113 yıl önce Eczacı Abdi İbrahim Bey tarafından İstanbul’da kurulan yüzde yüzde yerli sermayeli ilaç şirketi Abdi İbrahim, 2021 yılında Abdi İbrahim Vakfı’nı kurmuştu. Vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı Nesrin Barut Esirtgen ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Oğuzcan Bülbül ile önceki gün buluştuk ve vakfın çatısı altında kurulan İyilik Evi’nin insanın içine umut yayan yolculuğunu konuştuk.
Pahalı ceket değil daha fazla iyilik istiyorum
Başlığı neden 30 dolarlık ceketten verdiğimi merak ediyorsunuz biliyorum. Türkiye’nin sanayici ailelerinden birinin en güçlü ismiyle sohbet ederken bazen konu bambaşka yerlere gidebilir.
Laf lafı açıyor ve yapay zekanın hayatımıza ne kadar hızlı girdiğinden söz etmeye başlıyoruz. Sonra da internetin alışveriş esnasında önümüze çıkardığı cazip seçeneklerden…

Nesrin Barut, ‘Ben de kayıtsız kalamadım’ diyerek anlatmaya başlıyor ve fotoğrafını görüp beğendiği 30 dolarlık bir ceketi sipariş ettiğini, geldiğinde herkesin şaşırdığını ve hayretle ‘bunu gerçekten giyecek misiniz’ diye sorduğunu… Kalitesini çok beğendiğini ve ‘Tabii ki giyeceğim’ dediğini de gülümseyerek bizimle paylaşıyor.
Türkiye’nin vergisini ödeyen, 113 yıldır üretim yapan, elini hep taşın altını koyan bir ailesine mensup Nesrin Barut tabii ki çok daha pahalı bir ceketi de alıp giyebilir ama bize heyecanla anlattığı konu İyilik Evi ve parasını daha çok bu projelere harcamak için hızlıca yeni İyilik Evleri’nin kapısını açmak için Ankara’nın da yollarını kolaylaştırmasını istiyor.

Tüm aile vakfın yönetiminde
Son 23 yıldır pazar lideri olan ve yönetim koltuğunda Nezih Barut’un oturduğu Abdi İbrahim İlaç, son yıllarda Nezih Barut’un kızkardeşi ve şirketin Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nesrin Barut Esirtgen’in liderliğinde kurdukları vakıf ile önemli iyilik projelerine imza atmaya başladı.
Abdi İbrahim Vakfı, eğitim, spor, sağlık ve bakım hizmetleri alanına odaklandı. Nesrin Barut ve Nezih Barut’un yanı sıra Ahmet Cenan Esirtgen ve İbrahim Barut da kurucular arasında. Vakıf İyilik Evi’nin yanı sıra eğitim bursu ve Cesur Kulaçlar gibi çok anlamlı projeleri hayata geçirdi.

Türkiye’de her yıl dört bir çocuk kanser tedavisi görüyor
Ne yazık ki Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünya genelinde 400 binden fazla çocuk kansere yakalanıyor. Türkiye’de ise yaklaşık 4000 çocuk kanser tanısı ile tedavi görüyor.
Nesrin Barut, kanser tedavisinin yalnızca tıbbi bir süreç olmadığını, hasta ve hasta yakınları için sabır, güç ve büyük özveri gerektiren bir dönem olduğunu vurgulayarak, ekonomik zorluklar nedeniyle İstanbul’da konaklayacak yeri olmayan ancak çocuklarının tedavisi için İstanbul’a gelmek durumunda kalan aileleri düşünerek İyilik Evi projesini hayata geçirdiklerini söylüyor.

Kanser tedavisi gören çocuklar aileleriyle birlikte kalıyorlar
İyilik Evi, yaklaşık üç yıl önce İstanbul’un Vefa semtinde kapılarını açtı. 18 odası var ve 45 kişiye kadar hizmet verebiliyor. Nesrin Barut, hayallerinin ve planlarının 2-15 yaş aralığındaki çocuklara ve ailelerine destek olan İyilik Evi’ni başta Ankara ve İzmir olmak üzere tüm Türkiye’ye yaymak olduğunu söylüyor ve Oğuzcan Bülbül ile fizibilite çalışmalarına başladıklarını anlatıyor. Ne güzel ki bugüne kadar İyilik Evi’nde 200 çocuk ve aileleriyle birlikte 500’ün üzerinde kişi misafir edilmiş.
Vakıf bugüne kadar 3 bin saati aşkın eğitim, atölye ve psikososyal destek programı düzenlemiş, çocukların duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimlerini destekleyen drama, sanat ve yaratıcı etkinliklerle onların kendilerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam sağlamış.

‘Çünkü iyileştirme yolculuğumuz Vefa’dan başlamıştı’
Öğreniyoruz ki Abdi İbrahim’in temelleri İyilik Evi’nin olduğu sokaklarda atılmış. O nedenle de ilk İyilik Evi Vefa’da açılmış.
Kurucu Eczacı Abdi Nadir İbrahim Bey, 1912 yılında ilk eczanesini bu bölgede açmış. Nesrin Barut, ‘Sonra da babamız İbrahim Barut, Türkiye’nin modern ilaç sanayisine yön veren ilk üretim tesislerinden birini yine burada, Vefa’da hayata geçirdi. Yani bu semt bizim için sadece bir adres değil, iyileştirme yolculuğumuzun başladığı yer’ diyor.
Abdi İbrahim Vakfı, 2021 yılında Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin moleküler biyoloji ve genetik alanlarında eğitim gören ancak maddi durumu yetersiz lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine de burs vermeye başladı. Öğreniyoruz ki bugüne kadar 109 öğrenci bu burslardan faydalanmış. Bu yıl da aralık ayında 9 lisans 6 yüksek lisans ve 3 doktora olmak üzere 18 öğrenciye daha burs vermiş başlamış vakıf. Ne güzel ki bursiyerlerin yüzde 77’si kız öğrencilerden oluşuyor.

Cesur kulaçlar
Vakıf ayrıca Down sendromlu çocukların potansiyellerini keşfetmeleri ve kendilerini geliştirme olanağı bulmaları için Türkiye Down Sendromu Derneği ile birlikte Cesur Kulaçlar ismiyle yeni bir projeyi daha hayata geçirmiş. 5-9 yaş arası Down sendromlu çocuklara yüzme becerileri kazandırmayı hedefleyen proje ücüncü dönemin sonunda 60 down sendromlu çocuğu yüzme sporuyla tanıştırmış.

