ABD’yi Trump başkanlığında şu anda yöneten Neocon-evanjelist savaş koalisyonunun açtıkları evanjelist savaşta Batı Şeria’nın özel önemi olduğu ve bu nedenle bölgeye İsrail tarafından el konulup filistinlilerin buradan da sürüleceğini yazıp duruyorum uzun süredir.
Ortada sanki hala daha bir müesses düzen varmış, ABD hala eski Amerikaymış gbi davranıp yorumlar yapan arkadaşlar işin dini savaş boyutunu ihmal etiklerinden, yapılan yorumlar çoğunlukla eksik kalıyor.
***
bugün Trump’ın Gazze açıklamasıyla resmen ilan edilmiş olan evanjelist savaşta Batı Şeria’ya İsrail tarafından el konulmasının önemi nedir ve insanların nelere inanmakta olduklarını anlatmaya çalışacağım.
***
Trump, evanjelistlerin finansörü Miriam Adelson’un talebi üzerine ABD Elçiliğini kudüs’e taşıdıktan, yani İsrail’in başkenti olarak fiilen Kudüs’ü tanıdıktan sonra 2017 yılında Oskosh Wisconsin’de yaptığı bir miting konuşmasında ‘Büyükelçiliğimizi Kudüs’e Evanjelik Hristiyanlar için taşıdık’ diye açıkça söylemişti
***
Kudüs’ün evanjelistler açısından neden bu kadar önemli olduğunu anlatabilmek için onları çarpık inançları doğrultusunda nelere inandıklarını görüp anlamak gerekiyor
Özellikle Amerikan Evanjelist çevrelerinde ve Israil’deki aşırı dindarlar ve Kabala’ya inananlar arasında anlatılan ve maalesef inanılan, dini metinlerle de desteklenen hikayeye göre ilk önce gerçekleşecek bir savaş tek başına bir sonu getirmeyecek, ama ‘sonu’ getirecek büyük savaşa (Armageddon) giden süreci başlatacaktı.
***
burada sondan kastedilen herkesin ölümü demek değil. End of times (tüm zamanların sonu) diye ifade edilen bir düşünce var. Bu premillenial da denilen, İsa’nın büyük savaşta mesih olarak dünyaya geri gelmesinden sonra başlayacağına inanılan 1000 yılık barış dönemiden önceki son dönemi anlatmak için kullaılıyor.
Trump ve Netanyahu’nun Gazze’ye el konulmasını ve Batı Şeria’ya da el konulmasını planlamalarının kendilerinin barış için yaptıkları işler olduğunu düşünmeleri işte bu inançları yüzündendir.
Onlar İsa’nın mesih olarak büyük savaşla birlikte dünyaya dönmesinden sonra başlayacağını düşündükleri 1000 yılık barış dönemi için çalışmakta olduklarına inanıyorlar.
***
bu inançları doğrultusunda İsa’nın dünyaya geri dönebilmesi ancak Kudüs’ün İsrail kontrolünde olmasıyla mümkün olabiliyor.
işte bu yüzden İsrail-ABD gazzeden sonra kontrolü tam olsun diye batı Şeria’ya da el koyacak ve adını Judea Samaria olarak değiştirecek adımları atacak
***
bunlar göre batı Şeria’nın tümü ve kudüs İsrail’in olduktan sonra İsa’nın dünyaya dönmesine hazırlık olsun diye Kudüs’te yeni bir mabet inşa edimesi de planlanıyor.
bu çılgınlar inşa edilmesi planlanan bu mabedin şu anda gökyüzünde olduğunu ve bunun yeryüzünde inşaatının Kudüs’te izdüşümünün olduğu noktaya yapılması gerektiğini söylüyorlar İsa’nın yeryüzüne dönebilmesi için.
***
şimdi sıkı durun. bilin bakalım o gökyüzünde olduğu düşünülen mabedin Kudüs’teki izdüşümünde şu anda ne olduğunu:
Evet Mescid-i Aksa bulunuyor şu anda o noktada.
yeni eğer bu çılgınlar düşündüklerini yaparlarsa Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine mabetlerini yapmaya bile girişebilirler
***
saçma mı bunlar tabii ki saçma.
çılgınlık mı tabii ki çılgınlık.
ama buna inanların arasında ABD’nin başkanı da olduğundan çılgın da saçma da olsa sonuna kadar götürülelemese de bunların deneneceğini düşünmemiz gerekiyor bence.
Gazze açıklamasıyla bir süreç çoktan başlatılmış durumda bile.
Trump ürdün kralı ile şubat 11’de Beyaz Saray’da Batı Şeria’yı da konuşacak.
bu nedenle kötü haber veriyorum diye bana kızmak yerine ne olup bittiğini tam anlamaya çalışalım.