İzmir’de yeraltı suyu da tükendi
09 Kasım 2025

İzmir’de barajlardaki su seviyeleri kritik eşiğin altına indi, yer altı su rezervleri de alarm vermeye başladı. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, kentin su kaynaklarının artık sürdürülebilir olmadığını vurgulayarak uyardı: “Bursa’da suyun yüzde 10’u, Ankara ve İstanbul’da yüzde 1’i yer altından sağlanıyor. Onların rezervleri duruyor ama biz rezerv suyumuzu da harcadık.”

İzmir’in içme suyunun büyük kısmını karşılayan Tahtalı Barajı, tarihinin en düşük seviyesine geriledi. 300 milyon metreküplük kapasitesi bulunan barajda bugün yalnızca yaklaşık 4 milyon metreküp su kaldı. Yaşar, “Bu ayın sonunda oran yüzde 1’in altına düşecek. Geçen yıl bu dönemde günde 230 bin metreküp su çekilirken bugün 50 bin metreküplere düşürüldü. Barajı tamamen boşaltmamak için psikolojik bir sınırda tutuyorlar,” dedi.

Gördes Barajı’ndan “ölü hacim” diye tabir edilen suyun çekilmesinin ise büyük bir hata olduğunu söyleyen Yaşar, “O suyu kullanmak ciddi çevresel risk yaratır,” ifadelerini kullandı.

İzmir’in Türkiye ortalamasının da altında kaldığını belirten Prof. Dr. Yaşar, kentteki su fakirliğini çarpıcı bir örnekle anlattı:“Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı 1340 metreküp. Bin metreküp fakirlik sınırıysa, İzmir 600 metreküple fakirin de fakiri bir kent. Barajlar doluyken bile suyun yüzde 50-55’ini yer altından çektik. Şimdi kuyular 300 metrenin altına indi. Artık çekilen su, 2-3 bin yıl önce yağan yağmurlardan kalma.”

Yer altı suyu, geçmişte “son çare” olarak görülüyordu. Ancak İzmir’de barajlar henüz boşalmadan bu kaynak da kullanılmaya başlandı. Sonuç: binlerce yılda dolan akiferler artık hızla tükeniyor.

Prof. Dr. Yaşar’a göre çözüm, denize akan suyu tarıma kazandırmakta. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde her gün yaklaşık 600 bin metreküp gri suyun boşa gittiğini hatırlatarak, bu suyun arıtılıp yeniden kullanılmasının zorunlu olduğunu vurguladı.“Bu suyu Menemen ve Gediz ovalarına yönlendirmeliyiz. Yeterince arıtılamadığı söyleniyor ama arıtmak zorundayız. Tarımda kullanılacak suyu yer altından çekmek yerine gri suyla desteklemeliyiz,” dedi.

Yaşar’a göre bu adım hem tarımsal üretimi koruyacak hem de akiferlerin dinlenmesine olanak tanıyacak.

Kentte gece saatlerinde başlayan su kesintilerinin, durumu idare etmek için geçici bir önlem olduğunu belirten Yaşar, “Gece 23.00 ile sabah 05.00 arası yapılan kesintilerle günde 100 bin metreküp tasarruf sağlanıyor” dedi. Ancak bu önlemin yeterli olmadığını vurguladı:“Kesintilerin 12 saate çıkarılması gerekiyor ki yer altı sularını koruyabilelim. Bu siyasi değil, bir başarıdır. Önemli olan İzmir nüfusunun yaşamını sürdürebilmesi. Haftada 2-3 gün kesinti yapılabilir.”

Yaşar’a göre tehlike sadece musluklardan su akmaması değil; İzmir’in tarımsal geleceği de risk altında.“Kullanma suyunu azaltabiliriz ama tarımda suyu zamanında veremezsek kıtlık başlar. İzmir, tarım açısından dünyanın önemli merkezlerinden biri. Su yönetimi burada hayati önem taşıyor,” dedi.

Yer altı sularının yenilenmesinin uzun yıllar aldığını hatırlatan Yaşar, İzmir’in su kaynağını tüketmekte olduğunu söyledi:“Baraj 2-3 yılda dolar ama yer altındaki akifer 20-30 yılda doluyor. Bu yüzden yer altı sularını koruma altına almalıyız. İzmir’in suyunun yüzde 65-70’i yer altından geliyor. Bu sonsuz bir kaynak değil. Su bittiğinde İzmir biter.”

ÇOK OKUNANLAR