Hayatın Sırrı…
10 Kasım 2025

Kim mırıldanıyor bu metinlerde?

Bu kısa, bilinçakışı metinler, herhangi bir seansın herhangi bir anında karşımdaki koltukta oturan hastalarımdan duyduğum ve beni etkileyen bir cümlenin peşine takılmaya karar verdiğimde ortaya çıkmaya başladı. Kendimi onların yerine koymaya gayret ettim hep. Husserl’in ‘yaşam dünyası’ adını verdiği ve kişinin bilerek bilmeyerek dünyayla ve kendisiyle ilişkisinde inşa ettiği dünyanın içine girmeye çalışıp kısacık ve kısık sesle mırıldanmaya çalıştım, çalışıyorum her terapi seansında. 

Hiç kimsenin hiçbir sırrını ele vermiyorum bu metinlerde. Sonuçta amacım herkesin dedikodu merakıyla izlediği diziler yapıp milyonlar kazanmak değil. Edebi bir metin inşa etmekten ve birilerinin ruhuna dokunmaktan başka hiçbir amacım yok.

***

Hayatın Sırrı…

E. K.’na

Babam yıllarca define aradı. Kazandığı, eline geçen her kuruşu define bulma umuduna gömdü. Bizim için önemli olan herhangi bir şeyin farkına bile varmadı. Define peşinde koşmaktan, bir türlü bulamadığı definenin ışıltısından gözleri öylesine kamaşmıştı ki, bizi hiç görmedi. Annem hayatı boyunca onu dizginlemeye çalışarak, babamın peşinden koştu. Ayrıca bir Anadolu kadınının ev içi görevleri vardı tabii ki. Ve o gözlerini endişeyle o kadar babama dikmişti ki, bizi hiç görmedi. Sonra annemi bir gün Simon de Beauvoir okurken gördüm. Nasıl yani derken, yıllardır varoluşçu yazarları didik didik ederek okuduğunu öğrendim şaşkınlıkla. 

Babam define arayarak, toprağı kazarak, annem babamı arayarak, sözcükleri kazarak hayatın sırrını aramışlardı. Onların düştüğü bu tuzak öğretti bana varoluşun böyle bulunamayacağını; ne bir şeylerin / birilerinin peşinden koşarak ne de okuyarak. Varoluş ancak ve ancak yaşayarak inşa edilebilecek bir bina gibi.. 

ÇOK OKUNANLAR