir sürecin başlangıcıdır. 3 Kasım yepyeni bir milattır, ne yaparlarsa yapsınlar buradan geri dönüş olmaz. Artık Türkiye’yi rayından saptıramazlar. Başardık. Bu millete özgüvenini yeniden biz kazandırdık. Bu ülkenin ufkunu yeniden biz aydınlattık. Bu ülkeye sağlam, karakterli bir nesil kazandırdık.

15 Temmuz gecesi kurulan Cumhur İttifakı’nın surlarında gedik açılmasına asla izin vermeyeceğiz. Aramızda çatırdama ve çatlak arayanları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğiz.”

 

 

ÇOK OKUNANLAR